Oyunculuk ve şarkıcılık mesleklerinin İnsanlar üzerindeki etkisi– 2
Türkiye de sinema, tiyatro ve müzik sektörü belli kesimlerin tekelinde izlenimi veriliyor. Bu alana sektörün ilk kuruluş yıllarında bazı kesimlerce uzak bakılmış. Şimdi ise gelinen nokta da bunun ne kadar yanlış olduğunu görüyoruz. Bugün dünkü kültürle yetişen ve kendine sanatçı (!) oyuncu diyen ve o engin bilgilerini (!) insanlarla paylaşarak toplumu dejenere etmeye çalışmalarından anlıyoruz ki o dönemlerde her kesimden insan bu alana adım atmalıydı. Bu alan bazı kesimin tekelin alanı olmamalıydı. Hatta bu zat-ı muhteremler halk bir şey bilmez biz daha iyi biliriz diyerek söylediklerini kabul etmeyenleri koyun, yandaş veya yalaka diye yaftalamak acizliğine düşemezlerdi.
Eleştiri yapmak sorgulamak ve konumlandırmak adına bugünkü yorumlarım kimseyi zan altında bırakmak değil, sadece bu meslek grubunda olan bendeniz de dâhil kişilerin bu alanı bir meslek olarak görmeleri gerektiği ile ilgilidir. Sizi bir marangozdan farklı kılan bir özelliğiniz yok. Ya da manavdan, terziden, fayansçıdan. Diğer meslekleri yapanlar kadar saygınsınız. İşinizi yapıyorsunuz paranızı alıyorsunuz. Tıpkı diğer mesleklerde çalışanlar gibi. Daha fazla kişiye ulaşabilmek sizin her konu da bilgi sahibi olduğunuz anlamına gelmiyor. Ya da insanlar, sizin fikirlerinizi, dünya görüşünüzü benimsemek zorunda değiller. Her konu ile ilgili söylediğiniz, verdiğiniz beyanlar, sanki o alanın otoritesi gibiymişsiniz ve mutlak doğrudur olarak kabul edilmek zorunda değil.
Alanınız ile ilgili konularda konuşabilirsiniz ki bu bile söylediklerinizin mutlak doğru olduğu kabul edilmesi gerektiği anlama gelmez. Alanınız dışındaki konularda söylediklerinizi insanlar ister kabul eder ister etmez. Onların tercihidir. Söylediklerinizi kabul etmeyenleri aşağılamanız veya onlara hakaret etmeniz size verilen saygınlığı azaltacağını hatta nefrete döneceğini bilmeniz gerekir. İşinizden kaynaklı kazandığınız saygıyı, yine işinizle devam ettirin. Bu yazdıklarım tüm oyuncu ve şarkıcıları kapsamıyor tabi ki. Sadece zaman zaman basına da demeçler veren bu tanıma uyan kişileri kapsıyor elbette ki.
Baştan beri yazdığım ve ismine oyuncu, şarkıcı diye tanımladığım terimleri özellikle sanatçı ve müzisyen olarak söylemedim. Çünkü Sanatçı ve müzisyen tanımı benim için çok daha farklı bir anlam içermektedir.
İnsanlara olan saygımız kendimize olan saygımızı da yansıtır. Tepeden bakarak, aşağılayarak birilerini sevindirerek belki belli bir süre küçücük bir süre bir noktaya gelebilirsiniz.
Mesleğiniz adına iyi bir oyuncu ya da şarkıcı da olabilirsiniz ama asıl amaç öncelikle iyi bir insan olmaktır.
İyi bir insan olmak iyi bir dünya da yaşamak adına umut beslemek demektir.
Eğer oyunculuk ve şarkıcılık mesleklerinin İnsanlar üzerindeki söylendiği gibi gerçekten etkisi varsa, en azından daha iyi bir dünya ve insanların daha iyi birer insan olmaları yönünde etkilemek için kullanmak daha doğru olmaz mı?
Not: Bu hafta, Boğaziçi Üniversitesinde Kâbe’ye yapılan saygısızlık ve sonrasında gelişen olaylar ve tabi bu olaylar doğrultusunda oyuncu şarkıcı tayfasının inançlara yapılan saygısızlığı görmezden gelip içlerinde kandırılmış öğrencileri ayırdığımızda geride kalan çoğunluğunu teröristlerin oluşturduğu ve polise saldırdıkları eylemleri masumane bir olaymış gibi savunmalarını kınıyorum.