Kent Editör Masası Naim Öztürk : Temel İhtiyaçlar Ücretsiz Olmalı

Kent Editör Masası Naim Öztürk : Temel İhtiyaçlar Ücretsiz Olmalı
08.03.2021
A+
A-

Milli Görüş partilerinde çeşitli kademelerde görev alan Yeniden Refah Partisi Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Naim Öztürk, Kent Gazetesi Editör Masası’nın konuğu oldu. Öztürk, muhalefetten ekonomiye, ittifak arayışlarından dış politikaya kadar pek çok konu hakkında merak edilenleri yanıtladı.

Kent Editör Masası, Yeniden Refah Partisi Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Naim Öztürk’ü konuk aldı. Gerçekleştirdiğimiz keyifli söyleşide sadece Yeniden Refah Partisi oldukları için değil milli görüş kökenli oldukları için mevcut siyasi partilerin tamamının dışında olduklarını söyleyerek diğer partilerden farklı bir anlayışa sahip olduklarını belirtti.

“Parti kurulduğundan beri  hak, hukuk, adalet anlayışımız var” diyen Öztürk, diğer partilerin de sözde bu  anlayışa sahip olduklarını ancak uygulamada farklı olduklarını ifade etti ve ekledi:  “Her alanda adaletin olması gerektiğini savunuyoruz. Devlet işlerinde liyakatin ön plana çıkması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.

Naim  Öztürk, hakkın ve hukukun üstünlüğüne inandıklarını söyleyerek Hz Ali’nin sözünü hatırlattı, “Eğer bir beldede şehirde yada yerleşim yerinde aç bir insan görürseniz, o şehrin yöneticileri oradaki insanların hakkını yiyordur.”

“Allah insanı yaratmadan önce yiyecek, içecek ve giyecek yaratıyor” diyen Öztürk Türkiye’deki adaletsiz gelir dağılımını da eleştirirken  “O zaman bu fakir evsiz insanlar niye var? Müthiş derecede gelir adaletsizliği var. Bizim anlayışımız bu şekilde. Diğer siyasi partilerde bu kavramı bulamazsınız. Bu milletin yüzde 60’ı yoksulluk sınırı altında yaşıyor, bu bir gerçek. Son 15 yılda suç oranı yüzde 70, uyuşturucu kullanımı ise çok yüksek. Bir derginin yapmış olduğu araştırmaya göre uyuşturucu kullanımı 9 yaşa kadar indi. Bu akılları zorlayan bir ankettir. Ancak muhafazakar bir yapı var iktidarda yani iddiaları bu yönde” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin dış politikasına da değinen Naim Öztürk, Batıya değil özümüze dönmemiz gerektiğini söyleyerek,  Batı ve Avrupa Birliği standartlarına entegre olmaya uygun bir zihniyet olduğunu ancak kendilerinin tarihsel, ekonomik, toplumsal açıdan batıya dönmenin mümkün olmayacağını savunduklarını dile getirdi.

“TÜRKİYE İLE YARIŞAMAZLAR”

“Biz Osmanlı ve Selçuklu’da da olduğu gibi batıya entegre olmamalıyız, ayrı bir medeniyetiz. Tüm İslam devletlerinin Türkiye etrafında toplandığı bir düzen hayalimiz var” ifadelerini kullanan Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Naim Öztürk, “Ortadoğu coğrafyasının bir kısmı Osmanlı Devleti’nin idaresinde  kalmış 400-500 yıl. Avrupa’daki devletler 30-40 yıllık geçmişe sahip. Halkın gözü farklıdır.  Halkın gözü tekrar Türkiye’ye döndü. Türkiye’nin sayısal değerleri diğer ülkeleri arkasından sürükleyecek niteliktedir. Batı, 2 bin yıldır Hristiyan medeniyetini kurmaya çalışıyor ama ordusunu bile kuramadı. Dağılmak üzere yaşlı bir Avrupa söz konusu. İtalya, Bulgaristan, Yunanistan beş para etmeyen ülkeler. Avrupa’nın 28 ülkesini topladığınızda Türkiye ile askeri anlamda yarışacak ülke değiller. Sömürüden zenginlik elde etmişler. Bizim insanımızın bu gözlerini kamaştırmış” dedi.

“ERBAKAN’IN İSMİ İSTİSMAR EDİLİYOR”

Son dönemde farklı siyasiler tarafından Necmettin Erbakan’ın isminin sıklıkla anılmasına ilişkin ise, “Necmettin Erbakan’ın ismi istismar ediliyor, kör ölünce badem gözlü olur. Sol kesim Atatürk’ü nasıl istismar ettiyse son  yıllarda  muhafazakar kesim de Erbakan’ın adını kullanıyor. Erbakan Hoca bugün hayatta olsaydı yine kendisine karşıydılar. Vefat edince yine Erkancı oldular” yorumunu yaptı.

Öztürk, “28 şubat sürecinden sonra  AK Parti ile kısa sürede zenginleşen ve islami anlayışı, giyimi değişen bir kesim, sosyete olarak tabir edilen kesim makam mevki sahibi oldu. Bizim inancımızda devlet malı kutsaldır. Kimse devlet malını ganimet malı olarak görmez. Devlete asla zeval getirilemez. AK Parti iktidarıyla Müslümanlar ihaleye fesat karıştırabilir, faiz de yiyebilir, adam da öldürebilir hale getirildi. Ancak kimse müslümanlardan adalet istememeli çünkü müslümanlar adaletsiz davranamaz” ifadelerine yer verdi.

“YENİDEN REFAH TOPLANMA ALANI”

Naim Öztürk, yapılan anketlerde ve medyada Yeniden Refah Partisi’ne yeterince yer verilmediğini hatta göz ardı edildiğine dikkat çekerek Bursa özelinde ve Türkiye genelinde Yeniden Refah Partisi’nin oy oranına ilişkin sorduğumuz soruyu ise, “Bursa’nın 17 ilçesi var. 7 Nisan’da Bursa’da Yenden Refah Partisi’nin gerçekleştirdiği kongrenin 2. yılı dolacak. Bu sürede 17 ilçe, 1060 mahallede, 100 kişilik il yönetimimiz ilçe teşkilatlarımız, il ve ilçe kadın kolları, gençlik kollarımız çalışmalar gerçekleştirdi. Resmi ve gayrı resmi 17 bin civarı üyemiz var. Deva Partisi ve Gelecek Partisi’nin Türkiye’deki oyu kadar yalnızca Bursa üyemiz var. Ama onlar her gün ekranda. Medyanın büyük bir kısmı iktidarın kontrolü altında. İktidar, Gelecek Partisi ve Deva Partisi’nden AK Parti’ye zarar gelemeyeceğini görüyor, oy oranları düşük. Ancak bunların dışında kalan Yeniden Refah toplanma alanı olarak görülüyor. Böyle olunca özellikle ekranlar kapalı. Yeniden Refah Partisi isminin duyulması istenmiyor. İsme de teveccüh var. Savunduklarımız da var” şeklinde yorumladı.

“TEMEL İHTİYAÇLAR ÜCRETSİZ OLMALI”

Naim Öztürk, elektrik, su, doğalgaz ve internet gibi çağımızın temel ihtiyacı haline gelen hizmetlerin ücretsiz olarak sağlanması gerektiğini söyleyerek, “Bizim anlayışımızda devlet haklı olarak vergi toplar ancak haklı olarak toplanmalı. Fırıncıdan terziden vergi alamazsın Yolu, köprüyü, otoparkı satamazsın. Elektrik, su, doğalgaz bedava sunulmalıdır. Yapılamayacak diye bir şey yok. Ancak vatandaş bunu bilmiyor. Kanunen mümkün değil ama 1 ya da 2 kuruş şeklinde düzenlendiği zaman yapılabilir.  Vatandaştan alınan verginin sebebi devletin hizmet etmesidir. Elektrik, su,  doğalgaz ve internet parayla satılıyor. En çok kalem de buradan alınıyor. Asgari ücretten de vergi alıyorsun. Türkiye’deki belli aileler krizlerden etkilenmiyor, adalet bu şekilde olmamalı” dedi.

“ÜÇÜNCÜ BİR İTTİFAK OLABİLİR”

Yeni açılan partiler ve bir ittifaka dahil olup olmayacağını sorduğumuzda üçüncü bir ittifak oluşturulabileceğini söyleyen Öztürk, “Yeniden Refah olası bir seçime hazır. Yaptığımız çalışmalar sonucunda oy oranımızın yüzde 14’ün üzerinde olduğuna inanıyoruz. Ancak yapılan diğer anket listelerinde bile yokuz. Gerçek sonuçları seçimde göreceğiz inşallah.

Üçüncü bir ittifak olabilir belki. Bizim tek başımıza girme gibi bir düşüncemiz var. Üçüncü ittifak için bir düşündüğümüz parti yok. Mevcutta iki ittifak olsa da yeni partiler de var. Yeni kurulan partiler bizimle görüşüyor ” diyerek durumun netleşmesi için seçim sürecine girilmesi gerektiğini ekledi.

“OLAĞANÜSTÜ YETKİLER AZALTILMALI”

Başkanlık Sistemi’ni yorumlayan Naim Öztürk, parlamenter sisteme bu aşamada geçilemeyeceğini düşündüğünü söyleyerek, sıklıkla sistem değişikliğine gidilmesini şöyle eleştirdi:  “15 Temmuz’dan sonra sistem değişikliğine gidildi devlette. Devletlerde sistem, savaştan, olağanüstü olaylardan sonra değişir. Muhalefetin dediği gibi parlamenter sisteme geçilebileceğini düşünmüyorum. Mevcut sistemin de bu şekilde devam edebileceğini düşünmüyorum. Cumhurbaşkanının şu an olağanüstü yetkileri var, bunlar azaltılmalı. Bakanları halk seçmeli. Gensoru verilebilmeli, buna fırsat verilmesi lazım. Kuvvetler ayrılığının belirginleşmesi lazım böyle olduktan sonra kimse karşı çıkmaz. Buna herkes onay verecektir. Sürekli sistem değişmesi  doğru değil, sistem değişikliği çocuk oyuncağı değil.” açıklamasında bulundu.

Mevcut muhalefetin yeterli olmadığını söyleyerek eleştiren Öztürk, “Hakaretvari tavırlarla muhalefet sürdürülmeye çalışılıyor. Herkes yerinden memnun. CHP ben muhalefette kalayım, yüzde 30’u geçmeyeyim, soldan oy alayım diyor. MHP ise mecliste kalayım derdinde. Ne yıkıcı muhalefet ne de başka bir şey var” ifadelerini kullandı.

“PROJELER MASADA KALIYOR”

“Siyasetten uzak bir nesil var” diyen Öztürk, Emin olun üniversiteler açıldığında çok kişi Cumhurbaşkanının ismini bilmeyecektir. Bizim en büyük avantajımız genel başkanımızın yaşının genç olması. Üyelerimizin yaş ortalaması 30 civarı. Gençler kendi ruh halinden anlayan bir kişi istiyor. Bu devlet eliyle yapılması gereken bir şey. Devlet dokunuşu yoksa gençler kendi halinde kalıyor. Projeler geliştiriliyor ancak masada kalıyor. Eğitim baştan aşağı millileştirilmeli. Biz bunu istiyoruz. Dünyanın İran’dan sonra en büyük genç nesli olan ülkeyiz” şeklinde konuştu.

“VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, İKTİDAR ZENGİNLEŞİYOR”

Türkiye’nin yeniden kalkınarak sınırlarına sığmayacağını, başka ülkelerle de  ittifak kurması gerektiğini söyleyen Naim Öztürk bunun tarihsel bir zorunluluk olduğunu ifade etti. “Bu ancak milli bir iktidarla mümkün olur” diyen Öztürk, “Türkiye’nin devlet ve vatandaşa olmak üzere borcu 1 trilyon doların üzerinde . Devlet borçlandırılmış, sanayi, gençler bankalara borçlandırılmış, bankaların büyük çoğunluğu yabancılara satılmış. Borçla yürünecekse bu şekilde cumhurbaşkanlığını, bakanlığı herkes yapar. Bu vatana millete ihanettir. Mesele devleti milleti borçlandırmadan iş yapabilmektir. Vatandaş fakirleşiyor, iktidar zenginleşiyor”  dedi.

“PARTİLER KAPATILMAMALI KİŞİLER CEZALANDIRILMALI”

Siyasi partilerin kapatılmasını  konusunu da yorumlayan Öztürk, “Devlete ve millete suç şişleyenler elbette ceza görecektir. Ancak siyasi partiler kapatılırsa onlara oy veren halk da cezalandırılır. Suçu işleyen cezalandırılmalı, partiler ya da halk değil. Vatandaş desteklediği parti kapatılınca daha büyük meyil gösteriyor oraya. Parti kapatılıyor, yeni parti ile daha çok oy alınıyor.Parti kapatmadan insanların kanaatlerini değiştirmek mümkün. Parti kapatılması çözüm değil. Yöneticiler cezalandırılmalı. Halkın hepsi aynı kanaatte değil. Kimseye karışamazsınız” yorumunda bulundu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.