TÜRK PSİKOLOJİSİ SİNEMA!

Dünyada ilk çekilen sinema filmi; Fransız iki kardeş Auguste ve Louis Lumière La Ciotat tren garında bir trenin istasyona gelişini anlatan 1 dakikalık kısa bir film olarak çekilmiştir. Sinema sektörü o günden sonra yüksek paralar harcanan eleştirmenlerin, Bertrand Russell gibi filozofların bile ilgisini çekip üzerine çalışmalar yaptığı bir sektör haline gelmiştir. Sinemanın gücünü Bertrand Rusell ‘özgür iradeyi tahrip eden çocukların sosyal algılarını çevre ve ailesinden çok sinemadan elde ettiğini iddia etmiştir’. Modern bilimde son zamanlarda yapılan bir araştırmada kültürün,mutluluk hormonu yani serotonin hormonunu düzenlediğini gösteren veriler mevcuttur. Kültür toplum memleri gibi unsurlar insan varlığını oluştururken, insanları değiştiren ve farklı gözle bakılmasını sağlayan nedenlerden biriside sinemadır.

Dijitalizmin artmasıyla beraber veri akışlarının toplum içerisinde yer değiştirmesi her toplumun kültürel bazı özelliklerini değiştirmesine neden olmuştur. hatta daha çok genç neslin ve yaşlı neslin görüş farklılıklarında ve dünyaya bakış açılarındaki farklılıklarda bunlarında etkisi kabul edilmesi gereken bir gerçektir.

Türk sinemasının önemli filmlerinden olan Ömer Yusuf Atılgan’ın yazdığı Anayurt oteli kitabı, başka bir film ise Zeki Demirkubuzun Masumiyeti, kader filmi,

Nuri Bilge Ceylan filmlerinden olan ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ filmi, son zamanlarda çok fazla yaygınlaşan Masumlar Apartmanı, Camdaki Kız, Kırmızı Oda gibi psikolojik diziler.

Bunlar aslında toplumun birer yansımasıdır, toplumsal olduğunu anlatır, toplumu yönlendiren yapının temeli ise kültürdür. Toplum Verilerine göre aldatma, iş yeri veya dışarıda psikolojik baskı varken, Sinemamızda tam anlamıyla mutsuz olma nedenlerini dışavurumunu iyi incelemiş ve anadolu gerçekliğini önümüze sunmuştur. Hatta komedi filmlerimizde bile işçi haklarından yoksun, mobbingle büyümüş bir toplumda bu gibi durumlara fazlasıyla rastlayarak sinemamızın mı toplumu şekillendirdiği yoksa toplumun mu sinemayı şekillendirdiği önemli bir sorudur?

Son olarak sinemanın daha genel baktığımızda kitle iletişim araçlarının toplumu nasıl etkilediğini anlamış olduk. Bu kadar verinin arttığı bir ortamda bunu kontrol etmek çok daha zor. Sinema ve toplum bu derece iç içe geçmişken…