DEPREM SENARYOLARI… RİSKLERE KARŞILIK ANALİZLER…

Şehrimiz bulunduğu yer açısından stratejik bir öneme sahip.

Sanayi, ulaşım, turizm ve tarihi değerleriyle Bursa gözde bir şehir.

Tüm bu özellikler dikkate alındığında ayrıca Bursa çok fazla da göç alan bir şehir konumunda.

Bununla hareketle Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı birlikte bir proje ortaya koymuşlar. 13 Şubat günü yapılan basın toplantısında bu envanterleri duyurdular. Bu toplantıda, “Bursa Deprem Risk Azaltma, Önleme ve Planlama Projesi” kapsamında Bursa’nın olası bir depremde daha az etkilenmesi açısından bir sürü veri ortaya konmuş. Tabii ki hedefler arasında daha az can kaybı ve daha az hasar var. Biliyorsunuz önümüzde yakın tarih olarak örnek vereceğimiz ‘6 Şubat’ gerçeği var. Yaşananları ve kayıpları düşündüğümüzde ve yaraların sarılması noktasında, biz maalesef bir sürü sıkıntı ve acıya tanık olduk. Yeniden kalkınmaya ve ayakta kalmaya çalışan 11 ilin yaşam mücadelesini izlerken ve halen görürken, olası bir depremde Bursa olarak ‘neler yaşarız ve neler yaparız?’ diye elbette her birimiz kendimize soruyoruzdur.

Ve tabii ki umarım şehrimiz de böyle bir acı yaşamaz.

TOPLATIDAN KISA KISA BİLGİLER…

Sizlere toplantıdan bazı bilgiler aktarmak istiyorum.

Öncelikli olarak 12 farklı deprem senaryosuna göre ‘Bursa Deprem Tehlike Haritası’ oluşturulmuş. Bu haritaya göre ve 12 adet deprem senaryosuna göre ayrıca her bir fay için binaların hasar görme durumlarının tahminleri yapılmış.

Aynı zamanda alt yapı ve kamu binalarının risk değerlendirilmesi yapılırken, tüm köprü ve yolların deprem anında risk analizleri ortaya konmuş.

OKUL VE HASTANELERİN DAYANIKLILIK DURUMLARI…

Bir şehri, şehir yapan en önemli özelliklerden biri de tabii ki bazı kurumların durumu ve güvenirliği… Bunların başında okul ve hastaneler, sonrasında yollar ve köprüler geliyor. Her birimiz güvenli bir şehirde yaşamak isteriz. Ve doğa olaylarının biz de yarattığı korku ve endişe bazen hat safhalara çıkabiliyor. Bu anlamda da bilinçlenmek ve gerçekten özellikle de beklenen bir durumsa, hazırlıklı olmak zorundayız.

Bundan hareketle hazırlanan raporlarda ilkokul, ortaokul ve liselerin depreme dayanıklılık durumları analiz edilmiş, tüm kamu ve özel hastaneler depremsellik yönünden incelenmiş.

Bu verilere göre ilkokul ve ortaokulların yaklaşık %45’i ve liselerin yaklaşık %33’ü 1990’dan önce inşa edilmişken, ilkokul ve ortaokulların yaklaşık %75’i ve liselerin yaklaşık %62’si 1999’dan önce inşa edilmiş.

Bunun yanı sıra diğer bir veriye göre de 25 kamu hastanesi incelemesi tamamlanmış. 4 binada sismik izolasyon mevcut olduğu ve sıvılaşma meydana gelebilecek alanda hastane bulunmadığı belirtilmiştir. 1 üniversite hastanesi verileri henüz incelenirken, 20 özel hastane 2007 depreme dayanıklılık yönetmeliğine uyduğu da belirtilmiştir.

İNSAN CANI HERŞEYDEN ÖNEMLİ…

Bunların hepsini düşündüğümüz de ne kadar yeterli ya da değil şeklinde elbette bir tartışma yaratacaktır. Fakat insan canı her şeyden üstün olmalı. Ve unutmayalım ki her birimiz güvenli bir şehirde yaşamak ve geleceğimizi inşa etmek isteriz. Bu yüzden elde edilen her yeni veri bizi son derece ilgilendirmektedir. Doğa aslında kendi yolunda giderken, biz insanların bu noktada neler yaptığı çok önemlidir. Zamanında doğaya yaptığımız her müdahale, bize vereceği cevapta gizlidir.

Örneğin son dönemlerde Ege’de meydana gelen ardı arkası kesilmeyen depremler o bölgedeki ve çevre bölgedeki insanları endişeye sevk ediyor. Aslında biz, bazı doğa olayları karşısında kısmen biraz çaresiziz. Ama öncesinde alınan önlemler, bilinçlendirmeye yönelik verilen eğitimler, bizleri yani insanoğlunu çok daha gelişmiş ve kendini güvende hissettiren bir düzeye yükseltebilir.

Ve umarım olası bir depremde Bursa olarak, yerel yönetimler olarak ve sivil toplum kuruluşları olarak ve en önemlisi vatandaşlar olarak en kapsamlı önlemleri alarak, hasarı en aza indirgemiş oluruz…