TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİ
Türkiye ile İsrail dini bakımdan ebedi düşman gibi duran iki devlet, ancak ulusal çıkarlar söz konusu olduğu zaman, iki devlet de bu düşmanlığı bir kenara bırakıyor gibi görünüyor. Hiçbir zaman siyonist İsrail’in birgün Türkiye ile dostane bir tutuma gireceğine ihtimal vermiyorum. Zaten ‘devletlerin dostları yoktur, çıkarları vardır’ aforizmasını sürekli hatırlatırım satırlarımda.
Benim kanaatimce ölü doğmuş olan East-Med projesinin rafa kalkmasından sonra İsrail’in Türkiye’ye yakınlaşması yada bu yönde çabalaması beklenen bir durumdu. Zaten projede Türkiye’ye Doğu Akdeniz’de egemenlik sahası bırakmamak için atılmaya çalışılmış bir tasarıydı sadece. Kısaca proje, Güney Kıbrıs üzerinden kurulacak bir boru hattı ile İsrail gazının Avrupa’ya pazarlanmasıydı. Türkiye’nin Libya hamlesi ve bu hamledeki kararlı tutumu projenin çöpe gitmesine olanak sağladı.
İsrail ile düşmanca tutum içerisinde olmamız, bu kavim ile ticaret yapmayacağımız anlamına gelmemeli. Kavim olarak bahsetmemin sebebi ise, bölgeden yakında gidecek yada en kötü küçülecek olması. 2011 yılında, ‘2023 Ortadoğusu’nda İsrail diye bir devlet yok’ diyen Henry Kissenger’ı bu konuda destekliyorum. Ticari kısmına gelince ise Türkiye atacağı her adım İsrail’in Ortadoğu’da ömrünün uzaması anlamına gelebilir. Ancak bu sefer eski Türkiye yok. Yapılacak ticari anlaşmalar her ne kadar İsrail için bir fırsat gibi dursada asıl bu işten kârlı çıkan ülke Filistin olacaktır. Her adımda İsrail beka korkusuyla taviz üstüne taviz vermek zorunda kalacak, belkide Kudüs inadından vazgeçmek zorunda bırakılacaktır. Üstelik Türkiye marifetiyle.
2021 yılının sonuna doğru olası bir Münhasır Ekonomik Bölge hamlesi beklemekteyim. Eğer İsrail bu adımı atmaz ise yeni doğalgaz boru hattı projesi Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşamayacaktır. Bir bakıma İsrail bu adımı atmak zorundadır. Hem lojistiğini sağlayacağımız boru hattı hemde yapacağımız MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) anlaşması ile ülkemiz, ekonomik anlamda fayda üstüne fayda sağlayacaktır.
Hayfa Üniversitesi Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezinde yapılan araştırmada Türk donanmasının, Doğu Akdeniz’deki en güçlü donanma olduğu belirtildi. Deniz yollarına hâkimolan dünya ticaretini de elinde tutacak. İsrail’in bu güzellemesi bile elimizin güçlendiğini gösteriyor.
Her geçen gün ezberlerin bozulduğu ve yeni düzenin konuşulduğu dünyada Türkiye, dünyanın en büyük lojistik devleti haline geleceği kaçınılmaz bir devlettir. Geleceğin Türkiye ile olacağını öngöremeyen herhangi bir devlet, açlık ve sefalete katlanmak zorunda kalacaktır. Yapacağımız her anlaşma Türkiyemiz’in âli menfaatlerine en uygun şekilde yapılacaktır. İsrail’i sevmeyiz, güvenmeyiz ancak;
Devletimize Güvenin!
İmzamı atarım, sisinin kuyruk sallaması da İsrail in emri ile, bilindiği üzere sisinin amcası İsrail parlamentosunda millet vekili, her yol bize çıkıyor, asgari müşterekte birleşip içeride bir olmak zorundayız.