Sosyal Medya adaleti ve elmalı olayı
Bir konu hakkında bilgi sahibi olmak, o konuyla alakalı haber almak, haberdar olmak, o konu hakkında fikir sahibi olmak demektir. Eskiden belli başlı haberdar olabildiğimiz kaynaklar vardı. Gelişen ve değişen teknoloji sayesinde haber kaynakları çoğaldı. Yazılı ve görsel basın, her ne kadar belli ajan haberlerini ortak haber diye yayınlasa da yazarlar ve farklı bakış açısı ile bakan bazı muhabirler, olayları ya da haberleri kendi pencerelerinden bize aktarabilmekteler. Haberlere ulaşabilmek adına, artık ekstra bir zahmete katlanmadan direk elimizdeki telefondan girilebilmekte.
Bir adım daha öteye gidersek elimizdeki telefondan girdiğimiz sosyal medya da muhabirlik bazen de muhbirlik yaparak istediğimiz haberi/haberleri girebiliriz.
Haberin doğruluğu yanlışlığı fark etmiyor. Hatta kaynağa bile gerek yok. Son günlerde haber kaynağı olarak lanse edilenler bile yalan haber girmekteyken gerçek haberin pekte bir değeri olmuyor.
Sosyal medya, istenirse çok güzel bir manipülasyon aracı olabilmekte. İnsanlar, gerçek kimliklerinin görünmediği bu alanda, deşarj olmak için aklına gelebilecek, yalan, yanlış her türlü kinlerini, nefretlerini, sevgilerini, beğenilerini paylaşabilmekteler.
Maalesef sosyal medya ülkemizde olumlu yönde kullanılmamakta ve daha çok farklı grupların savaş arenası haline dönüşmüş durumdadır.
Sosyal medyaya biraz da iyi tarafından bakalım. Bu kadar olumsuzluklara rağmen sosyal medya bazen birleştirici olabilmekte. Bir adım daha öteye gidelim sosyal medya yapılan yanlışları düzeltmek için kamuoyu oluşturan ve o baskıyla yanlışların düzeltilmesini sağlayan önemli bir platform olabilmekte.
Geçtiğimiz günlerde büyük bir infial uyandıran elmalı olayı, sosyal medyanın birlik olmak ve kamuoyu oluşturmak adına olumlu yönden etkisini görmüş olduk.
Anne, baba hatta insanlık vasfı olmayan yaratıkların küçücük bedenleri alet ettikleri sapkınlıklarının duyulması ve çocukların anlatımları çizdikleri resimler ile neler yaşadıklarının görüldüğü dava da mahkemece serbest bırakılmaları büyük ve haklı bir tepkiye sebep oldu.
Çocuk dünyanın en masumu, mazlumu, cennet kokan, şefkati en çok hak eden, korunması kollanması gereken, doğduklarında aileye yaşama sevinci katan çocukları böyle görmek acıların en büyüğü.
Bu tarz olayları gördüğümüzde, bu yaratıkları, kısırlaştırmak hatta idam etmek yüreğimizdeki acıyı söndürmese de bir nebze hafifletecek.
Sosyal medya da dava ile ilgili bu yaratıkların serbest bırakılmasına tepki ve tekrar tutuklanıp ceza almalarına yönelik tavır önemli. Sosyal medya verilemeyen, uygulanamayan adaleti sağlayarak bir nevi sosyal medya adaleti kavramı oluşturulmuş oldu. Her seferinde eleştirdiğimiz sosyal medya bu anlamda görevini yapmış, haksızlıklara, yalanlara ve iftiralara karşı doğrunun, haklının, mazlumun ve masumun yanında yer alarak adaletin tecellisine destek olmuştur. Bu davada gördüğümüz kadarıyla hemen hemen her kesim sosyal medya da bir araya gelmekte ve haklı tepkisini ortaya koymaktadır.
Ülkemiz çıkarları içinde bu birlikteliğe ihtiyaç var. Umarım sosyal medya adaletine gerek kalmadan gerçek adalet tecelli eder.
Ülkemizin gerçekten yeni bir anayasa, yeni bir anlayış, yeni bir adalet yapılanması, yeni bir ceza sistemi gerekliliği var. Bu suçları işleyen yaratıkların, vergilerimiz ile beslenerek yaşatılmasına değil ortadan kaldırılarak nesillerinin tüketilmesi gerekiyor.
Bu tarz suçlar ile kadına, çocuğa, mazluma, insana yönelik öldürme suçlarının önüne geçmek için acil idam cezasına ihtiyaç var.