Mercedes Sosa

15.06.2022
A+
A-

Türkçe karşılığı Yeni Şarkı olan Nueva Canción, Latin Amerika’da uç veren bir müzik hareketidir.

Öncelikle; Arjantin, Şili ve Uruguay’da kendisini gösteren Nueva Canción; Latin Amerika’nın geleneksel müziğinden ilham almakla birlikte, Rock Müzik’ten de beslenen bir türdür.

Victor Hara, Rolando Alarcón gibi erkek müzisyenlerin katkı sundukları bu türün ön plandaki iki kadın sesi, Violeta Parra ile Mercedes Sosa’dır.

Dünyaya gözlerini 9 Temmuz 1935’te açan, profesyonelliğe adımını on beş yaşında atan Sosa, ondan önce doğan ve vefat eden Parra’nın Şili’den yükselen sesine, Arjantin’den eşlik etmiştir.

Şili’nin diktatörü Augusto Pinochet’nin Arjantin’deki versiyonu Jorge Rafael Videla Redondo ve ekibinin gerçekleştirdiği askeri darbeden, protest ve muhalif her Arjantin vatandaşı gibi olumsuz etkilenen Sosa,  sesini kısmaya çalışanları, Parra’yı örnek alarak umursamamıştır.

Ezgilere hayat vermesi ülkesinde engellenen, sürgün hayatı yaşamak zorunda kalan Sosa, Arjantin’e 1982’de dönebilmiştir.

Sürgünün neden olduğu travmayı, birçok albüme imza atarak alt etmeye çalışan Sosa’nın adı, Arjantin’in festivallerinden Cosquin’e katıldıktan sonra her dile pelesenk olmuştur.

Buenos Aires’teki Opera ve Tiyatro salonunun sahnesine, ülkesine döndükten sonra çıkan Sosa, festivallere, onlardan karnaval devşirmek için katılmış bir müzisyendir.

Karnaval, resmiyete, bürokratik hantallığa icazet vermemesiyle festivalden farklı bir yerde durur. Sosa’nın; sivil, özgürlükçü, direnişçi, mücadeleci, devrimci sesini festival, fasit dairesine doğal olarak sıkıştıramamıştır.

İnsan haklarının korunması için döktüğü ter dolayısıyla 2002’de Arjantin’de Sarmiento Ödülü’ne layık görülen Sosa, Avrupa’daki kısa süreli ikâmetinde asimile olmamış, yağmurdan kaçarken doluya tutulmamıştır.

Parra, Türkiye’de ondan daha fazla tanınan Victor Hara gibi müzisyenleri yetiştirirken, Sosa’nın izini Arjantin’de takip eden isim yok denecek kadar azdır. Böyle bir manzaranın yaşanmasının nedenlerinden biri; devrim, direniş, mücadele gibi kavramların Arjantin’de, Şili’deki kadar sapasağlam bir zemine oturamaması, diğeri de Sosa’nın müzisyenliği, müzik eğitmenliğine hem yeğlemesi, hem de, travma illetiyle baş etmekle uğraştığı için sözü edilen alana vakit ayıramamasıdır.

Sağlık sorunlarının üstesinden gelmekte zorlandığı âna kadar sahneden inmeyen, sesinin tonunu düşürmeyen Sosa’yı, Parra dışında, Türkiye’ye özgü protest ve muhalif müziğin inşacılarından Sümeyra Çakır’la ortak paydada buluşturmak mümkündür çünkü Çakır da, itibar sarsmalara, yok saymalara gülüp geçerek adını sadece Türkiye değil, dünya müzik tarihine yazdırmıştır.

Çakır’ı, sesinin tonunun erkeksiliği dolayısıyla da hatırlatan, sonsuzluğa 4 Ekim 2009’da uğurlaman Mercedes Sosa, edilginliğin ve edilginleştirmenin her türlüsüne itiraz eden, enternasyonal perspektifi önemseyen bir müzisyendir.

Selefleri, hemdertleri ve Türkiye’deki karşılığı olan Çakır’la birlikte onun müziğini layıkıyla idrak etmek isteyenlerin öncelikle; milliyetçilik ve onun makyajlanmış hâli olan ulusalcılıktan uzak durarak enternasyonal perspektif için dirsek çürütmeleri ve pabuç eskitmeleri gerekmektedir.

Aksi hâlde; özgürlük, devrim, direniş ve mücadele gibi kıymetli fiillerle temposunu yükselten müzik, onları kıyısına bile yanaştırmayacaktır.

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.