Saklı yüzler: Bosna
İki senedir, hayatımızı kâbusa dönüştüren pandemi süreci, her alanda olduğu gibi sinema sektörüne de ağır darbe vurdu. Sinemalar kapandı. Yeni filmler çekilmedi. Adeta sinema ve film sektörükapana kısıldı. Ağır pandemi şartlarında ara ara çekilen filmler olsa da gösterilecek sinema salonlarının kapalı olması, pek çok yapımcıyı, film yapmamaya ya da inandığı projeyi ertelemeye yol açtı. Yapılan işlerde dijital platformlara satıldı.
Bu zor dönemde hayallerini gerçekleştirmek için yola çıkanlarda olmadı değil. Benim de bir dönem sinema eğitimlerinde öğretmenliklerini yaptığım GökhanTunalıgil ve Ayhan Tunalıgil, Saklı yüzler Bosna filmi için harekete geçerek filmi çekmeye karar verdiler. Eğitim sürecinde de bahsettikleri ve hikâyesi Ayhan Tunalıgil tarafından oluşturulan filmin yönetmenliği Gökhan Tunalıgil ve Haktan Özkan tarafından yapılmış.
Büyük emek ve özveri ile çekilen film, adeta dört mevsimi de içine alan bir çekim takvimi içerisinde gerçekleştirilmiş. Filmin yönetmenliği, kurgu montajı ve afiş tasarımının dışında görüntü yönetmenliğini de yapan Haktan Özkan iyi bir iş çıkararak bu büyük yükün altından kalkmış.
Gökhan Tunalıgil, aslen çok iyi bir diş hekimi. Büyük fedakârlıklar yaparak hem işini yapmış hem de dinlenmesi gereken zamanı filme ayırarak böyle bir filmin ortaya çıkmasını sağlamış.İleri derece savunma sporları ustası da olan Gökhan Tunalıgil ve ekibi marifetlerine oyunculuğu da ekleyerek güzel bir film ortaya çıkarmış.
Bursa Büyükşehir Belediyesinin yanı sıra pek çok kamu kurumu da filme destek vermiş. Aslen Bosnalı olan Gökhan ve Ayhan Tunalıgil, orada yaşanan trajediyi bir nebze olsun anlatma fırsatı bularak hayallerini gerçekleştirdiler.
Saklı yüzler Bosna tam bir yılda çekildi. İlk gösterimini 12 Temmuz 2021 Pazartesi günü saat 19.00 da Bursa Tayyare Kültür Merkezinde yapılacak. Ücretsiz olan bu gösterime giderek o dönem yapılan zulümleri hatırlamak geleceğimiz için önem arz etmekte. Zira geçmişini unutan geleceğini şekillendiremez.
Filmin fragmanları yayınlanmaya başladığında Sırp medyası fragmandan alıntılayarak filmi Sırp düşmanlığı olarak lanse etme girişimlerinde bulunmuş. Srebrenitsa da Bosna da yaptıkları katliamları unutarak, unutturmaya çalışarak adeta hedef saptırıp yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, haklı çıkmaya çalışıyorlar. Ama asla, haklı çıkamayacaklar. Sırpların, böyle tepki vermesi bile projenin ne kadar doğru bir proje olduğunun göstergesi. Profesyonel yaklaşım düşüncesi ile amatörve gönüllü grup ile uzun ve zahmetli bir sürecin sonunda bir film ortaya çıkmış.
Teknik analizin yapılınca, beğenilir, beğenilmez o göreceli bir kavram ama bu tarz filmlerin daima yapılması, bize yapılanların unutulmadan, hafızamızı canlı tutmak adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. Filme emek veren, çalışan tüm arkadaşları tebrik ediyorum. Yolları açık olsun. Bizim unuttuklarımızı, başkaları asla unutmuyor. Bizde unutmamamız için bu tarz filmlere ihtiyaç var.
Not: Geçen hafta ki yazımda elmalı davasından bahsetmiştim. Anne- Babaya yapılan ithamlar, basında bahsedildiği şekilde olmadığı yönünde. Çizilen resimler ve konuşmalar dava ile ilgili olmadığı söyleniyor. (farklı bir dava içinse o da ayrıca ayrı bir suiistimal) Ama sonuçta bu davada da ihmaller varmış. Dava biraz karışık. Devletimiz olaya el koyduğu bu dakikadan sonra üzerine birşeyler söylemek gereksiz. Ama orda yazdığım gibi bu davadan bağımsız olarak söylüyorum. Sosyal medya birleştirici olmalı ve doğru kullanılmalı.