Kültürün ve Sanatın Başkenti Bursa II

Sadece şehrimizi değil tüm dünyayı esir alan bir musibet olan pandemi sürecinde bile hemşerilerimizin sağlığının korunması hususunda üst düzey  hassasiyet ve önlemlerle (kısıtlı da olsa) ; Kentin dört bir yanında restore edilerek ayağa kalmış ecdat yadigârı eserler ile kentin simgesi olmuş (Tayyare Kültür Merkezi vb.) kültür merkezleri; kentin ve kentlinin kültür ve sanat adına belleğinde taşıdığı çok özel misyonu   ile çağdaş kent sanat hayatına,“halka hizmet, hakka hizmet” yerel yönetim anlayışına paralel olarak hizmet üretmeye, hizmet etmeye, kültür ve sanat adına şehre rehberlik etmeye hız kesmeden devam ediyor.

Karagöz Sinema Atölyesi, Kültür Akademisi,Bursa Araştırmaları Merkezi gibi Ulusal/Uluslararası klasmanda projeleri, sahne sanatları adına kurumsallığı açısından ülkeye örnek çalışmalardan biri olan Bursa Şehir Tiyatrosu ve Devlet Tiyatrosu gibi kıymetli unsurlarının hem sergilediği birbirinden değerli eserler hem de dağı ovası kıyısı bucağı demeden şehrin geneline yaydığı kültür sanat rüzgârları ile hizmet üretirken, profesyonel teknik ekip/donanımı ile salonu ve resim galerileri ile tüm faaliyetlere ev sahipliği yapıyor olması kentin kültür ve sanat hayatının canlılığının sürmesi açısından fevkalade önemli.

Ecdat  yadigarı vakfiyeler, medrese ve külliyeler, Britanya’dan Roma’ya, Bizans’tan Osmanlı’ya binlerce yıllık kültürel tarihi miras eserlerinin korunması, yeniden kent hayatının içine katılması çalışmaları gibi, tüm gelişmiş dünya şehirlerinin temel problemi kent ulaşım model ve projelerindeki özel çalışmaları ve kat ettiği mesafeler vb. gibi makro projeler ve çalışmalar ile birçok konuda ülkeye örnek çalışmalarla ülke gündeminde ve göz önünde bulunan Bursa ;

Sadece ürettiği çağdaş kent yönetimi/yerel yönetim uygulamaları ile değil bazı bağnaz kafaların, taassup denizinde kulaç atan bedbahtların, ideolojik söylemler asosyal düşüncelerin cendereleri arasında kalmış bîçarelerin, sadece sanat estetiğine değil hayat estetiğinden de yoksunların tersine binlerce yıllık Türk İslam Medeniyetinin yeşerdiği, kök salıp meyveler verdiği vaha olarak kültür ve sanat adına her türlü övgü ve takdire şayandır.

Bürokratı, siyasetçisi, yöneticisi, sanatçısı, sivil toplum kuruluşları “Kültürüne sahip çıkmayanların coğrafyasını başkaları çizer” sözünü iyi tahlil, tasavvur ve istişare eden Bursalı değerler medeniyet yarışında öne geçmek adına birbiriyle yarışmakta, hem Hakka hem de halka hizmet etmek hususunda hızla yol almaktalar.

Yerel yönetimlerin şehrin koridorlarında,vücudu saran damarlar gibi şehirle iç içe olması, kentin-kentlinin, yönetenine (şehr’eminine) bir selam uzaklığında olması demektir……

Ki bu teması rahatlatan ve imkân veren, halkın kültürel öğelerini, halka buluşturması yani Kültür ve Sanatla kucaklaşması demektir. Bir başka söylemle yöneten iradenin, şehri kültür ve sanat ile kucaklamasıdır.

Sanatla iç içe olan toplum değerlerinin niteliği ve niceliğinin artması, sosyo-kültürel gelişimin derinliği ve genişliği hükmüne getirecektir.

Sanat ve sanatçı, toplumun aynası olmakla  “bu değişim ve gelişimin en göz önünde olanıdır.” Sanat ve sanatla uğraşan, kurum-kuruluşların uygulamalarının, muasır medeniyet seviyesine ne kadar uzaklıkta veya yakınlıkta olduğunun bir göstergesi haline gelmektedir.

Küçük büyük tüm sanatseverler birbirinden güzel konserler, tiyatrolar, söyleşiler ve icra faaliyetleri ile geleneksel sanatlarımızı solumakta, yaşamakta, yaşamasına katkı koymaktadırlar.

Özlemle beklediğimiz sağlıklı günlerde resim galerilerinde,tiyatro suarelerinde,konser salonlarında,festival alanlarında tekrar sanatı kültürü birlikte solumak dileklerimle.