“ZEMİN KADAR BİNA DA ÖNEMLİ”
Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Yönetim Kurulu Başkanı Engin Er ile deprem gerçeği hakkında konuştuk. Zeminin sağlam olmasının başlı başına yeterli olmadığını vurgulayan Er, binanın da kaliteli olması gerektiğine dikkat çekti.
SAVAŞ ESEN
Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Yönetim Kurulu Başkanı Engin Er ile depremi konuştuk. Odanın faaliyetlerinden bahseden Er, “Şimdi bizim mesleğimiz taş toprak yani taşla, toprakla ve suyla ilgili faaliyetlerde bulunuyoruz. E tabii bunun içerisinde yerin yapısıyla ilgili yerliden çıkan cevherlerle ilgili, yeraltı sularıyla ilgili, jeotermallerle ilgileniyoruz. Depremsellik, doğal afetler, seldir, taşkındır, heyelandır, depremdir, bunlarla bunlara karşı alınacak önlemlerle ilgileniyoruz. Şehirleşmeyle ilgili, planlamayla ilgileniyoruz güvenli yapmayla ilgileniyoruz. Üniversitemizin birçok alanı var. Tabii köprü yapmakta, baraj yapmakta, tünel yapmakta mesela mesleğimizin zeminle olduğu alakalı oldukları için bununla da ilgileniyoruz.Odamızın yaptığı faaliyetlere gelince mesela en çok gündemde tuttuğumuz konulardan bir tanesi İKK olarak da yapıyoruz bunları. Oda olarak da yapıyoruz. Doğal afetlerle ilgili, Bursa biliyorsunuz depremsellik anlamında Türkiye’deki yirmi dört tane il var. Bu yirmi dört ilden bir tanesi de Bursa. Bursa’da bir deprem bekleniyor. Beklenen depremle ilgili Bursa’nın güvenli bir hale gelmesini, Çanakkale’nin, Balıkesir’in, Yalova’nın Güvenli hale gelmesiyle ilgili hatta Türkiye’deki kanunların ve yönetmeliklerin değişmesiyle ilgili bütün Türkiye’de bu işin daha Türkiye’nin güvenli hale gelmesiyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bu konuyla ilgili hem yerel medyayla hem ulusal medyayla ilgili bildiklerimiz, aktarmaya çalışıyoruz. Yerel siyasetçilere gidiyoruz. Milletvekillerimize gerek gerektiği zaman bakanlara gidiyoruz. Meclise giriyoruz. Bu faaliyetlerde bulunuyoruz. Yeraltı suları mesela bizim için çok önemli. Bunlarla ilgili ilgili, mesela geçen gün bir su paneli düzenledik. İkincisini düzenledik. Su paneliyle ilgili çalışmalarımız var. Jeotermal kaynaklarla ilgili odamızın yaptığı faaliyetler var. Doburca’da veya parkın içerisinde yapılan jeotermal sorunlar ile ilgili odamızın tavırları vardı. Yani Bursa’yı ilgilendiren her şeyiyle biz ilgileniyoruz” dedi.
“STRES BİRİKTİ”
Son zamanlarda Bursa’da yaşanan depremleri değerlendiren Başkan Engin Er, “Şimdi Bursa’yı etkilemesi beklenen depremlerin fay hatlarını yani bu faylarda oluşabilecek depremleri göz önüne aldığımız zaman beklenen Marmara depreminden Bursa’nın etkilenmesi gayet normal. 17 Ağustos depreminde de gördük. Bursa’daki birçok binaların duvarları çatladı gerçi parantez açtığı için de söylüyorum bunları biz sıvadık genler kullanır hale geldik ama 7.6 büyüklüğüne varan bir deprem bekleniyor, Marmara Denizi içerisinde. Böyle bir deprem olursa Bursa etkilenecek. İkincisi işte İznik’ten başlayıp Mudanya, Gemlik Mudanya’ya doğru devam eden bir fay hattı var ki burada da 7.7 üzerinde bir deprem bekleniyor. Tabii burada da oluşabilecek bir depremden biz etkileneceğini söylüyoruz. Üçüncüsü de 1855’te Kemalpaşa’dan başlayıp Uluabat’tan başlayıp Mudanya’yı etkileyen ve Ulu Camii’nin tarihi çarşımıza, kapalı çarşımızdaki binalar hasar görmesine sebep olan fay hattı var. Şimdi bütün bunları göz önüne aldığımız zaman bizim bu bölgedeki fay hatları 2012’de bakanlığın açıkladığı fay hatları, aktif fay hatları haritasında bu Gürsu’da olan depremler de kırmızı renkte gösterilmiş. Bu bölgede oluşan depremler ki aynı günde iki tane deprem oldu. Bu bölgenin hem canlı diri olduğunu söyleyebiliriz ama başka bir depremin habercisi olarak algılamak yanlış olur. Ama bu bölgenin yani bu hat üzerindeki olan gerilimi de stresin arttığını net bir şekilde söyleyebiliriz.
“YÜZDE 60’I MÜHENDİSLİK HİZMETİ ALMADI”
Bursa’daki binaların yüzde 60’ının mühendislik hizmeti almadığını ifade eden Er, “Tabii sadece bina anlamında da değil, zemin anlamında da riskli bölgelerimiz var bizim. Buralarda yapılaşmaya özellikle dikkat etmemiz lazım. Maalesef hem yapı denetim yönetmeliğimiz hem de büyükşehir yönetmeliği hem de bakanlığın yönetmeliği. Bu yapı mevcut binaların denetlenmesiyle yeni yapılan binaların denetlenmesiyle ilgili birçok açıkta ihtiva ediyor. Dolayısıyla sadece imar barışından faydalanmış binalar değil de Hatay depreminde biz oda olarak gittik. Orada da yeni binaların da Zemin özerkliğine bağlı olmak şartıyla kağıtta yüzde elli civarındaki binanın zemin özellikleriyle beraber zemin bina uyumsuzluğundan yıkıldıklarını biz net bir şekilde görebiliyoruz. Dolayısıyla Bursa sadece bina ki imar barışı ile ilgili değil, zemin özellikleri bakımından da riski taşıması, aktif faaliyetlerin üzerinde sıvılaşma da var mesela yani sıvılaşma özelliği taşıyan birçok ilçemiz var. Osmangazi var, Nilüfer’de var, Yıldırım’da var. Dolayısıyla Gemlik’te var Gürsu’da var. Kestel’de var. Yani birçok ilçemizde bizim taşıyan bölgelerimiz var” şeklinde konuştu.
“ZEMİN ÇALIŞMASI VAR, DENETLEME YOK”
Zemin çalışmalarının yapıldığını fakat denetlemenin yapılmadığını söyleyen Er, “Uygulamanın denetlemesi zaten dolayısıyla birçok açıklarımız var bizim. Akademik odalar bu dertleşmenin içerisine girmeli. Eğer biz girersek ya yani ya belediyeler girsin ya yapı denetim firmaları zeminleri de kontrol edebilir hale gelsin ya da akademik odaları bütün bunlarla beraber iş birliği yaparak bir sistem kurulsun. Dolayısıyla şu anda yapı denetimin zemin iyileştirilmesiyle ilgili bir görevleri yok. Ya bunu defalarca biz firmalarla da görüştük. Siz nasıl satın almayla bu işten olamayacağını net bir şekilde söyleyebiliriz. Çünkü hizmet satın aldıkları zaman ayrı jeoloji mühendisleri arazide sondajı denetlemiyorlar. Uygulamayı denetlemiyorlar. Sadece formaliteden yani zemin etüdü yapılmış mı ve rapor formata uygun mu diyerekten kontrol ediyorlar. Bu da yeterli bir şey değil. Sonuç değil alanları maalesef kontrolsüz yapılaşmaya gidiyor” dedi.
“ZEMİNE DİKKAT ETMEDEN DÖNÜŞÜM YAPILIYOR”
“Kentsel dönüşümü yaparken biz bu zemin özelliklerine dikkat etmeden bölgenin jeolojik ve özelliklerine dikkat etmeden kentsel dönüşümü yaparsak yeniden kentsel dönüşüme ihtiyaç duyan alanları biz kendi ellerimizle oluşturmuş oluruz” diye konuşan Er, “Dolayısıyla işte Bursa’da mesela birçok heyelanlı bölgeler var. Heyelan biliyorsunuz Mollaarap’ta oldu. 100’ün üzerindeki binada bir boşaltma oldu” şeklinde konuştu.
“YAPI TEKNİĞİNE DİKKAT EDİLMELİ”
Şehrin dağ yamaçlarının zemin olarak sağlam olduğunu ifade eden Er, “Orada da yapı tekniğine çok dikkat etmemiz lazım. Mesela Mudanya’da Güzelyalı’da 99 depreminde birçok bina yıkıldı. Niye yıkıldı o eğime, o zeminin özelliklerine uygun bina olmadığı için, ona uygun kazı yapılmadığı için yani yapılan çalışmalar arazide denetlenmediği için binalar yıkıldı. Dolayısıyla o bölgeler her ne kadar zemin olarak yani yükleme düşey yüklere sağlam gibi gözükse de depremi tetikleyebileceği heyelanlar, yanlış hatırlatmadan üzerine eğimin üzerine konabilecek yükten dolayı da heyelanlara sebep olabilmekte. Dolayısıyla bir de bir depremde de daha büyük hasar görebilir” diye konuştu.
“7.2’LİK DEPREM GELECEK 11 YILI ETKİLER”
Toplanma alanlarının yetersizliğinden bahseden Başkan Engin Er, şu ifadeleri kullandı: “Toplanma alanlarıyla ilgili sadece bir boş bir alan olarak değerlendiriyoruz. Tabii bunların da değişmesi lazım. Yani toplanma alanı dediğimiz zaman depremden sonra toplanacak, oradaki insanların en azından insani ihtiyaçlarını giderebilecek şekilde yeniden revize olması lazım. Alan olarak belki yeterlidir ama dediğim gibi birçok eksikleri var. Onların da net bir şekilde toparlanması lazım. Yani deprem Bursa’yla ilgili 24 tane ili var. Eğer 7.6 büyüklüğü bir deprem hatta Bursa merkezli yani 1855’i oluşturan deprem 7.2 büyüklüğünde bir deprem olursa biz 11 yılı etkileyen deprem kadar hasar görebiliriz.”
“YARISI BİZDEN KAMPANYASI BURSA’DA DA UYGULANMALI”
Belediyelerin depremle ilgili çalışmalarının olduğunu aktaran Er, “Yaptıkları en büyük çalışmalar da kentsel dönüşümle ilgili planlar, projeler yapılıyor. Burada eksiği yine söyleyeyim. Bir jeolojik ve jeoteknik çalışmalar dikkat edilmiyor ikincisi bütüncül bir plan yapımı. Yani bir belediye başka bir kentsel dönüşüm planı içerisinde diğeri de kentsel dönüşüm planı içerisinde. Büyükşehir başka bir kentsel dönüşüm çalışması içerisinde. Dolayısıyla bütüncül bir bakış yok. Üçüncü bir plan yapımı ve bu kamuoyuyla bana göre bize göre kamuoyuyla paylaşılmalı. Yani herkes hangi tür binada yaşadığını ve bir deprem olursa hangi riskleri taşıdığını bilebilmeli. Mesela İstanbul’la ilgili olumlu bir adım atıldı. Yarısı sizden kampanyası gibi bunu Bursa’ya da uygulanmalı ama işte eski binayı ilk yeni bina yapmak mantığıyla olmamalı. deprem bölgesinde de gördük. Yani bitişik nizam yaptıkları zaman yan yani kontrollü ve zemini özellikle sağlam olmayan bina yaptığın zaman senin bina sağlam olmuş olsa yan taraftaki bina geliyor, senin binayı yıkabiliyor. Dolayısıyla birçok çalışmalar var ama bunların dediğim gibi işte ben bu kadar yapıyorum. Sen bu kadar yapıyorsun mantığıyla değil. Bütüncül bir bakış açısıyla vatandaşta da aslında bir düşüncede bir değişiklik olması lazım. İşte 100 metrekare binamı veriyorum. Ben illa 100 metrekare daire isterim, üstüne de şunu isterim. Buzdolabı isterim. Ne bileyim işte fırın isterim gibi böyle bir yaklaşımdan vazgeçmeli. Bu iş devlet, yerel idare ve vatandaş iş birliğiyle olmalı. Yani devletin de bizim de artık bir düşünce değişikliğine gitmemiz lazım” dedi.
“ÖNCELİK GÜVENLİ BİNA”
Vatandaşlara seslenen Er, “Kalebodur, fayans var mı? Cephesi şu kadar mı? Büyüklüğü bu kadar mı? Demekten ziyade etütleri yapılmış mı? Statik hesapları yapılmış mı? Fay hatlarına yakın mı? Heyelan riski var mı? Tsunami riski var mı? Bursa’da birçok depremimiz üç büyüklüğünde deprem işte bugün Gürsu’da olan bir olay, insanlar dışarı gitmesine sebep oluyor. Bütün bunlar hepsiyle beraber değerlendirmesi lazım insanların bir bina alırken. Kalebodur fayansına bakmak lazım ki onlara da baksınlar. Onlar bir şey demiyorum ama öncelikle güvenli kentte güvenli bir binada güvenli bir bölgede oturuyoruz mu? Onun araştırması yapmaları lazım Onun için de yani bunlarla ilgili çalışmalar yapması lazım diyorum” açıklamasında bulundu.