MONTRÖ HAKKINDA

10.04.2021
A+
A-

Meclis Başkanı Sayın Mustafa Şentop’un ”Cumhurbaşkanı, Montrö’den de diğer uluslararası anlaşmalardan da çekilebilir” açıklamasıyla neredeyse bir haftadır ülke gündemi çalkalanıyor. Montrocüler ile Montrö’den çıkabilirizciler arasındaki tartışmalara bakıyorum da aralarında konuya tamamıylahâkim olan kişi sayısı çok az. Bugün bu makalede Montrö tartışmasına girmeyeceğim.

Çünkü;

Önce toplumca yanlış bilinen bir ezberi bozmak istiyorum. Bu da Uluslararası Antlaşmaların 100 yıl geçerli olduğu yanlışıdır. Aslında teorik olarak doğrudur ama asıl geçerlilik süresi bir taraf anlaşmayı bozana kadardır. Yani dahil yada tarafı olduğumuz tüm anlaşmaları istediğimiz zaman bozabiliriz. Bozarsak ne olur kısmı ise bizim kendi kendimize ne kadar yetebildiğimiz ve ne derece ayakta durabildiğimiz ile alakalıdır. Kısmen de olsa ülkemiz kendine yetmeye başlamıştır. Ekonomik olarak dışa bağımlılığı azaltmak konusunda büyük gayretlerimiz var ve bu konuda sona gelmek üzereyiz.

Devam…

Montrö konusu dış politikada ne durumda olduğumuz ile de alakalıdır. Örneğin ülkemiz dış politikada biat eden pozisyonunda ise herhangi bir anlaşmadan kendi isteği ile çekilme durumu söz konusu değildir. Ancak dış politikada belirleyici konumda iseniz istediğiniz anlaşmadan güle oynaya çekilirsiniz. Ve şu an gördüğüm kadarıyla belirleyici konumda olan ülke,TÜRKİYEMİZ. Avrupa Birliği ve ABD dahi yaptırım uygularken artık eskisi gibi hırlayan, gürleyen pozisyonunda değildir. Hatta neredeyse ‘Lütfen’ konumundadır. Bu da bizim dış politikada elimizin güçlendiğini göstermektedir.

En önemli konu ise çıkarlardır. İngiliz devlet adamı Winston Churchill’e atfedilen, uluslararası ilişkilerde “devamlı dostluklar ve düşmanlıklar yoktur, sadece devamlı menfaatler vardır” sözünü çok severim. Eğer bu konu Türkiye’nin çıkarlarına /menfaatlerine uyuyorsa ve kazanımları daha fazla olacaksa neden çekilmeyelim ki?

Tabi ki devletimiz, daha da iyileştirilmiş şartlarla, ülkemizin âli menfaatlerine uygun bir anlaşma bir anlaşma yapabilecek kudrettedir. Montrö anlaşması o dönemin gerekliliklerine uygundur. Şimdiki dönemi de idare etmektedir. Bugünkü koşullar göz önüne alınarak yeniden daha güçlü bir anlaşma yapılabilir. Anlaşmadan çıkarsak Karadeniz ABD gölü olur diyenler, ABD’nin Türkiye’deki sözcülerinden başkaları değildir.

Son söz,

Sayın Mustafa Şentop’un, “Hak ve hukukumuzu antlaşmalar korumaz; antlaşmaları hak ve hukukumuzu koruma kudretimiz ve kararlığımız var eder” açıklamasını da sonuna kadar destekliyorum. Bizim kudretimiz yeterlidir ve istediğimiz antlaşmayı, istediğimiz şartlarda yeniden yapabiliriz. Egemenliğimiz altındaki boğazlara da hiç kimse karışamaz.

Devletimize güvenin!

YORUMLAR

  1. Ahmet Bican dedi ki:

    Eyvallah kardeşim, yüreğine kalemine sağlık