Meslekler farklı, dert aynı…

Meslekler farklı, dert aynı…
08.02.2025
A+
A-

SAVAŞ ESEN

Bursa Kent Gazetesi olarak mahalle esnafını ziyaret ettik ve onların sesine kulak verdik. Mahalle kültürünün önemli bir parçası olan esnaflar, hem ekonomik hem de sosyal hayatın canlılığını korumakta büyük rol oynuyor. Ziyaretimiz sırasında, esnafların günlük zorluklarını, beklentilerini ve mahalle sakinleriyle olan ilişkilerini yakından gözlemledik.

‘’KIRTASİYECİSİNDEN BERBERİNE’’

Mahalle kültürünün önemli değeri olan mahalle esnafları arasında birbirinden farklı meslekleri ziyaret ettik. Kırtasiyeci Kail Bahar, Berber Mehmet Özen, Ciğerci Mehmet Deniz, Pastaneci Selda Tütmez, Mobilyacı Metin Diyaroğlu ile meslekleri hakkında, mesleklerin genel sorunları, ekonomik durumları ve zorlukları konuştuk.

‘’ORTAK DERT: GEÇİM’’

Ekonomik koşulların giderek zorlaşması mahalle esnafını da derinden etkiliyor. Ziyaret ettiğimiz pek çok esnaf, artan maliyetler, azalan müşteri sayısı ve günlük satış hedeflerini tutturamama gibi sorunlarla mücadele ediyor. Geçim derdi, tüm esnafın ortak konusu haline gelmiş durumda.

‘’ESNAFA SAHİP ÇIKILMALI’’

Mahalle esnafının bu zorlu süreçte dayanışma içinde olması ve yerel yönetimlerin de onları destekleyecek projeler üretmesi gerektiği vurgulanıyor. Ekonomik sıkıntıların sadece bir bireyi değil, tüm bir topluluğu etkilediği bu dönemde, mahalle kültürünün sürdürülebilmesi için esnafa sahip çıkmanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

‘’MALİYETLER ÇOK ARTTI’’

2002 yılından beri sektörün içinde olduğunu ve nasıl başladığını anlatan Kail Bahar; “Vatandaşlara hizmet etmeye çalışıyoruz.Bu sektörde daha önce çalıştığım yerler var. Çıraklıktan başladım.Oralarda yetiştim.Şimdi de biz devam ettiriyoruz mesleği. Bizim işimiz yetiştirme işi, bizi yetiştirdiler.

Sektörü 10 yıl öncesine göre daha zor durumda olduğunun altını çizen Bahar; “Geçmiş yıllara göre epey küçüldü tabii.Satışlar küçüldü, hacim küçüldü.Ürün çeşitliliği artmasına rağmen satışlar minimum düzeye küçüldü.Bunun da sebebi tabii ki marketler bu işin içine girdi.Bizim sektör de iyice ufaldı. Enflasyon ve ekonomik durumlarda fazlasıyla etkiliyor.Maliyetler epey etkiliyor.Genelde dediğim gibi ithal ürünler geliyor.İthal ürünler sürekli fiyat değişiklikleri oluyor.Bunlar da vatandaşa yansıyor.Ülkenin ekonomik durumuna göre değişiyor fiyatlar.

İnternette dijitalleşme ile sektörüde fazlasıyla etkilediğini ifade eden Bahar; “Artık bu dijital çağda müşteri istediği ürünü aniden işte internete yazıp direkt bunu bulabiliyor. Çok kolay elde edebiliyor. Biz tabii biraz daha gerilerde kalıyoruz. Mahalle esnafı olarak. O durumda biraz daha cirolarda düşüklük var, düşüklük oluyor.

Sektöre gireceklere asla tavsiye etmediğini söyleyen Bahar; ‘’Hiç tavsiye etmiyorum. Ölmek üzere olan bir sektör. Artık elimizden çıkmak üzere. Biz son temsilcileriz diyebilirim’’ifadelerini kullandı.

‘’BERBERLİK MESLEĞİ DEĞER KAZANIYOR’’

Yaklaşık 30 yıldır berberlik mesleği ile uğraştığını ve abisinden bir miras olduğunu söyleyen Mehmet Özen;‘’Abim de berberdi.Açıkçası bir meslek edinmek istedim. Ağabeyim de şimdi gerçekten berber olduğu için samimi şekilde söylüyorum bunu. Dedim benim için en iyisi bana berberlik gider. Elimde bildiğim bir meslek var. O yüzden seçtim bu işi.

Berberlik mesleğinden bahseden Özen; ‘’Berberlik mesleği güzel bir meslek. En başında bir Sanat, sanatçılık mesleği. Kendi işini yapıyorsun. Kazancı güzel, geleceğin en iyi meslekleri arasında şu an. Yetişmiyorşuan kaliteli işin ehli eleman, çok değerli olacak mesleğimiz. Aç kalmayacağın bir iş. Uzayda insan yaşasa uzayda bile tıraş yaparsın. Öyle bir var olan bir meslek. Pandemide bile çalıştık. Öyle bir meslek. Kötü yönleri çok ayakta kalıyorsun. Varis,bel ağrısı, insanların dertlerini düzenli dinlemek. Arif oluyorsun işin bir yanı.

Peki 5 yıl öncesi çok iyi bir iş. 5 yıl 10 yıl öncesine göre kıyas yaparsak sektör iyi mi gerçekten? Genelde bütün esnaflar hani daha böyle geri gidebilir. Genelde bütün esnaflar hani daha böyle geri gidebilir.

‘’EN İYİ REKLAM İKİLİ İLETİŞİMDİR’’

Geçmişe göre meslek hakkında kıyas yapan Özen; ‘’Bizim sanat işi olduğu için 10 yıl öncesine gidersek 10 yıl önce bizim işte para gerçekten çok yoktu. Niye peki? Çok vardı bu mesleği yapan. Okuma oranı arttığı için yani çıraklık sektörü öldü. Bak biz 10 12 yıldır ben bir tane yetiştiremedim. Bir tane çırak yetişmiyor Erkek çocuğunu okutmak istiyor. O şekilde olduğu için yani ne oluyor? İnsanlar bu işe talep göstermediği için meslek değer kazanıyor.

Artan maliyetler hakkında değerlendirmelerde bulunan Özen; ‘’Bizim maliyetler standart. Enflasyon bazında, hayat bazında artıyor ama sen de ona göre tıraşa zam yapıyorsun. Çok etkilemiyor aslında o kadar.Gençlere kesinlikle önerebileceğim bir iş. Bir daha dünyaya gelsem bir daha yaparım bu mesleği. ama daha geliştirilmiş bir şekilde kapsamlı yaparım.

Bizim iş genelde ikili diyaloga dayalı. İkili diyaloğun iyiyse müşteriyi ikna edersen biri birini getiriyor zaten. Reklama ihtiyacın yok. Reklamla gidenler markalaşmaya gidiyor. O çok daha güzel ama onu da herkes beceremez. Türkiye’de sadece 10 parmağın 10 parmak kadar ancak çıkar öyle kaliteli, markalaşmış, lüksleşmiş. Onu herkes yapamaz.Gençler mesela sıfırdan ne yapmalı? Bu işi nasıl yapar? Onlara bir şey en azından ortaokulu bitirmesi lazım. Liseyi okumaması lazım. Çünkü kocaman adam olacak. Çıraklık yetiştirmek zor. Evet. Büyük bir adam olmayacak, küçük olacak. Ortaokuldan sonrasını okumaması gerekiyor otomatikman. Zaten bizim işin okulu da çıktı, lisesi de çıktı.Çıraklık Okuluna gönderiyoruz, 3 sene gidiyor. Kalfalık için, 2 sene ustalık için. Bizim okuldan mezun olduğu zaman otomatikman lise mezunu oluyorsun. Ve bizim okuduğumuz okuldan da lise mezunu olarak üniversiteye da girebiliyorsun. Haftada bir gün gidiyorsun. Avantajı geri kalan 5 gün çalışıyorsun, para kazanıyorsun. Yürürlüğe girdi. Çok iyi bir uygulama bu durum.’’ İfadelerini kullandı.

‘’SATIŞLARIMIZ ÇOK AZALDI’’

Ciğercilik ve tostçuluk mesleğinden önce tekstil işi ile uğraştığını söyleyen Mehmet Deniz; ‘’ Yaklaşık üç senedir bu işle uğraşıyorum. Bu işe karar vermem ve başlamam şu şekilde oldu. Tekstil işi yapıyordum. Tekstil işinde işimizi kaybedince bazı sebeplerden dolayı ve ekstra daha önce bu yemek işinde bir hevesim vardı. Bir istekliydim böyle bir şey yapmayı. Hayalimde vardı zaten. Sonradan tekstil işini kaybedince bu işe girdim.

İlk başladığı gün ve bugün arasında ekonomik anlamda değişimlerin olduğunu ve maliyetlerin arttığının altını çizen Deniz; ‘’ Geçmişe göre şu anki piyasanın durumu çok iyi değil. Evet, ilk başlangıçta çok iyiydi. Vişne Caddesi’ni de açtım. Sonra Millet Mahallesi’ne geldim. Millet Mahallesi’nde daha güzeldi, daha iyiydi. Son 2-3 aydır işler çok düştü. Birde internetten siparişlerin sayısının artmasından dolayı işte bayağı azalma oldu. Yani bundan 2 ay önce daha iyiydi. Paket işimiz daha iyiydi ama 2 aydan bu yana paket götürmemiz çok güç ve zor.Durumlar işte görüldüğü gibi iyi değil. Yani maliyetler fiyatların artması, ondan sonra bunları müşterimize yansıtamıyoruz.Yansıttığımız zaman da bazıları tabii ya şöyleyken niye böyle oldu? Bu piyasanın geneli belli. Onun için yani çok da iyi değil. İyi gitmiyor. Şuan yaptığımız iş ise detay verirsek ciğer tantuni yapıyoruz. Adana’nın sokak lezzeti. Ayrıca Mersin’e has tavuk tantuni yapıyoruz. Bir de tostumuz var. Gençlere tavsiye konusunda bu işi kimseye tavsiye etmem.Bu sır işi, meslek efendim. Bursa’da sadece ben yapıyorum.’’ İfadelerini kullandı.

‘’MALİYETLERDE ÇOK FECİ ARTIŞ VAR’’

Babadan gelen ve ailecek pastanecilik işi ile 25 yıldır uğraştığını söyleyen Selda Tütmez; ‘’Babam 79’dan beri bu işi yapıyor ama böyle bir dönem görmedik. Maliyetlerde çok feci bir artış var. Mal yok. Zam var. Mesela Ecevit zamanı diyorlar. Biz görmedik o hükümetleri ama kara borsa varmış derler ama mal varmış ama mal varmış en azından. Şu anda hem karaborsa var hem de mal yok. Evet. Yumurtacın arıyor, haftada bir kere gelirim. Ya mal yok. Un cin arıyor, haftada bir kere gelirim, mal yok. Bu un var istersem. Herkes kafasına, keyfine göre iş yapıyor. Olan küçük esnaflara oldu. Aroma yok ortalıkta. En basit örnekler bunlar.

‘’VATANDAŞIN ALIM GÜCÜ YOK’’

Büyük firmaların ve tekelleşmenin artması ile küçük esnafın daha çok zorlandığının altını çizen Tütmez; Büyük markalaşmış ulusal düzeyde pastanelerin oluşması o çok büyük etkiledi. Şubelerin çoğalması küçük esnafları çok etkiledi. 10 sene önce piyasalar o zaman yine hareketlilik vardı. İnsanların alım gücü vardı. Alabiliyorlardı. Şimdi hem alım gücü yok, alım gücü olmadığı için alamıyorlar.Onlar alamadıkları için de sen işçi çıkarmak zorunda oluyorsun. Bu da ekonomiye bir zarar oluyor. Evet. Kısır döngü. Karlar bitti. Gençler için ise bu işten anlamıyorlar ise bu mesleğe başlamalarını hiç tavsiye etmiyorum. Çünkü işin içinden çıkamazlar. Ancak iş bütün her alanını bilmeleri gerekiyor.

‘’MALZEME FİYATLARI SON YILLARDA YÜKSELDİ’’

Uzun süredir Mobilyacılık, döşemecilik üzerine çalıştığını ve kendi yerini açmayı düşünerek bu sektöre girdiğinin altın çizen Metin Diyaroğlu; ‘’Yavaş yavaş çalışarak, hem ustalık hem de ticaret tarafında deneyim kazandım. İlk başlarda sadece birkaç parça mobilya üretip satıyorduk, zamanla büyüdü ve kendi dükkanımı açmaya karar verdim. Berk Mobilya’yı yıllar önce kurdum. O zamandan bu yana işimi severek yapıyorum, her geçen gün daha fazla müşteri kazanmak da beni motive ediyor.Sektördeki en büyük değişim teknolojinin etkisiyle oldu. Eskiden her şey el işçiliğiyle yapılırken, şimdi makineler ve otomasyon daha fazla kullanılıyor. Mobilyaların üretim süresi kısaldı, fakat bunun yanında kaliteyi bozmamaya özen gösterdik. Ayrıca tasarımlar da değişti; eskiden daha klasik, ağır mobilyalar tercih edilirken, günümüzde modern ve minimalist çizgiler ön plana çıkıyor. Müşteri talepleri de sürekli değişiyor, özellikle özel tasarımlar konusunda daha fazla ilgi var.Son yıllarda maliyetler gerçekten ciddi şekilde arttı. Özellikle malzeme fiyatları ve işçilik ücretleri çok yükseldi. Bu da tabii ki fiyatlara yansıdı. Birçok müşterim bu fiyat artışlarını fark ediyor ve fiyatların yükseldiğinden şikayetçi. Ancak ben de bu durumu açıklamak zorunda kalıyorum. Bazen kar marjlarını düşürerek, müşteriye daha uygun fiyatlar sunmaya çalışıyorum, ancak bu da zor bir denge.

‘’ESNAFLIK YAPABİLEN İÇİN MANTIKLI’’

Yerel esnafın bir mahallenin bel kemiği olduğunu vurgulayan Diyaroğlu; Müşteri talepleri genellikle hala kaliteye odaklanıyor, ama fiyatlar konusunda daha temkinli davranıyorlar. Tabii ki ekonomik durum da etkiliyor.Bu devirde esnaflık yapmak her zaman mantıklı, çünkü ben insanlarla birebir ilişkiler kurarak işimi yürütüyorum. Esnaflığın en büyük avantajı bu. Bu sektörde büyük firmalar da var, fakat insanlar güven arıyor ve burada esnafın sağlam ilişkileri çok önemli. Zorluklar tabii ki var; özellikle maliyetler ve rekabet çok arttı. Ama ben yine de esnaflığın bu devirde bile değerini biliyorum. Güvenli bir iş yapma fırsatı, müşteriyle kurduğunuz dostane ilişkiler, esnafı tercih etmenin avantajlarını ortaya koyuyor. Teknolojinin ilerlemesiyle beraber dijital pazarlama da önemli bir rol oynasa da, hala yerel esnaflığın önemli olduğunu düşünüyorum’’ İfadelerini kullandı.

ETİKETLER: ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.