İzlenimciliğin babası Claude Monet
İzlenimci hareketin kurucularından birisi olan Claude Monet, aynı zamanda grubun ismine de ilham kaynağı olmuştur. Çoğunlukla Fransa’daki evinin bahçesinde bulunan nilüferlerden ilham alarak yaptığı resimlerle tanınmış olsa da birçok manzara ve portre de çizmiştir. Claude Monet’nin hayatına değinecek olursak, Ressamımız 14 Kasım 1840’ta Paris’te dünyaya gelmiştir. Ailesi, daha o beş yaşındayken Normandiya’nın liman kenti Le Havre’a taşındı. Okuldan pek keyif almayan Monet, günlerinin çoğunu kent sakinlerinin karikatürlerini çizerek dışarıda geçiriyordu. Ailesi, onun sanata olan ilgisini fark edince, oğullarını on yaşına geldiğinde Le Havre Sanat Ortaokulu’na kaydettirdi. Gençliğinin çoğunu, çizdiği karakalem resimlerini bölgede satarak geçirdi. Resim onun için bir hobiydi lakin Fransız manzara ressamı Eugene Boudin ile karşılaşana kadar. Boudin, Monet’nin ressamlık kariyerine damga vuracak bir resim tarzıyla tanıştırdı onu. Boudin’in üslubu ise “en plein” yani “açık havada” diye tercüme edebileceğimiz yeni bir resim felsefesiydi. Monet bu üslubü hemen kavradı ve karikatür, karakalem gibi diğer resim çeşitlerini bıraktı. Birkaç yılını Boudin ile açık havada resim yaparak geçirdikten sonra Academie Suise’de okumak için 1859’da Paris’e gitti. Akademideki öğretmen ve öğrencilerin çoğunun geleneksel sanat ile meşgul olduğunu gören Monet, geleneksel yöntemler için açık havada resim yapma üslubunu bırakmadı. Kısa süren askerliğinin ardından Paris’e geri dönen Monet, kendisi gibi düşünen bir grup sanatçıyla arkadaşlık kurdu. Gruptaki kişiler arasında Pierre-Auguste Renoir, Alfred Sisley ve Frederic Bazille gibi isimler vardı. Resim yapmak için gruptaki dostlarıyla açık hava gezintilerine de çıkmayı ihmal etmedi. Ancak Monet’nin eserleri sanat camiasında hemen kabul edilmedi. Monet’yi ilk defa takdire şayan ilan eden eseri ise Yeşil Elbiseli Kadın (La Femme A la Robe Verte) oldu. 1874’te Monet’nin İzlenim, Gündoğumu (Impression, Soleil Levant) adlı resminin yer aldığı bir sergide kendisiyle aynı düşünce yapısına sahip genç sanatçılarla tanıştı. Sergide bulunan eleştirmenlerden birisi Monet’nin bu resmine tamamlanmamış izlenimci çalışmalarından birisi olarak nitelendirmiş ve onu bir eskize benzetmiştir. Eleştirmenlerden olumsuz yönde tepkiler alsa da Monet’nin halk arasında gördüğü ilgi ilk izlenimci sergisinin ardından giderek arttı. Fakat böylesine bir ilgi baş gösterirken kendisine ilham kaynağı olan eşi Camille Doncieux vereme yakalandı ve 5 Eylül 1879’da Monet’ye iki çocuk bırakarak hayata gözlerini yumdu. Monet, hayatının sonuna doğru Avrupa’yı dolaşıp çoğunlukla manzara resmi yapmaya devam etmiştir. 1914’te katarakta yakalansa da resim yapmayı asla bırakmadı. 1926’da akciğer kanserinden ölene dek resim yapmayı sürdürdü. Eserleri, dünyadaki çeşitli müzelerde bulunmakta ve bazıları milyonlarca dolarla satılmaktadır.