Yandaş medyacılığın kötü tarafı

Günümüzde maalesef taraflı haber yapan birçok haber kanalı ve gazeteler bulunmaktadır.  Bu tarz haber kanalları sadece taraftar gibi tuttuğu kimliklerin faydasına olacak haberleri halka duyurur, yeri zaman yalan habere bile teşebbüs ederler. Adeta beyni örümcekleşmiş insanlar da kapılıverir bu rüzgara. Araştırmadan, sorgulamadan tek taraftan duyduğu yalan yanlış haberlere inanıverir giderler. Einstein’ın da dediği gibi “Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir.” Bu yandaş medyacıların yaptığı diğer şeylerden birisi ise milli ve manevi değerleri sanki karşı tarafın da değerleri değilmişçesine halka doğru empoze etmeleridir. Bir nevi bizim bu manevi duygularımızı sömürmektedirler. Bunu yapan bir kanalı örnek verecek olursam onların yaptığı yalan habere itaat göstermezsen de vatan haini ilan ediliyorsun. Keza sorgulayınca da…  Aslında ülkemizi geriye götüren, bazen de halkın birbirine düşmesine sebep olan olaylardan birisi de budur. Ve aynı zamanda örümcekleşmiş beyinleri de kendi taraflarına çekmek… Son zamanlarda yaşanan buna benzer olaylardan birisi ise bir haber kanalının Şanışer yani namıdiğer Sarp Palaur ve beraberindeki birçok şarkıcıya yapmış olduğu tamamen halkın duygularını sömürmek üzerine kurulu olan şarkıya sözde cevap niteliğinde çekmiş olduğu belgeseldir. Şarkıda ülkemizde yaşanan sorunlara değinilmekte ve bir şeylere artık son verilsin çağrısı yapılmaktadır. Fakat yandaş medyamızın belgeseli bu denli etkili bir şarkıyı bastırmak isteyecek olmalı ki belgeselde eleştiri yaparken arkaya birden duygusal fon müziği koyarak 15 Temmuz’da FETÖ’cü hainlerden bahsetmeye başlamaktadır. Şahsen buna çok güldüm. Çünkü Şanışer’in şarkısında 15 Temmuz gecesine ithafen hiçbir söz bulunmamaktadır. Aynı zamanda şarkıdaki bir sözde kasıtlı yakılan ormanlardan bahsedilmektedir. Belgesel ise buna cevap olarak ormanları PKK yaktı siz sustunuz demektedir lakin yakılan her ormana ev ya da tatil köyleri yaptırıldığından bahsetmemektedir. Medyacılığın ne kadar önemli bir görev olduğunu düşünürsek bu sektöre yalan ve hile karıştırıldığında ipin ucundaki zararın yine halka değmesi kaçınılmazdır. Gerçek haber kanalları ve gazeteler olaylara objektif olarak yaklaşanlardır. Bu tarz yapılan tüm işler halkı empoze etmek adına yapılan çalışmalardır. Halkımızın ise bu tongalara düşmemesi, aklını kullanarak, sorgulayarak doğruyu ve yanlışı ayırt etmesi şarttır. Einsteinin sözünü tekrar hatırlatmak istiyorum  “Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir.”