ZORLUKLAR VE ENGELLER

İnsanların hayatlarındaki en büyük atılımlar, onların büyük felaketlere maruz kaldığı anlarda olmuştur. Sıkıştırma genişlemeyi doğurur. Zahmet ve sıkıntılardan sonra rahatlık gelir. En büyük acılar en büyük sevinçlerin kaynağıdır. Gecenin en karanlık vakti şafağa en yakın olduğu anlardır. En yüksek dağlar en derin uçurumların yanındadır. İnsanlar felaketinden zafer çıkarabilirse büyük olurlar.

Biz ancak acı ve sıkıntıların hakkından gelerek yaşadığımızın farkında oluruz. Hayattan zevk almak için belli oranda sıkıntılara katlanmak gerekir.  Her gün hoşlanmadığımız bir şeyi yaparak irademizi güçlendirebiliriz. Benimseyerek sıkıntıya katlanmak sıkıntının etkisini azaltır. Canınız sıkılıyorsa ondan kaçmayın. Onun üzerinde durun ve düşünün. Hiçbir şey bilmiyorsanız bir şey yapmadan oturun.

Hoşumuza gitmeyen şeyler hoşumuza giden şeylerden daha yararlıdırlar fakat bunun idrakinde değiliz. Hep rahat ve sevinç içinde yaşasaydık bunun bir değeri olmazdı. İnsan acıktığı içindir ki yemenin tadını alıyor, yorulduğu içindir ki dinlenmenin keyfini çıkarıyor, bir şeyden yoksun olduğu içindir ki kavuştuğunda seviniyor. Biraz gerginlik iyidir. “Yayı ne kadar gererseniz oku o kadar uzağa atabilirsiniz”.

Felaket ve sıkıntılar küçük ruhları ezer, büyük ruhları kuvvetlendirir. İnsanların gizli kuvvetleri ancak sıkıştırmakla aktif hale geçerler. İnsan sanıldığından fazla zorluklara dayanabilir, bittiğini sandığı yerde yeniden başlayabilir.