İyi Parti Bursa Milletvekili Adayları: Önceliğimiz Türkiye
İYİ Parti Bursa Milletvekili Adayları, basın ziyaretlerine Kent Bursa Gazetesi ile devam etti. Öncelikli konularının Türkiye olduğunu söyleyen adaylar, terörle mücadeleden cumhurbaşkanlığı seçimine kadar dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
SEMA NUR AVŞAR
İYİ Parti Bursa Milletvekili adayları, basın turuna Kent Bursa Gazetesi ile devam etti. Ziyarete İYİ Parti Bursa Milletvekili Adayları Hasan Toktaş, Selçuk Türkoğlu, Orhan Özer, Şermin Can Özensoy, Osman Atalay Akman, Dilek Durak, Resul Kaplan ve Feyza Temel’in yanı sıra İYİ Parti Bursa İl Başkan Vekili İbrahim Erdoğan katılım sağladı. Ekonomi politikalarını aktaran Orhan Özer, “Geliriniz 10 liraysa 15 lira harcarsanız 5 lira için ekonomi ya da finans uzmanı olmanız gerekir. Geliriniz 10 liraysa 8 lira, dokuz lira harcarsanız buna ihtiyaç olmaz. benim nezdimde en büyük politika olarak gördüğüm katkı ülkenin operasyonel gücünü ve yapısını güçlendirmek gerektiğidir. Biz 15 lira harcamak zorundaysak 16 lira kazanmalıyız, 20 lirayla da borçlarımızı ödemeliyiz. O zaman ne ekonomi konuşuruz, ne borçlanmak ne de faiz.” Faiz konusuna da değinmek isteyen Özer sözlerine şöyle devam etti: “Şuanki faizlerin gerçekle alakası yok, zaten uygulamada da gösterge faizi diye bir şey yok. Muhakkak bir dengeye oturacaktır ama büyük faizler verip para toplayıp nefes aldırmak gibi kimsenin o yönde büyük bir değişiklik işine gideceğini sanmıyorum. Türkiye’nin geçiş sürecinde şunları devam ettirmemiz lazım; Güven ortamı, istikrar ortamı ve adaylık ortamı. Bunları düzgün bir şekilde gerçekleştirdikten sonra dış finansmanı çok rahat bulacağına inanıyorum. Bunu verecek hazır finansman kuruluşları ve ülkeler muhakkak ki vardır. Eğer bir hükümet devir teslimi olursa ben bir sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum.”
EN BAŞTA YAPILMASI GEREKEN MALİYET VERİLERİNİ AZALTMAK
Özellikle enflasyonun düşürülmesi için verimli üretimin arttırılması gerektiğini savunan Ekonomist ve Akademisyen Dilek Durak “Teoride yazıldığı gibi politikte bunu hayata geçirmek her babayiğidin harcı olmuyor. Fakat ekonomide özellikle enflasyonun düşürülmesi için verimli üretimin artırılması lazım. İşte bunun yapılabilmesi için de maliyet verilerinin düşürülmesi gerekiyor. Gübrenin pahalılığı, mazotun pahalılığı tarım ve hayvancılığı bitirdi. Çiftçilerin her üretimi kendilerine eksi maliyet olarak dönüyor. Bu maliyeti yüksek tuttuğunuz zaman ürün satamıyorsanız ve pazarlama konusunda da yeterli teşvikler alamıyorsanız çiftçiler için büyük bir sıkıntı doğuyor. Bizim politikalarımızda şöyle bir ayrıntı var çiftçilerimiz ekiyor, üretiyorlar ancak ürettikten sonra devlet teşviki alıyorlar bu yanlış aslında. Çiftçiyi o zamana kadar kredi ve faize boğuyorsunuz çünkü elinde hazır nakit parası yok. Dolayısıyla borçlanıyor. Borçlanmakta enflasyon ortamında değinilmesi gereken çok önemli bir faktör. Bunu düşürebilmek için bizim politikamız şu; Üretmeden evvel üreteceğin plan ve programı devlete verecek ve onun teşviğini üretime başlamadan önce alacak. Bu çiftçilerimizi oldukça rahatlatacak ve önünü görebilecek şekilde üretimini ve planlamasını yapabilecek. Tabi doğal afetler buna etkili olabilir ama onların da yine parti politikamızda tazminatları değerinde ödenecek” İfadelerini kullandı.
“TERÖRLE MÜCADELE DEVAM EDECEK”
Tüm unsurları ve büyük bir kararlılıkla terörle mücadelenin devam edeceğini söyleyen İYİ Parti Bursa 2.Bölge Milletvekili Adayı Osman Atalay Akman, “2003 yılında terörle mücadele yeniden ivme kazandı. Ekonomiden sonra PKK öncelikli problemlerden. Bu durum kararlılıkla üzerine gidilmesi gereken bir konudur. Bunu da bizim iktidarımızda göreceksiniz. Nasip olursa biz buna son vereceğiz” diye konuştu.
“HİZBULLAH DA TERÖR ÖRGÜTÜ”
Hizbullah’ın da terör örgütü olduğuna dikkat çeken Selçuk Türkoğlu, “Biz, Hizbullah terör örgütünün siyasi uzantısı olan HÜDA-PAR’la da mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.
EĞİTİM SİSTEMİ TAM ANLAMIYLA ÇÖPE DÖNMÜŞ
Memleketin kanayan, oluk oluk akan bir ton sorunu olduğunu söyleyen Selçuk Türkoğlu “Birincisi ve en önemli sorun ekonomi, ağırlıklı olarak da eğitim. Cumhuriyet tarihinin eğitimdeki fırsat eşitliğinin en çok bozulduğu dönemdeyiz. Milli Eğitimde ne yok biliyor musunuz? Türk yok, millilik yok, eğitim yok bir de sistem yok. Bunlardan hiçbiri yok… Tam anlamıyla çöpe dönmüş. Yalnızca öğrenci yetiştirmek değil bütün gayesi seçmen yetiştirmek olan 21 yıllık iktidarın eğitim politikası var. Biz hepsini sil baştan yapacağız. Köy okullarını yeniden açacağız, 4+4+4 denen garabet yani benim tabirimle dert+dert+dert bundan vazgeçeceğiz” dedi.
“ÖNCELİK EĞİTİM, SAĞLIK VE GÜVENLİK OLMALI”
Devletin birinci önceliğinin eğitim, sağlık, güvenlik olması gerektiğini söyleyen Türkoğlu “Bu üçünü bütün vatandaşlarına nitelikli, parasız, eşit ve adil vermek zorundadır. Burada en önemli kısım eşitlik. Bursa bu konuda en eşitsiz illerden bir tanesi. Yalnızca Nilüfer’deki eğitim kurumlarının %45’i özel eğitim kurumu. Türk Milli Eğitimi şuna dönmüş durumda, paran varsa oku, paran varsa iyi imkânlara sahip ol, paran yoksa sürün. Önceden bu böyle değildi. İşçi, köylü, çiftçi bunun çocukları da parasız nitelikli devlet okulları yoluyla öğretmen, mühendis, akademisyen, bürokrat olabiliyorlardı. Bu aynı zamanda sosyal statü değiştirmenin en meşru en ucuz yoluydu beraberinde toplumsal barışı da sağlıyordu. Şimdi ise Türkiye’de iş şuna döndü; doktorun çocuğu doktor, mühendisin çocuğu mühendis, garibanın çocuğu kadrolu gariban. Türk gençliğinin geleceği çalındı, hayatlarımızı kararttı. Çünkü tek dertleri var o da seçmenlik” ifadelerini kullandı.
MERAL AKŞENER’İN MASADAN KALKMASI
Meal Akşener’in aday anlaşmazlığında masadan ayrılıp daha sonra geri dönmesinin sonuçları hakkında konuşan Türkoğlu, “Millete rağmen siyaset yapılmaz milletin talebi neyse o gündem olur. Kazanacak aday diye uzun süre bahsedildi. Millet adına orada bir tavır konuldu o nedenle bu talepte olan insanlar açısından bu takdirle karşılandı. Sonra sisteme eklenen Sn. Ekrem İmamoğlu ve Sn. Mansur Yavaş ile bu formülle birlikte hem uzlaşmacılığı hem milletin taleplerinin de eklenmesi noktasında masadan kalktığımızda da oyumuz vardı, döndüğümüzde de oyumuz vardı” ifadelerine yer verdi.
“MİLLET İTTİFAKI GÜNDE 10 MİTİNG YAPIYOR”
Millet ittifakının ülke genelinde aktif olarak sahada bazen günde on miting yaptığını söyleyen Osman Atalay Akman, “Şuan Mansur Yavaş Manisa’da dört miting yapıyor, ilçe ilçe dolaşıyor. Ekrem İmamoğlu geçtiğimiz günlerde geldiğinde İnegöl üçüncü, Bursa’daki mitingi dördüncü mitingdi” dedi. Akman, Mansur Yavaş ve Meral Akşener’in 3 Mayıs’ta Bursa’ya gelmesinin Türkçülük günü ile ilgili bir ilgisi var mı sorusuna da özel bir planlama olmadığını dile getirdi.
“KILIÇDAROĞLU FARKLA KAZANACAK”
İYİ Parti seçmeninin Kılıçdaroğlu’na oy verme konusunda sıkıntı yaratıp yaratmayacağı ile ilgili soruya Genel İdare Kurulu Üyesi ve Bursa Milletvekili Adayı Hasan Toktaş, “İYİ parti seçmeni 2019’da yerel seçimlerde CHP’nin aday çıkardığı yerlerde CHP seçmeninden daha çok CHP adayına oy vermiş seçmendir. Biz çok net ifade ediyoruz bir oy Kemal Kılıçdaroğlu’na bir oy Meral Akşener’e” açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını sözlerine ekleyen Toktaş, ikinci tura kalması halinde farkla kazanacağını ifade etti.
SİNAN ATEŞ CİNAYETİNDE SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
Sinan Ateş cinayetindeki süreç için bir irade değişikliği olduğunu vurgulayan Selçuk Türkoğlu, “Sinan Ateş’in dünya görüşünden, geçmiş görevlerinden her şeyinden bağımsız genç bir akademisyenin Ankara’nın göbeğinde bu şekilde çok yönlü çok taraflı içerisinde özel harekatçıların milletvekillerinin kısacası geniş bir kadronun olduğu alanda kumpasla suikaste uğraması öncelikle kabul edilebilir bir durum değil. Olayın arkasının aydınlatılması kamu vicdanının bu noktada rahatlatılması lazım. Belli ki siyasi iktidar bu konunun üzerine gitmiyor, gitmeyecek. İnşallah 14 Mayıs’tan sonra ülkede bir normalleşme gerçekleştiğinde, hukuk hakim olduğunda, adalet yeniden kapıkuleden girdiğinde sadece rahmetli Sinan Ateş mevzusu değil bütün benzer hadiselerinin adalete güvenerek çözümü olacak. Gerçekten yürekleri sızlatan, mahşeri vicdanları harekete geçiren bir cinayet oldu. Allah böyle olayları bir daha milletimize yaşatmasın” dedi.
GEÇ GELMİŞ ADALET ADALET DEĞİLDİR.
Cinayetin aydınlatılmasının beklendiğini dile getiren Osman Atalay Akman, “Her konusu aleni bir şekilde belli olan bir cinayeti şuanda sürüncemeye bırakılmasını düşünebiliyor musunuz? İktidar çevresinden veya yakını bir kişinin cinayete kurban gitmiş olsaydı nasıl bir ayaklanma olacağını, kaç tane savcının bu konuda görevlendirileceğini, yapanların değil aklından geçirenlerin bile bulunup çıkartılacağı bir süreç olurdu. Geç gelmiş adalet adalet değildir. Özellikle Bursa’da bu cinayet gerçekten görünmektedir. Bizim iktidarımızda çözülecek öncelikli aydınlatılması gereken konulardandır” ifadelerine yer verdi.