Atalarımız İslam’ı sadece kendi hayatlarına tatbik etmekle kalmamışlar, yayılmasına da hizmet etmişlerdir. Kuran ve sünnete sıkı sıkıya sarılan, İslam’da kendini bulan ecdat Allah Allah nidalarıyla barışı ve kardeşliği 3 kıta 7 iklime ulaştırmıştır. Zaman zaman hadisle alay eden bazı kendini bilmezleri görüyoruz.
1000 yıldır Türkler İslam’ı, İslam da Türkleri muhafaza etmiştir. Tarih kitaplarına göz attığınızda, Türk demek aynı zamanda Müslüman demektir. İslam’ı Türk’ten, Türk’ü de İslam’dan koparan anlayışın bu topraklarla hiçbir illiyetti yok.
İSLAMSIZ TÜRKLÜK VE ŞERİAT DÜŞMANLIĞI
Son dönemde Türkiye karşıtı kimi çevrelerce çift kulvarlı bir kampanya yürütüldüğünü görüyoruz. İlki lümpen faşistlerin gündeme getirmeye çalıştığı ‘İslamsız Türklük’ tanımıdır. Milletimizi ayakta tutan tarihi, kültürel ve beşeri değerler tahrip edilmek isteniyor. İslam’ın gaza ruhunu taşımayan bir Türklük projesi, Türk milletini müzeye kaldırma teşebbüsleridir. Burada gaye milletin mayasını bozmak, kaleyi içeriden çökertmektir. İkinci kulvarda ise; şeriat düşmanlığı vardır. İslam’ın kurallarını temsil eden şeriata düşmanlık dininin kendisine husumettir. Yaşayıp yaşamamak tercihtir. Dinin emirlerine dil uzatmak başka konudur.
Kimi barolar çıkıyor kimi Kelime-i Tevhit yazılı bayraktan rahatsız oluyor. Suç duyurusunda bulunabiliyor. Kendini sanatçı diye tanımlayan kimi şahsiyetler, milyonlarca vatandaşımızı gerici, yobaz diye tahkir edebiliyor. En büyük ikinci siyasi partisinin genel başkanı ‘Çocuklara din eğitimi verilmesine ortaçağ zihniyeti’ deme gafleti gösterebiliyor.
“ŞERİATA KARŞI CEHALET VE BİLGİSİZLİK HASTALIĞI VAR”
Bu tür menfi örnekleri uzatmak mümkün. Yaşadığımız her hadisede ülkemizde özellikle tek parti dönemiyle başlayan, vesayet dönemlerinde artan kimliksizleştirme politikaları Türkiye’ye dair hiçbir hayali, endişesi olmayan zihni ve kalbi sömürgeleştirilmiş bir güruh ortaya çıkarmıştır. Bu güruhun vasfı kibridir, nobranlığıdır. Bunlar Anadolu insanını aşağılamayı tercih ettiler. Batı kadar bile kendi insanını tanıma gayreti göstermediler. Kadim değerleri gerilik emaresi olarak gördüler.
Bunlar bilmedikleri, anlamaya tenezzül etmedikleri insanlara, değerlere ve sembollere karşı kör bir husumet beslediler. Şeriata yönelik sergilenen pervasızlıkların gerisinde cehalet ve bilgisizlik hastalığı var. Ülkemizde en azından bir kesimin içinde bulunduğu cehalet karanlığında daha fazla boğulduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. El ele verip, milli bünyemize tehdit teşkil eden bu cehalet karanlığını yırtıp atacağımıza inanıyorum.
İslam’ın hakikatlerinin egemen olması sizlerin gayretleriyle gerçekleşecektir. Sosyal marazları ortadan kaldırmak sizlerin emekleriyle mümkün olacak. Din görevlilerimizin kendilerini camilerle ve Kuran kurslarıyla sınırlamaları asla düşünülemez. İmam demek aynı zamanda içinde yaşadığı halkın önderi ve örnek şahsiyeti demek. Toplumu irşat vazifesi başta olmak üzere tebliğ ve temsil görevini yerine getirmek asli sorumluluğunuzdur.
“BUNA TEKRAR İZİN VEREMEYİZ”
Ülkemizin en parlak evlatlarını teröre, cehalete ve batı özentisi müstevlilerin senaryolarına kurban verdik. Kalem tutması gereken gençlerin ellerine silah tutuşturdular. Gençleri kendi ülkesine düşman ettiler. 40 yıldır milletimizin başına musallat olan PKK belasının gerisinde geri kalmışlık ve cehalet vardır. 15 Temmuz hoca kılıklı bir sahtekarın ülkemize nasıl bir zarar verebileceğinin örneğidir. Buna tekrar izin veremeyiz.
Sizlerden ilminizin zekatını, bildiklerinizi aktarmakla bırakmayıp hayatınıza tatbik ederek vermenizi bekliyorum. Gittiğiniz yerlerde o topraklarda, oraların çocukları sizlere emanet. Siz orada adeta nakış işler gibi o yavrularımızı işleyeceksiniz. İnsanımıza sadece rehberlik etmeyeceksiniz, mazlum ve mağdurlara umut aşılayacaksınız.
“FİLİSTİN’İN SİZLERE İHTİYACI VAR”
İsrail-Filistin arasında yaşananları görüyorsunuz değil mi? Filistinli kardeşlerimize İsrailli zalimlerin neler ettiğini görüyorsunuz. Rabbim bunları kahrı perişan eylesin. Biz öyle bir nesli yetiştirmeliyiz ki Filistin’in düştüğü duruma düşmeyelim. Sizler nerede görev yaparsanız yapın ulvi bir mücadelenin neferlerisiniz. Sizlere kardeş halkların da ihtiyacı var. Filistin ve Gazze’nin sizlere ihtiyacı var.
AB ve ABD’de büyüyen İslam düşmanlığı, ırkçılıkla mücadele eden vatandaşlarımızın sizlere ihtiyacı var. Tüm mazlum gönüllerin sizlerin çabasına ihtiyacı var.”