Haftalık ekonomi notları: Önce resesyon sonra stagflasyon kapıda!

20.04.2025
A+
A-

Merkez Bankası’nın faiz artışı kararıyla resesyon olasılığı var mı? Kesinlikle evet. Beklentiler bozuldu. Faizler yüksek. Ancak enflasyon da yüksek. Siyaset tüketici beklentilerini bozdu. ‘Kur’un yükselmesi güveni azalttı. Para çıkışının gerçekleşmesi ve Merkez Bankası’nın müdahalesinin gecikmesiyle beklenti ötesinde bir hareket oluştu. Rezervler eridi. Enflasyonu yükseltici etkiler ard arda oluştu. Önce resesyon sonra stagflasyonun önü açıldı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Nisan 2025 PPK toplantısı faiz kararını açıkladı. TCMB, 350 baz puanlık artışla politika faizini yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya çıkardı.

Merkez Bankası faiz artırım kararıyla 19 Mart sonrasında artan özellikle ekopolitik risklere karşı rezervlerin erimesiyle hem rezervin hem de faiz artırımını aynı anda kullanabileceğini gösterdi. Özellikle rezervler üzerinde piyasadaki baskıyı azaltabileceği ve muhtemelen bu haftadan itibaren rezerv artışlarını tekrar görebileceğimizi düşünüyorum. Borsa İstanbul ise bu faiz artırımına aşırı tepki göstermedi. Bu faiz artışının tekrar artmaya başlayan yıl sonu enflasyon beklentilerini aşağı düşürmede etkisi de olacaktır. Ancak olası rezerv artışlarının yine siyaset müdahalesi sonucunda tekrar eritilmesinin olası olduğunu düşünmemize sebep olacaktır.

Yabancı çıkışı ciddi anlamda yükseldi. Tekrar gelirler mi? Konjonktür müsade ederse daha agresif hareket eden kurumlar elbette gelebilir. Ancak yerli yatırımcı dövize yönelirse ne olur? Son dönemde Euro’daki artış ihracatçımızı rahatlatsa da bunun da enflasyon üzerinde yükseltici etkisi olduğunu söylememiz gerekiyor. Tabelada daha çok dolar kuruna bakmayı çok seviyoruz. Euro’nun artışında Euro/Usd paritesi de esas etken tabi. ABD’deki gümrük tarifeleri Doları zayıflatırken Euro’yu güçlendiriyor. Dxy’yi de takip etmemiz gerekiyor. Kısır bir döngüye giriyoruz.

İthalatta talep düşük. Büyüme düşük çıkacak. Talep zayıflayacak. Özellikle yaz aylarının da gelmesiyle turizmden döviz girişinin artmasıyla (siyasi riskler hariç, buna söyleyebileceğim bir cümlem yok) TL değer bile kazanabilir. Risk dediğimiz nedir? Açık ve net söyleyelim: Sokak olayları! Merkez Bankası’nın tekrar rezerv artışına gideceğini tahmin etmemin nedeni de bu. Olası artış bu sefer daha yüksek bir maliyetlenme ile olacaktır.

Son olarak, önce resesyon sonra stagflasyon oluşursa enflasyon ne olur? Enflasyonu kısmi oranda düşürücü etkisi olabilir. Çünkü hala faiz yüksek kalacak. Bir yandan da 2027 yılında öne çekilmiş bir seçim sürecinin başlayacağını düşünüyorsak acil bir şekilde adım atılmalıdır. Bu nedenle 2026 yılında görece daha düşük faiz ve enflasyonun oluşması için 2025 yılında önümüze ilave maliyetler de gelecektir.

İyi şeyler olmaz mı? Son dönemde dış politikada yürütülen temaslara baktığımızda ve cevap verilen konuları irdelediğimizde, bizim konuşmadığımız ve konuşmak için fırsat beklediğimiz konular var. Dış politikada İsrail, Avrupa Birliği ve son dönemde Kıbrıs konusunu dikkatle izlemek gerekiyor. İç politikadan çıkmayan hikayeyi dış politikadan çıkarmak için bir senaryo hazırlanabilir.

Sağlıcakla kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.