Mukadderat “Bir Kastamonu Hikayesi”
İnsan hayatında bazı olaylar yeni hayatlara gebedir. Hiç ummadığınız anda size yeni bir hayat açılır. Tabi ki işin aslı bu yeni açılan kapıda sizin duruşunuz yeni açmaz daki bu hayatın şeklini ilerleyen zamanındaki duruşunuzu belirler.
Bu sene kadına şiddet olaylarının artması ile kadınların toplumdaki duruşlarını ve karşılaştıkları zorlanmalarını ya da kötü durumları anlatan filmlerin çoğalması yerinde oldu. Nur Sürer’in ödül töreninde; “Kadınlardan, çocuklardan ve ağaçlardan elinizi çekin” ve “45 yıllık oyunculuk hayatımda bana dokunan bütün yönetmenlere teşekkür ederim. Çoğunlukla değersizleştirilmek istenen ve Paris’te yaşamını yitiren ustamız Yılmaz Güney için alıyorum” mesajı çok hoştu diyebilirim.
Senaryosunu Erdi Işık’ın yazdığı ve İlk uzun metraj filmini bu hikaye ile yapan Nadım Güç’ü tebrik ederim. bu sene her yerden övgü alan filmden bahsetmek istiyorum.
Şimdiye kadar pek çok başarılı işe imza atan Erdi Işık kendi kasabasında geçen bir hikayeden bu senaryoyu oluşturmuş. Senaryonun hikayesi ve karakterlerin birbiri ile çatışması bir yeşilçam vari ve bildiğim tv filmleri edasında bir olay örgüsü, hikayenin daha anlaşılır bir olay örgüsü oluşturmuş.
Nadim Güç ise daha çok tv dizilerinde kadın hikayelerinde yönetmenlik yapmış hatta oyunculuk deneyimi olan yönetmen filmdeki yönetmenliği tv dizisi kodları ile filmi çekmesi seyircinin anlayabileceği bir dile evrilmiş. İlk filminde ise deneyimli başarılı bir cast oluşturması tabi ki filmin etkileşimini de arttırmış.
Nur Sürer’in mücadeleci ruhu, dizi deki Sultan abla ile birebir örtüşmesi roldeki inandırıcılığı arttıran en önemli faktör. Nur Sürer yerine başkası bu rolü canlandırsa idi eminim film bu kadar başarılı ve anlaşılır olmazdı.
Film hakkında analiz yapalım. Kastamonu’nun Cide ilçesinde iki çocuk büyüten Sultan abla bir gün eşini kaybeder ve boşluğa düşer. Genç yaşında evlenen Sultan abla neyi nasıl yapacağını bilmeden, eski düzenini tekrar kurmak için bir eş arayışına girer. Dominant karakteri olan Sultan hanım, bir erkeğin eş arayışı havasında bir eş arar küçük kasaba olan cide de tepkileri üzerine toplar. Sultan ablanın kendine ikinci hayat arayışındaki objektif tutumu yol arayışı ve herkese sert konuşsa da aslında insanların fikirlerine önem verirken, kesinlikle filmde her zaman bahsedilen “el alem ne der” sözüne karşı bir duruş sergiler. Ve mukadderatını kendi yaratır. Kendine kendi usulünce yeni mutlu bir hayat kurar.
Filmde Şehirli kadının yapmak istediğini aslında Anadolu kadının yaptığını hatırlatan bir öyküsü vardır.
Filmde başka başka sorulara da cevap aramaktadır. Sultan ablanın oğlu Nevzat (Osman Sonant) ve kız Reyhan (Aslıhan Gürbüz) miras kavgasının birbirlerini dinleyerek tatlı bir sonuca bağlanması. Miras yüzünden kavga edenlere bir rehber olmalıdır.
Bir de filmde dikkatimi çeken bir durum var. Filmde hiç bir karakter masum değil hepsinin hataları var ama bunları karşısındakilerini dinleyerek kabul edip tatlıya bağlamaları çok hoş. Keşke gerçek hayatta bu böyle olsa .
Black Night Film Festivalinde tanıştığım Osman Sonant filmdeki karakteri işlemesi harika idi ve Antalya Altın Portakal Film Festivalinde “En iyi yardımcı oyuncu” ödülünü aldı. Nur Sürer İse harika sultan abla yorumu ile “En iyi kadın oyuncu” ödülü ve film “En iyi Film Ödülü” nü aldı. tebrikler.
Film bir tv filmi, bir ailenin başına gelebilecek olayları sempatik bir şekilde naif bir tarzda işlemesi hoş olmuş. İyi Seyirler.