Tatlıoğlu’ndan SGK çağrısı: ‘İkinci sınıf muamelesi yapmayalım!’
İYİ Parti Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail TATLIOĞLU TBMM’de düzenlediği
basın toplantısında Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmekte olan 2/2019
Sayılı torba kanunun 8-13. Maddelerinin sosyal güvenlik sistemimizdeki yurtdışı
hizmet borçlanmasına ilişkin hükümlerini düzenlediğini belirtti.
Tatlıoğlu, “Yurtdışı borçlanmasının, 1978 yılından bu yana sosyal güvenlik
sistemimizde yer alan bir uygulama olduğunu, o dönem, özellikle Almanya’ da
yaşayan işçilerimizin dövizlerini Türkiye’ ye getirmek amacıyla yasalaştığını ve
5510 sayılı kanun yürürlüğe girene kadar yurtdışı hizmet borçlanmasının günlük
1 dolar üzerinden gerçekleştiğini” belirtti. Tatlıoğlu, “2008 yılında yürürlüğe
giren 5510 sayılı Kanunla bu borçlanmada da dövizden vazgeçilerek % 32
oranının uygulanmaya başlanıldığını, böylece, yurtdışında yaşayan
vatandaşlarımız, borçlanma hususunda Türkiye’ de yaşayan vatandaşlarımız ile
eşitlenmiş olduğunu” söyledi.
Tatlıoğlu, komisyonda görüşülen teklif ile halihazırda %32 olan yurtdışı
borçlanma prim oranının %45’ çıkarılması ve yapılacak borçlanmaların bundan
böyle 5510 sayılı kanunun 4. Maddesinin (b) bendi kapsamında (Bağ-Kur)
değerlendirilmesinin kabul edildiğini belirtti.
%13’lük fark yurt dışında olmanın vergisi midir?
Tatlıoğlu, “Bugün %32 olan prim oranının % 12’sinin Genel Sağlık
Sigortası, % 20’sinin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları için olduğunu ve bu
oranın hukuki, kanuni bir temele dayandığını belirten Tatlıoğlu, buna karşın,
“teklif ile öngörülen %45’ lik oranın neyi ifade ettiğini anlamak mümkün
değildir” dedi . “%13’lük farkın tamamen afaki bir oran olduğunu belirterek
aradaki %13’ lük fark yurtdışında olmanın vergisi midir?” diye sordu.
“Bu değişikliğin çok açık bir şekilde yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza
üvey evlat muamelesi yapılacağı anlamına geldiğini ve hiçbir Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı kendisini ikinci sınıf vatandaş olarak hissetmemesi
gerekir” diye ifade eden Tatlıoğlu “Sosyal sigortalarda karşılık ilkesi olduğunu,
kamunun hangi primi neyin karşılığında aldığını açıkça belirtmesi gerektiğini,
kurum fayda-maliyet dengesini gözetmek için ortaya atılan %45’ lik oranın, en
başta kanunda düzenlenen %32’ lik oranı anlamsız kılmakta olduğunu” belirtti.
SGK’ ya yapılan bütçe transferlerinin 2018 itibariyle 150 Milyar TL’ yi
aşmış durumda olduğunu ve sosyal güvenlik açıklarının Türk Mali Sistemi için
uzun yıllardır çözülememiş bir problemi olduğunu ifade etti.
Tatlıoğlu, Suriyelilerin ülkemize maliyeti 37 milyar dolar iken kendi
vatandaşlarımız için küçük hesapların içerisinde olmamızın doğru olmadığını,
ekonomiyi yönetememenin, döviz kurundaki artışın faturasının yurtdışında
yaşayan vatandaşlarımıza yüklenmemesi gerektiğini söyledi.
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ nin gurbetçi vatandaşlarımıza bundan 13
yıl önce taahhüt ettiği bir hakkı, bu kadar kolay ve afaki bir şekilde geri alması,
en başta devlet ciddiyeti ile bağdaşmamaktadır” ifadelerini kullandı.