Sonlandırılamayan miras ortaklığı
Ölüm hak, miras helaldir demişler. Fakat modern topluma geçilmeden önce de bir problem olan miras, günümüzde hala çözülemeyen büyük kaoslara sebep olabiliyor.
Türk Medeni Kanunumuz, miras konusunda oldukça net kurallar koyarak miras paylaşımı, mirasçıların payları ve saklı payları, hileli işlemlere karşı başvurulacak yollar ve bunların zamanaşımı süreleri gibi pek çok konuyu belirlemiştir. Kanun okunurken sanki her şey oldukça kolay çözüme kavuşacakmış gibi görünse de miras davaları söz konusu olduğunda genelde hukukçular bir adım geride durmayı tercih ediyor. Bunun sebebi ise çoğunlukla yıllar önceden kalan ancak intikalleri yapılmamış mirasların iki kuşak bazen üç kuşağı ilgilendirmesi, muhatapları ulaşılamaması, herkesi bir araya getirerek tapuda işlem yapılmasının neredeyse imkânsız olması ve hatta bazı durumlarda Osmanlı dili kullanılarak yazılan evraklarla uğraşılması gibi sebepler yatıyor.
Peki bu mirastan payımızı nasıl alacağız?
Diyelim ki murisin beş mirasçısı olsun ve onun adına bir tarla kalmış olsun. Öncelikle veraset intikalinin Vergi Dairesi nezdinde yapılması gerekiyor. Veraset intikal vergisi ödendikten sonra, bu belgeyi alan herhangi bir mirasçı, tapuya giderek başlatacağı işlemlerle bu tarlanın tüm mirasçılara geçmesini sağlayabilir. Bu noktada tapunun kendisinden isteyeceği belgeler, az evvel bahsettiğimiz verginin makbuzu, ilgili Belediye’den alınmış borç yoktur yazısı ve mirasçılık belgesi. İşte bu belgelere sahip mirasçı, tarlanın tapusunu muristen kaldırarak tüm mirasçılara geçmesini sağlayabilir. Bu noktadan sonra her bir mirasçı, elbirliği ile mülkiyetin bir parçası haline gelir.
Elbirliği ile mülkiyet nedir?
Birden çok ortaklı bir taşınmazın maliki olmanın iki türü vardır, paylı mülkiyet ya da elbirliği ile mülkiyet. Paylı mülkiyete sahipseniz herkes kendi payını satmakta özgürdür ve birlikte hareket etmeleri gerekmez. İsteyen yalnızca kendi payı kadarını satabilir ve bu ortaklıktan çıkabilir. Ancak ortada bir paylı mülkiyet değil elbirliği ile mülkiyet varsa ki miras intikallerinde elbirliği ile mülkiyet söz konusudur, işte o zaman tüm mirasçılar birlikte hareket etmek zorunda, satacaksa hepsi birlikte satmak zorundadır. Çünkü adından da anlaşılacağı üzere bu mülkiyet üzerindeki paylar belli değildir. Dolayısıyla tapu kütüğü, ortaklardan yalnızca birinin başkasına satışına müsaade etmez, satılacaksa tüm taşınmaz satılmak zorundadır. Bu nedenle ortakların birlikte hareket etmesi gerekir.
Ortaklar anlaşamıyorsa ne yapacağız?
Bu gibi durumlarda “ortaklığın giderilmesi” veya eski ismiyle “izale-i şuyu” davası açılabilmektedir. Bu davaların amacı, ortaklardan herhangi birinin artık bu duruma devam etmek istemediği noktada bu ortaklığı sonlandırmaktır. Tek bir kişinin bu davayı açması, tüm taşınmazın satışı için yeterlidir. Bu davalarda ilk amaç, elbirliği ile mülkiyeti paylı mülkiyete çevirmek, herkese kendi payını vermek olur. Ancak teknik durum buna imkân vermiyorsa, taşınmaz tamamen satılır. Diğer ortakların satışa onay vermemesi, bu davalar için herhangi bir önem taşımamaktadır.
Mahkeme tarafından yapılan değerlendirmede, paylara bölünemeyen taşınmaz hakkında satış yoluyla ortaklığın sonlanmasına karar verilir. Bu karar sonrasında Satış Memurlukları tarafından ihale için süreç başlatılır ve nihayetinde elektronik ihale yoluyla satış yapılarak tüm ortaklara payları dağıtılır. Bu ihalelere, teminat bedelini yatıran herkes girebilir.
Kısaca özetlemeye çalıştığımız bu hususlar ne yazık ki yıllar alan ve pek çok masrafı olan bir süreç. Bu yüzden siz siz olun, vasiyetinizi yazmayı ihmal etmeyin. Elbette hiçbir mirasçınızın hakkını yemeden, yoksa bununla ilgili de bir dava açmak zorunda kalıyoruz. Bu kısım da başka bir haftanın konusu.