YKS’ye doğru
Herkese merhaba,
Haziran ayına girmemizle birlikte yaza merhaba demek için günleri saymaya başladık. Haziran, sıcağı sevenler için enerji dolu ayların gelişi anlamına gelirken “Yok ben kış insanıyım” diyenler için “Bir an önce bitse” dedirten bol oflayıp puflamalı günlerin ışık hızıyla gelişi demektir. Çoğu öğrenci için ise dersler, ödevler ve erken saatte uyanma zorunluluğu olmadan sorumluluklardan sıyrılarak geçirilecek koskoca 3 ayın müjdesidir haziran; fakat bazıları için yoğun bir sınav temposunun son aşaması olan o nihai günün kaygısından ibarettir haziran. Bir yandan kendi hayalleri bir yandan çevrenin beklentileri derken “ya sınav günü kötü bir sabaha uyanırsam/ya hasta olursam/ya emeklerimin karşılığını alamazsam/ya yeterince emek vermediysem/ya başkaları benden daha çok çalıştıysa” gibi içinde yoğun kaygı içeren birçok soru işaretiyle karşı karşıya kalırlar. Ben de bu sancılı sürece kulak verip bu haftaki yazımda her sene heyecanlarını ve meraklarını paylaştığım sevgili müstakbel üniversite öğrencilerinin sınav kaygılarını işlevsel düzeye düşürebilmek adına yapabilecekleri birkaç pratikten bahsetmek istedim:
- Kabul Etmek: Bazılarımız ülkemizde belirli bir saatte ve belirli bir kalıp üzerinden uygulanan üniversite sınav sistemine karşı oldukça tepkilidir. Bu tepkiden doğan öfkeyi ders dinlemede/çalışmada ve girdiği deneme sınavlarında hep üzerinde taşır. Öfke, öğrenme sürecini yani bir bilginin kazanılması, bellekte yer edinmesi ve gerektiğinde geri çağırılıp kullanmasından oluşan süreci olumsuz etkileyen, başarıyı azaltan faktörlerdendir. Sınav sistemine karşı olan öfke içimizde barındıkça ve sistemin varlığını kabullenemedikçe başarı oranımız azalacak ve “Eyvah, galiba kazanamayacağım!” kaygısına kapılarımızı açmış olacağız. Oysa ki hayatta karşılaştığımız ve karşılaşacağımız çeşitli alanlardaki sınavlarda olduğu gibi bu sınav sistemini de değiştiremeyeceğimizi içselleştirip öfkemizi üzerimizden silkelemek, başarıyı artırıp kaygıyı azaltan önemli unsurlardan olacaktır.
- Gevşeme ve Nefes Egzersizleri: Sınav öncesi ya da sınav anında içinde olumsuz barındıran düşüncelerin yanına bir de terleme, nefes darlığı, titreme, kalp çarpıntısı gibi fiziksel belirtilerin de eklenmesiyle kaygı daha yoğun hissedilmekte ve panik davranışları gözlemlenmektedir. Özellikle fiziksel belirtileri azaltabilmek ve zihnimizi daha güvenli bir alana ulaştırabilmek için yapılacak gevşeme ve nefes egzersizleri öğrencilere kaygıyı optimal düzeye indirgemede yardımcı olacaktır.(Haftaya sevgili Fizyoterapist OsmancanTakmaklı’dan gevşeme ve nefes egzersizleri hakkında detaylı bilgiler gelecektir.)
- Rutine sadık kalmak: Eğer var olan rutininiz (özellikle uyku ve beslenme düzeni) sizler için yeterliyse son dakika değişikliklerine adapte olma çabası sizlere ekstra bir kaygı yükleyebilir; fakat gece çalışıp sabaha karşı uykuya dalanlardansanız başta melatonin hormonu ve bu hormona bağlı diğer bileşenlerin gün ışığındaki uykuda salgılanamadığını göz önünde bulundurarak dikkatte azalma, konsantrasyon ve hatırlama güçlüğü gibi sorunlara ve bu sorunlar da aşırı kaygıya yol açabilir. Halihazırda sınava daha vakit varken yavaş yavaş uyanma saatinizi birer saat öne çekerek gece uykusuna dönmeniz faydanıza olacaktır. Aynı şekilde beslenme düzeninde son anda yapılan değişiklikler (enerji artırıcı olduğu düşünülen besinler başta olmak üzere) midenin bozulmasına ya da sindirim problemlerine yol açabilir ve sağlığın olumsuz etkilenmesi ise sınav kaygısını tetikleyebilir.Bu nedenle beslenme düzeninde bir değişiklik yapılması isteniyorsa sınavdan en az 3-5 gün öncesinde adım atılmalıdır.
- Kişilerle aranızdaki mesafeyi asıl ihtiyacınıza göre belirlemek: Sınav yaklaştıkça yalnızca öğrencilerin değil aile, okul ve dershanelerin gündeminde de “sınavdan önceki gün, sınav günü ve sınav anında yapılacaklar/yapılması gerekenler” oldukça yoğun yer kaplar. Kimi bireyler gündemin içinde kalıp duygu ve düşüncelerini diğerleriyle paylaşıp tecrübeli kişilerin öğütlerini dinleyerek sınav kaygısını azaltma yoluna giderken kimisi için ise bu paylaşımlar kaygı seviyesini çok yükseltmektedir. Bu tarz durumlarda sınav ile ilgili konulardan uzaklaşmak istediğinizi dile getirebilir ya da paylaşımın olduğu ortamdan bir süreliğine uzaklaşabilirsiniz. Yine paylaşımdansa bireysel başa çıkma yoluna giden bireyler için kısa süreli yürüyüşler, komedi filmi, bulut-ağaç-çiçekler gibi anda kalmanızı sağlayacak nesnelere odaklanmak ve takip etmek kaygıyı işlevsel düzeye indirgemenize yardımcı olacaktır.
Sevgili müstakbel üniversite öğrencileri ve onların biricik destekleyicileri, umuyorum ki bu süreci sağlıkla ve emeklerinizin karşılığını alarak atlatacaksınız. Bu hafta bahsettiğim sınav kaygısı konusu ya da merak ettiğiniz diğer hususlarla ilgili psikologeylemdincer@gmail.com mail adresimden ya da @pskeylemdincer adlı instagram hesabımdan benimle iletişime geçebilirsiniz. Sevgiyle kalın…
Yararlı kısa ve öz yazından dolayı seni kutluyorum Eylem’cigim. Sınava girecek tüm öğrencilere de başarılar diliyorum.