SANATIN ASALETİ  I

“Asıl” sanatımı yoksa “Asil” sanatımı konu edelim bilemedim.

Sahnenin ve setlerin ayazından, sıcağından yorgunluğundan, montaj odalarında güneşi görmeden doğan batan günlerin ceremesinden payını almış toprağından, tozundan Bursalı bir Sinema uzmanı, değerli dostum ve yol arkadaşım Gençağa Yiğitoğlu ile sanat, sanatçı ve Milli Kültürümüzü ifade eden sanat dallarımız hakkında, uzun soluklu, heyecanlı hasbihallerimiz meşhurdur.

Gelin sevgili Yiğitoğlu ile bir fikir çeşitlememizi taşıyalım köşemize bu hafta,konuk olalım bugün evinize,iş yerinize…..

Sanat sözlük de; Bir duygunun, tasarının ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ya da bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık; bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü diye tanımlanmakta genel anlamıyla;

Böyle genel tanımlamalara rağmen üzerinde hala mutabakata varılmış bir söylem yoktur. Herkes kendi  ölçütleri içerisinde kullanmaktadır sanatı.

Bu yönüyle de  “Belli bir medeniyetin anlayış inanış ve beğeni ölçülerine uygun olarak ifade edilmiş/ortaya çıkarılmış/icra/inşa edilmiş  anlatımdır.”  diye tanımlayabilirmiyiz acaba.

Sanatı; Belli bir uygarlığın anlayışını, belli bir inancın anlayışı yada belli bir kültürün anlayışı şeklinde de söyleyebilir miyiz ?.

Her toplum kendi kültür ve inanç hayatıyla bağlantılı sanatını ortaya koyabilir. Bu da toplumun kendi sanat anlayışını ifade eder.

Nasıl ki Batı Sanatıkendi kültürünü ve toplumsal değerlerini sinema,müzik resim,mimari vb. tüm sanat dallarında ortaya koyuyor, hatta “evrensellik” söylemiyle/teranesiyle tüm dünya toplumlarının sosyo kültürel hayatının en mahrem noktalarına kadar girip “rol model” olabiliyorsa,……