Tükenmişlik Sendromu
Geldiğimiz dönem itibariyle zor olan tükenmemek, tükenmişlik yaşamamak nerdeyse mümkün değil.
Duygusal bitkinlik, motivasyon kaybı ve adanmışlıkta azalmayı” tarif etmek için kullandığımız “tükenmişlik sendromu.”
Hayal kırıklığı’nın bir sonrası ve depresyon’un hemen öncesi bir yer diyebiliriz bu sendroma.
“SENİN İÇİN GEÇMİŞ”
‘Köprüden önceki son çıkış’ metaforu ile düşünürsek; tükenmişlik girilmek istenmeyen ama son çıkışı da kaçırılan, mecbur üzerinden geçilecek köprüdür. Halk arasında “Senin için geçmiş” denen durum, bir nevi öğrenilmiş çaresizlik halidir tükenmişlik.
Bu ülkede yaşayıp da tükenmişlik sendromuna yakalanmamak düşük bir olasılık. Bir insan tükenmişlik sendromuna yakalandığını fark ediyor, bunu dile getiriyor ve kendisini iyileştirmek için hayatını değiştirebiliyorsa bu insan maddi kaygılardan uzak, kariyer hedeflerini askıya almış ve sağlam bir sosyal desteğe sahiptir desek yanılmayız.
İnsanın her açıdan “tuzu kuru” bile olsa sürekli değişen gündem bile kendi başına tüketici.
Yani demek istediğim toplumsal iyileşme olmadan bireysel iyileşme zor. Her şeyi değiştirme gücümüz olmasa bile toplumun parçası olan biz bireylerin içinde bulunduğumuz koşulları değiştirmek için sandığımızdan daha fazla gücü olduğunu da unutmayalım.