Dini günlere değil her güne özel dini filmler

Bir buruk ramazan ayını daha idrak ediyoruz. Buruk diyorum çünkü geçen sene de dünyayı saran illet yüzünden, hayatın her alanı etkilendiği gibi dini hayatımızda etkileniyor. Paylaşmanın, manevi iklimin yoğun olduğu ramazan ayında, tıpkı geçen sene olduğu gibi teravih namazları, toplu iftarlar, geleneksel ramazan etkinlikleri yapılamamakta.  Tüm bunlar ramazanın o ulvi atmosferini etkilemekte.

Televizyonlar için ramazan ayının vazgeçilmezi olan iftar ve sahur programları ve tabi ki dini film ve diziler. Bu sene de Hz. Yusuf dizisi revaçta. Her sene sanki farklı olaylar yaşanacakmış gibi elde de başka dizi olmadığından tekrar tekrar yayınlanıyor. Muhtemelen “Çağrı” ve “İslamiyet’in doğuşu” filmleri de yayınlanır. Ashab-ı keyf ve birkaç farklı dizi ile kanallar olayı çeşitlendirir. Her sene olan ve üzerine yenilerini eklemeden çekilen diziler, filmler, film sektörünün inanç ve dini temalı filmlere ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. Tabi bunlar içerisinde bu sene TRT’nin ramazan için yayınladığı “Mavera” dizisini ayırmak istiyorum. Bu sektör adına iyi bir gelişme.

Bir zamanlar üzerinde sıkça konuşulan, adını da yeşil sinema olarak duyuran İslami filmler furyası, değişen sinemamızda ilgisizlikten veya talepsizlikten adeta yok oldu. O dönemde yapılan yönetmenliğini Yücel Çakmaklı’nın yaptığı “Minyeli Abdullah” filmi ile Mesut Uçakan’ın çektiği “Yalnız Değilsiniz” “Reis Bey” İskilipli Atıf Hoca-Kelebekler sonsuza uçar” filmleri adlarını sıkça duyurdular. Bir elin parmaklarını geçmeyen yapımcılar ve yönetmenler şu günlerde bu tarz filmlere cesaret edemez oldular. Nedeni de belli. Dini içerikli filmler maalesef ya dini günlerde yani ramazanda ya da bayramlarda akla gelmekte. Gişe yapamama ve çektikleri filmin maliyetini dahi karşılayamamadurumunda kalıyorlar. Zaten kıt kanaat çok küçük kaynak bulup onu da tek çırpıda gişe yapamayacak filme harcamak büyük cesaret istiyor.

Bu duruma önce devlet sonra da kurumsal olarak el atmak gerekir. İnsanların dini değerlerini öğrenmesi, o manevi iklimi yaşamaları çok önemli. Bunun en güzel yollarından birisi de bu tarz filmler yapmak. Destek sağlanırsa bunun arkası gelecektir. Buna öncülük etmesi gereken kurumlardan birisi de diyanet olmalı. İnsanlar inandıkları dinlerinin gerçek şeklini öğrenirse sapkın ve değiştirilmiş ya da kendilerine göre uydurulmuş din anlayışını anlatan din adamı görüntülü zararlılardan kurtulmalarına vesile olur umudundayım. Günümüzde gördüğümüz kötü olayların en büyük sebeplerinden biri de anne, baba, kardeş, çocuk, aile, vatan, millet, din sevgisinin ortadan kaldırılmaya çalışılması tek bırakılmanın teşvik edilmesi, benci ve merkeziyetçi kişilikle yetiştirilme çabası olduğunu düşünüyorum. İşte bu yüzden yeni çekilecek, dini filmler ve dizilerin sadece ramazan ayında değil tüm günlerde olmalı.

İnançları ve değerleri olmayan toplumlar mutlaka parçalanır ve yıkılırlar. Allah bizi bundan muhafaza buyursun. Ramazanımız mübarek olsun.