ÇEVRENİN İNSANA ETKİLERİ

İnsan bulunduğu çevreden etkilenir. Davranışlarının büyük bir kısmı içinde yaşadığı çevreden geliyor. Bireylerden ayrı sosyal bir realite vardır ve insanlar bundan ayrı düşünülemez. İnsanları değiştirmek istiyorsak çevrelerini değiştirmeye ve iyileştirmeye çalıştırmalıyız. Toplumsal yapı değişmeden bireyler değişmez.

Mesela bilimin rağbet görmediği bir ortamda bilim adamı yetişmez. Bu ortam yok olunca her şey bitiyor. Bir şeyin ortamını hazırlamadan onu ilerletemezsiniz. İstediğiniz kadar paranız ve sermayeniz olsun, bir şeye yaramaz. Mesela petrol zengini ülkelerde bilim yoktur. Çünkü bilim geleneği ve çevresi yoktur.

Din, dil, düşünce, bilim, örf adet hepsi toplumun ürettiği bir şeydir. Birey bunları hazır bulur ve alır. Bunlar olmadan bir şey yapamaz. Yaratıcı olması için içinde yaşadığı toplumun bu bakımdan gelişmiş olması lazımdır.  Vicdan, sağduyu, akıl, anlayış ve ahlak toplumun eseridir. Toplum dışında ahlak yoktur.

Her gün görüştüğümüz insanların ahlakımız üzerinde çok büyük etkisi vardır. Eskiler “bana kiminle arkadaş olduğunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” demiş. Devamlı ahlaki seviyesi düşük insanlarla birlikte olup iyi kalmak mümkün değildir. Üzüm üzüme bakarak kararır.  Körle yatan şaşı kalkar.

İnsanlar modanın, televizyonun, gazetelerin, reklamlarının ve propagandanın tesiri altındadır. Okuyacağı kitabı, giydiği gömleği, alış veriş yapacağı yeri, gideceği lokantayı bile kendisi seçmez. En çok satılan kitaplar listesine bakar. Zevkleri, beğenileri sandığı şey esasında başkalarının zevkleri ve beğenileridir.

İnsan çevresini etkilemek gücüne de sahiptir.  İnsan olumsuz çevrede dünyaya gelebilir. Bu kimsenin elinde değildir. İyi veya kötü bir çevrede nasıl tepki vereceğimizi kendimiz seçeriz. Aynı şartlarda ve çevrede yaşadıkları halde iki insanın davranışları aynı olmaz. Kişinin her hal ve durumda bir tercihi vardır.