TORPİL PATLADI TORPİL PATLADI TORPİL PATLADI
İnsanoğlu çocukken büyümek ister.
Çocukluğunu asla kabul etmez, “Sen çocuksun” diyene “Çocuk değilim, büyüdüm artık” der…
Büyüdüğü zaman da, çocukluğundaki o güzel günlere, o güzel anılara özlem duyar ve çocuk olmak ister…
Fakat giden gelseydi, mezardan sevdiklerimiz çıkar gelirdi.
Çocukluk da bitti gitti artık, asla geri gelmeyecek…
Çocukluktaki hayaller bambaşka oluyor tabi ki…
Eski jenerasyon sokak oyunlarına bayılır, keyifle, büyük bir heyecan ile sokakta oyunlarını oynarlardı…
Şimdi teknoloji ile birlikte çocukların oyun alışkanlığı da değişti, dijital oyunlara döndü…
ÇANAK ÇÖMLEK PATLADI, SAKLAMBAÇ OYUNU
Çocukken en çok oynanan oyunlardan bir tanesi saklambaç oyunu…
Hâlâ aklımda,
Bir kişi şu tekerlemeyi:
“Portakalı soydum, başucuma koydum, ben bir yalan uydurdum. Duma duma dum. Kırmızı mum….” söyleyerek sayışma yapar ve son işaret edilen kişi ebe olurdu.
Böylece ebe olacak kişi belirlenmiş olurdu.
Ebe gözünü yumup sesli olarak 100’e kadar sayardı.
Ritmik saymanın çeşitli versiyonları bu aşamada öğrenilirdi zaten…
Ebe sayı sayarken diğer tüm oyuncular gizli gördükleri bir yerlere saklanırdı…
Ebe olan kişinin hem gözlerini yumduğu yer, hem sayı saydığı yer, aynı zamanda sobeleme yeriydi.
Sayma işi bittiğinde ebe gözlerini açarak o esnada saklanmış olan oyun arkadaşlarını saklandıkları yerden bulmak için çevrede aramaya başlardı.
Saklanan herhangi bir oyuncu eğer ebeden önce sobeleme yerine ulaşır ve sobelemeyi başarırsa bir sonraki oyunda ebe olmuyordu.
Eğer ebe oyunculardan birini gördüğü halde, adını yanlış söyleyerek sobelerse tüm çocuklar;
Tüm ahaliyi, tüm sokak ve mahalleliyi ayağa kaldıracak şekilde avazları çıktığı kadar bağırırlardı:
“ÇANAK ÇÖMLEK PATLADI ÇANAK ÇÖMLEK PATLADI ÇANAK ÇÖMLEK PATLADI”…
Bu patırtıyı herkes duyardı ve kahkaha ile gülerdi…
Ebe olan kişi, bu durumda cezalı olarak yine ebe olur, tekrar gözlerini yumar, 100’e kadar tekrar sayardı…
Şimdi, büyüdük…
İşler değişti, sokağa çıkıp bağırmak yerine tüm ahaliyi uyararak açık ve net şekilde yazıyorum.
Malum çağ değişti, dijital çağa uyum sağlamak gerekiyor…
TORPİL PATLADI TORPİL PATLADI TORPİL PATLADI diye…
Artık kahkaha atan ahali de kalmadı.
Onların yerini sinir olan, rahatsız olan ahali aldı…
Tüm ahali duymuyor, fakat okuyor…
Lâkin okumuyormuş, “mış” gibi yapıyor…
Okuyan da anlamıyormuş, “mış” gibi yapıp saçmalamaya devam ediyor…
Fakat dijital çağ gereği, sadece çocukların oyunları değişmemiş.
Çocukluktaki gibi tüm ahali duyduğu halde yanlış isim söyleyen cezalı olmuyor…
Yanlış isim söylendiğini söyleyen cezalandırılmaya çalışılıyor…
Hayret ediyorsunuz değil mi?
Çocuklara doğruyu öğretmeye çalışan, fakat kendi öğrettiklerinin tam tersini, yanlış olanı yapan ve yanlışlıkta ısrar eden yetişkinleri gördükçe…
Demek ki çocuklar daha masum, daha cesaretli, daha adaletli oluyor diye düşünüyor insan, ister istemez.
Çünkü yanlış yapan arkadaşları, eğer yanlışını kabul etmezse,
“Hadi hadi, ağlama, mızıkçılık yapma” der ve oyun dışına atarlardı…
Şimdi kimsede artık o cesaret ve o adalet duygusu kalmamış, bitmiş, gitmiş…
Hadi hiçbir şeye saygınız kalmadı diyelim,
Bari çocukluğunuza saygınız kalsın…
Yanlış yaptın, eline yüzüne bulaştırdın işte, mızıkçılık yapmaya devam etme, ama nerede?
Ben üzerime düşen görevimi yapıp gördüğümü söyleyemeye devam ediyorum, tıpkı çocuklukta olduğu gibi…
TORPİL PATLADI TORPİL PATLADI TORPİL PATLADI…
Dr. Meryem ÇILDIR