Türkiye’nin milli güvenlik sorunu
Türkiye’nin Milli Güvenlik Sorunu nedir diye sorsam herkesin en az 1 şey söyleyebileceğinden eminim. Kimisi terör, kimisi dış güçler diyecek. Kimisi ise haddini aşıp hakkında en ufak bir fikri olmadan ‘İslamlaşma’ diyecek eminim. Asıl sorun içimizdeki hainler diyecek kişiye, 10 üzerinden yıldızlı 10 vermek gerek. Gerçekten asıl Milli Güvenlik Sorunumuz içimizdeki hainlerdir ancak pirincin içindeki siyah taşları toplamak kolaydır. Asıl olan beyaz taşları görebilmektir.
15 Temmuz sonrası başladığımız operasyonlara bir yenisini daha ekleyen şanlı Türk ordusu, Gara bölgesine yuvalanmış ‘bölücü terör örgütü PKK’ya, girilemez denen yere girerek, tarih sayfalarına silinemez bir iz daha bırakmıştır. Ancak pirincin içindeki beyaz taşlar, bu büyük operasyonu itibarsızlaştırmak ve Türk ordusunu toplumun gözünden düşürmek için türlü algı operasyonlarına başladılar bile. Hatta bazı klavye mücahitleri ve bunların bağlantılı oldukları siyasi odaklar, operasyonun başarısız olduğunu söylemekte ve şehadet makamına erişmiş 13 vatan evladımızın üzerinden siyasi polemik çıkarmaktadır. Terör operasyonlarını siyasi malzeme haline getirmek, operasyonları ve Türk ordusunu itibarsızlaştırmaktır. Terör, milli güvenlik sorunudur. Bu şekilde görmeyenlerin, Türkiye siyasetinden uzaklaştırılması asıl gündem konusudur. Hatta bu tip insanların siyasetçi görünümü altında siyaset yapıyor olması, asıl ‘Milli Güvenlik Sorunudur’.
Bizlerin yazılı ve sosyal medyada üzerine basa basa anlattığımız ancak bu gibi odakların anlayamadığı bir konu vardır. Devletin sarsılmaz birliğine, bölünmez bütünlüğüne zarar verecek, adı ister PKK olsun ister DAEŞ, ister SDG ister YPG, her türlü saldırıda iktidar muhalefet kim varsa bir olmamız zorunluluğudur. Ancak maalesef CIA ve MOSSAD‘ın Türkiye’deki paralı ajanları, siyasetçi kimliği ile bölücülüğün en büyüğünü yapmaktadırlar. Kimliklerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazsada, asıl işleri her ne konuda olursa olsun devletimizin icraatlarını sekteye uğratmak olan bu ajanlar, arkalarına aldıkları insanları da bu dipsiz çukura sürüklemektedirler. PKK terör örgütüne, korkmadan, başı dik bir şekilde PKK bir terör örgütüdür diyemeyenler, maalesef ülkemizde geniş kitlelere hitap etmektedirler. PKK bir terör örgütüdür diyemedikleri sürece söyledikleri her cümle samimiyetsiz, attıkları her adım kifayetsizdir.
İnsanlarımızı, şanlı devletimizi alçakça infaz etmeye çalışanları görmeye ve olası seçimlerde sandıkta en büyük tepkiyi vermeye davet ediyorum. Asla sizlerin vereceği oya karışmam/karışamam. Ancak tablo bu kadar net iken eliniz bu adamlara oy vermeye gidiyorsa sizin de tarafınız onların tuttuğu taraftır bilmiş olasınız.
Sayın devlet büyüklerimden ricamdır. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi içimiz yanıyor ve kavruluyor. Kimilerinin daha şehitlerimizin kanı kurumadan bu konuyu siyasi rant malzemesi haline getirmesi, kanayan yaramıza hançer saplanmıştır. Bizim gibi kadim bir devletin içerisinde böyle siyasetçilerin olması, demokrasi değil talihsizliktir. Eğer tasfiye aşaması geldiyse -ki bence geldi-, bu süreci hızlandırmalısınız. Zira vatandaşın artık dayanacak gücüde kalmadı sabrıda.
İşte asıl Milli Güvenlik Sorunu budur!