(Özel Haber) Kader mahkumlarının babası

Bursa’da kendisine mektup yazarak ulaşan mahkumların yardımına koşan İznik Belediye Başkanı Osman Sargın, “Belediye başkanlığı gerçekten vebal ve sorumluluk istiyor.

02.12.2018
A+
A-

Bursa’da kendisine mektup yazarak ulaşan mahkumların yardımına koşan İznik Belediye Başkanı Osman Sargın, “Belediye başkanlığı gerçekten vebal ve sorumluluk istiyor. Bizim gibi bu işin içinde olan insanların bu tür şeylerle ilgilenmesi lazım” dedi.

Mahkumların kendisine mektup göndererek çeşitli taleplerde bulunduğunu söyleyen İznik Belediye Başkanı Osman Sargın, “Genellikle sıkıntıları olan, kimi kimsesi olamayan, yardıma muhtaç kimseler mektup göndermekte. Ben de bu kardeşlerimizi kırmayarak elimden geldiğince yardımda bulunuyorum” dedi.

 

Sargın, “Kader mahkumları, yazdıkları mektuplarında ‘Başkanım, senin baba adam olduğunu duyduk’ diyerek isteklerde bulunuyor. Bunlar iç çamaşırı, eşofman ve ayakkabıdan oluşuyor. Ben de bunları karşılıyorum. Adresi açık ise üç beş kuruş da harçlık gönderiyorum. Onları mutlu etmeye çalışıyorum. Tabii ki Allah hiç kimsenin başına vermesin. Hiç kimse cezaevine düşmek istemez. Ama hayat şartları bazen insan oğlunu hata yapmaya zorluyor. Bu zorlama ile bin bir pişmanlık içinde cezasını çekmek üzere hapishaneye düşüyorlar. Bizden yardım talep eden bu tür kardeşlerimize elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. Ardından teşekkür ve hayır dua mektupları geliyor. Gerçekten samimi bir şekilde yazıyorlar, hayır duada bulunuyorlar” dedi.



 

“İnsanlığımdan utandım”

 

Bir kader mahkumunun yazdığı mektup ile çok duygulandığını anlatan Osman Sargın, “İki yıldır cezaevinde yatan İznikli kader mahkumu bir kardeşimiz, ailesinin zor durumda olduğunu ve yardımcı olmamı istedi. Belediyeden görevli arkadaşlarımı da alarak o kardeşimizin evine gittim. Manzara karşısında önce insanlığımdan utandım, ardından da belediye başkanlığımdan ar duydum. Çünkü belediye başkanının asli görevi gerçek ihtiyaç sahibini bulup ona yardım etmektir. Yani Hazreti Ömer’in adaletini uygulayabilmektir. Bizim tenceremizde aş kaynarken, milletin tenceresinde taş kaynamamalı. O kardeşimize de elimizden ne geldiyse yapmaya çalıştık. Bir de yine başka biri babasının çok hasta olduğunu söyledi. Eve gittiğimizde babasının yatalak olduğunu gördük. Hemen onu aldık, götürüp yıkadık, pakladık. Ardından hastaneye yatırdık. 15 gün sonra da hayatını kaybetti. Bunun gibi çok sayıda örnekler var. En dokunaklı olanı da yine eşi hapiste olan bir hanım kardeşimizdi. İki tane küçük çocuğu ile mağdur durumdaydı. Onlara da destek olduk. Çocukların bir tanesinin kulağıma eğilip ‘Başkanım biz Kurban Bayramı’nda et yiyememiştik’ deyişi vardı. O beni yıkmıştı. Belediye başkanlığı gerçekten vebal ve sorumluluk istiyor. Bizim gibi bu işin içinde olan insanların bu tür şeylerle ilgilenmesi lazım” dedi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.