Mart Ayındaki PPK Toplantısı Yabancıların Borsaya Girişi için Fırsat Mı?
23 Ocak perşembe günü saat 14:00’te Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın ocak ayı faiz kararını izleyeceğiz. Enflasyonla mücadele konusunda ise ocak ayı enflasyon rakamlarının ne kadar önemli olduğunu ise 3 şubat günü hep beraber göreceğiz. Devletin kendi iştigal alanındaki konularda yeniden değerleme oranını baz alarak %43,93 zam yaparak yıla hızlı bir giriş yapması Ocak ayı enflasyonun beklentiler doğrultusunda veya bir miktar üstünde olabileceğine dair işaretleri de güçlendirdi. Özellikle Ocak ayında akaryakıt fiyatlarında özellikle Brent petroldeki nedeniyle oluşan artışlar ve ÖTV güncellemesi nedeniyle fiyatlarda beklentinin üstünde artışa neden oldu.
Asgari ücretdeki artışın %30’da kalması piyasa diliyle olumlu karşılanırken artan akaryakıt fiyatları piyasa genelinde ocak ve şubat aylarında tüm yıllık zamların büyük oranda yapılmasına yol açabilir. Genel beklenti ocak ve şubat ayları enflasyon toplamının %7 civarında olmasıydı.
Kamu zamları ile baz alınan yeniden değerleme oranı Cumhurbaşkanı kararı ile değiştirilmeyerek aynen uygunlandı. Burada uygulanan iradenin maaş zamlarıyla ilgili oluşmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun haricinde köprü ve otoyollarla ilgili zamlar YDO’nun da üzerine çıktı.
2024 yılında ocak ayı %6,70; şubat ayı %4,53; mart ayı %3,16; nisan ayı %3,18 ve mayıs ayında %3,37 olmak üzere beş ayda yüzde 22,72’lik bir enflasyon oluşmuştu. 2025 yılının ilk beş ayında yıllık enflasyonun %15 civarına düşmesinin makul görülebileceğini söyleyebilirim. Bu oranların hem hükümetin hem Merkez Bankası’nın enflasyon hedefleri ne kadar uyumlu olduğunu takdirlerinize bırakıyorum.
Esas olay şubat ayı enflasyonun ilan edilmesinden sonra Mart ayı PPK toplantısında faizin indirilmesi konusudur. Veriler bunu tam doğrulamadan yapılacak faiz indirimi enflasyonda daha fazla katılaşmaya sebep olacaktır. Sağlıklı bir veri ile oluşacak faiz indirimi ise Borsalara ikinci çeyrekte ivme kazandırabilir. TCMB başkanı Fatih Karahan ile başkan yardımcısı Cevdet Akçay’ın açıklamaları aynı istikametteki yola farklı güzergahlardan gittikleri imajı veriyor. Bunun bir sıkıntıya yol açıp açmayacağını şimdilik bilmiyoruz.
Ocak ayında gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı devam ediyor. Biz 2024 yılında dolar bazında %10 getiri sağladık. Yabancılar Borsa İstanbul’da satmaya devam ediyor. Ancak bir noktadan sonra yabancıların sabit veya sabite yakın dolar/tl hareketi nedeniyle dolar bazında yüzde 15 kar hedefini gördükleri anda Borsa İstanbul’a dönmeleri gerektiğini düşünüyorum. İlk faktör yabancı kurumların çoğunun malsız kalması. Diğer faktör ise aracı kurumların 2025 yılı borsa İstanbul hedefi 13.500-14.000 arası olması. Yabancı kurumların tl bazındaki hedefi daha aşağı seviyelerde. TL bazında yaklaşık %35 getiri yerli yatırımcıyı çok fazla cezbetmeyebilir. Ancak stabile yakın dolar TL hareketi nedeniyle yabancılar ya hisse senedi alımlarıyla ya da açığa satışı kullanılarak daha yüksek getirilere ulaşabilir. Borsa İstanbul’daki olası düşüşlerde seviye tespit yöntemine göre girişler önem kazanacaktır.
Haftanın Sözü;
Bankacılık son derece tehlikeli bir sektör, çünkü bu sektörde yüksek bir riskin varlığı çok geç oluncaya kadar farkına varılamaz. Bu yönden büyük fırtınalar yaratan sakin denizlere benzer.
Nassim Nicholas Taleb