ÖZBEKİSTAN’DAN BURSA’YA ORGAN NAKLİ YOLCULUĞU
Böbrek nakli olarak hayata tutunmak isteyen hastalar, nakil tecrübesi yüksek olan ülkeleri tercih ederek binlerce kilometre uzaktan ülkemize geliyorlar. Bunlardan biri de Özbekistanlı LutfilloNabiev. Vericisi Alijonİskandarov ile birlikte Acıbadem Bursa Hastanesi Organ Nakli Merkezi’ne başvuran Nabiev, arada kilometrelere aldırmadan gelen hastalardan biri.
Nakil sonrası görüştüğümüz Nabiev, gazetemize şu açıklamalarda bulundu: ,”Bursa’ya geldim. Şifa bulma ümidiyle yaşıyordum ve uzun zamandır bunun için mücadele veriyordum. 10 günlük bir hazırlık süreci yaşadım. Ameliyat için kalbimi kontrol ettiler. Küçük bir sorun tespit edildi, tedavi yapıldı.Daha sonra ise ameliyata geçildi. Çok mutluyum. Böbrek hastası olmak gerçekten çok zor. Sürekli bir sıkıntı yaşıyorsunuz, günlük hayatınız aksıyor. Çok zorluk çekiyorsunuz. Buradaki doktorlara güvendim. Sağolsunlar, onlar da ellerinden geleni yaptılar. Sağlığıma kavuştum, çok mutluyum. Ailemin yanına, ülkeme sağlıkla döneceğim. Akrabası ve vericisi, İskandarov ise yaşadığı süreci şöyle anlattı. “Verici olduğum için benden böbreğimi aldılar. Ameliyat gayet iyi geçti. Belki hayatımda birşeyler değişti, artık tek böbreğim var; ama kendimi hala sağlıklı, hatta manen bir insana verdiğimi düşündüğüm hayat ile daha güçlüve iyi hissediyorum.Akrabamın sağlığına kavuştuğunu görmek beni çok mutlu etti. Organ nakli çok önemli bir şey, herkese tavsiye ediyorum.’’
YURT DIŞINDAN DA HASTA GELİYOR
Nabiev ve İskandarov’un ameliyatını gerçekleştiren Acıbadem Bursa Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Oktay, ise organ bağışının çok önemli olduğunu, zira bir organla aslında başka insanlara hayat bağışlandığını belirterek organ nakli ile ilgili şu bilgileri verdi:
“Türkiye, canlı vericili organ nakillerinde hem sayısal hem de operasyon başarısı açısından dünya ile yarışır durumda. Bu nedenle çok sayıda yabancı hasta, sağlığına kavuşmak için ülkemize geliyor.
Türkiye’de de çok sayıda böbrek nakli yapılıyor öyle ki, bu sayı yılda 3 bin 500’e ulaşıyor. Bu konuda ülke olarak dünya şampiyonuyuz. Ama maalesef ki yapılan operasyonların çoğu canlı vericili nakiller. Oysa, gelişmiş ülkelerde durum tam tersi. Tüm nakillerin içinde canlı vericili olanlar yüzde 20. Yüzde 80 kadavra nakiller ön plana çıkıyor. Ülkemizde de kadavradan bağış oranı artmalı. Bu oran artığında daha çok hasta nakil olma şansı bulacak, hayata tutunacak.” dedi.
Prof. Dr. Bülent Oktay, “Son dönem böbrek yetmezliği nedeniyle böbrek nakli olmayı bekleyen hasta sayısının yaklaşık 35 bin olduğunu biliyoruz. Canlı vericiden böbrek bulamayan hastaların hayata tutunmak için tek şansı kalıyor; o da diyaliz. Oysa böbrek yetmezliğinin tek ve kalıcı tedavi şekli,bizzat nakil işlemi. Maalesef diyaliz, bir tedavi şekli değil. Diyaliz, böbreğin her fonksiyonu yerine getiremiyor. 10 yılda 10 diyaliz hastasından 9’u ne yazık ki hayatını kaybediyor. İşte bunun için her fırsatta, toplumun dikkatini organ bağışına çekmek istiyoruz ” dedi.
TOPLUM BİLİNÇLENMELİ
Organ naklinin iki çeşit olduğunu vurgulayan Bülent Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Organ naklinde ya canlı vericilerden ya da kadavradan elde edilen organlarla nakil yapılabiliyor. Canlı vericinin, hastanın akrabası ya da hısmı olması gerekiyor. Akraba olmamasına rağmen gönüllü verici adaylarının mutlaka etik kuruldan geçmesi gerekiyor. Kadavradan bağışlarda ise, beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden organ alınıyor. Ancak toplumda bilgi eksikliğinden kaynaklanan bazı korkular var. Beyin ölümü ile koma hali karıştırılıyor. Oysa ikisi tıbbi olarak bambaşka iki durum. Komadaki hasta, bir gün bu durumdan uyanabilir. Ama beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin bir daha hayata dönme şansı yok. Bu hastalar, solunum desteği gibi bazı yaşamsal destek üniteleri ilesonu değişmeyecek bir bekleyiş sürecine giriyorlar ve belirsiz bir süre sonra bu süreç de sona ererek solunum fonksiyonuda noktalanıyor. Halbuki beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden elde edilen organlar pek çok kişinin hayatta kalmasını sağlıyor!”
BÖBREK NAKLİNDE EKİP ÇALIŞMASI ÇOK ÖNEMLİ
Böbrek naklinin ekip işi olduğunu vurgulayan Oktay, “Böbrek ameliyatını 2 kişi yapıyorsa naklini en az 8 kişi gerçekleştiriyor. Örneğin Özbekistanhastamızın böbrek naklinde 33 kişinin emeği var.. Laboratuvarı, taşıyanı, ameliyathaneye getireni, hemşiresi gibi çalışanlarlabu sayılara ulaşılıyor. Üstelik nakil işleminin gecesi gündüzü de yok. Türkiye böbrek konusunda çok iyi ekiplere ve merkezlere sahip. Bu konuda uzmanlıkta dünyada isim yapan bir ülke olarak organ nakillerinin toplumun geneline yayılması ve organ bağışlarının artması için var gücümüzle toplumumuzu bilinçlendirmeli ve çalışmalıyız. Hekim olarak bizim daha çok insana ulaşabilmemizin yolu herkese bu konuda görev ve sorumluluk alması ile mümkün.” şeklinde konuştu.