Ernst Ingmar Bergman-36

Türkçeye İtaatsiz şeklinde de çevrilen Trolösa, yaşlanma yolunda ilerleyen ama ihtiyarlamayan Bergman’ın, hayal gücünün kudretiyle, ana karakter Marianne’i çağırması ve hayatında değişikliğe neden olan hikâyesini yazması için, onunla röportaj gerçekleştirmesinden hareket etmiştir.

Marianne, orkestra şefi olan kocası Markus ve küçük kızı İsabelle’le mutlu bir hayatı yaşamaktadır.

Çekeceği sinema filmi için fon arayan, Marianne’le aralarından su sızmayan David, Markus’un evden uzak olduğu bir dönemde ona yakınlaşmıştır.

Marianne’in evine gittikleri gün, David onunla birlikte uyuyup uyuyamayacaklarını sorunca kadın küçük dilini yutmuş ve ardından, sakin olmaya çalışarak, David’i erkek kardeşi gibi gördüğünü ve tensel yakınlaşma olmadan birlikte uyuyabileceklerini söylemiştir.

İkisini buluşturan ortak payda Paris’tir. David orada yöneteceği film için fon bulabileceğini düşünmektedir.

Markus, olup bitenin farkındadır ama çaktırmamaya çalışmaktadır.

Paris, aynı zamanda iki arkadaşın tensel yakınlaşmaya da adım attıkları yerdir ama bu yakınlaşma, David’in, erkekliğinden ilham alarak Marianne’in Markus’la ilişkisini sorgulaması ve kıskançlık illetine tutulmasıyla yerini uzun sürmeyen soğukluğa bırakacaktır.

İki arkadaşın tensel ilişkisi Paris’ten döndükten sonra da devam etmiştir.

Markus, karısının David’le birlikteliğini artık umursamaya başlamıştır çünkü ilişkileri her dile pelesenk olmuştur.

Boşanma davası açan Markus, kızının velayetini istemeyi ihmal etmemiştir.

Markus’un avukatı, Marianne terk ettiği için, üstünlüğün onda olduğunu söylemiştir.

Bu arada Marianne hamile kalmıştır ama bebeği dünyaya getirmek istemediği için kürtaj yaptırmıştır.

Avukatının mihmandarlığında ilerleyen Markus, kızının isteğini kırmayarak Marianne’le görüşmüştür ama bu karşılaşma, Markus öfkesini dışa vurduğu ve ondan zorla tensel birleşme istediği için doğal akışında ilerlememiştir.

David’in Marianne’den, kocasıyla yaşadıklarını öğrendiği esnada Markus’un intihar ettiği öğrenilmiş ve onun da, sayfa çeviricisiyle tensel ilişki yaşadığı öğrenilmiştir.

Hikâyesine son noktayı koyan Bergman, Marianne’e, onunla bir daha buluşmayı dileyerek veda etmiştir ama Marianne ikinci adımı atmayacağının sinyalini vermiştir.

Görüldüğü gibi Trolösa;  sadakatsizlik ve ihanetten çok, ahlaka zarar veren ahlakçılara yüklenen bir eserdir.

Bergman ahlakçılığı, modernistlerin kalkan olarak kullandıklarını bildikleri için hedef tahtasına modernistleri oturttuğunda, ahlakçıların ipliklerinin pazara çıkacağını düşünmektedir.

Sinema filmi öylesine izlenmediğinde, ahlakçılığın sanıldığı gibi sadece Markus’ta değil, İsabelle hariç diğer karakterlerde uç verdiği berrak bir şekilde görülecektir.