”BURSA’YI ALMAK İÇİN ADAYIM”
Cumhuriyet Halk Partisi’nde kurultay öncesi CHP Genel Başkan adayı, TBMM Grup Başkanı ve CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Bursa İl Başkanlığına ziyaretini gerçekleştirdi. Genel başkan adayı Özgür Özel, “Bir işimiz yarım kaldı. Bursa’yı almak için adayım” dedi.
SAVAŞ ESEN
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan adayı Özgür Özel, Bursa’da göreve gelen yeni il Başkanı Nihat Yeşiltaş ve yönetimini ziyaret etti. İl Başkanlığında açıklama yapan Özel, ‘değişim’ tartışmalarına yönelik “Bir işimiz yarım kaldı. Bursa’yı almak için adayım” dedi.
Bursa İl başkanlığındaki toplantıda Özgür Özel’den önce kısa bir konuşma yapan İl Başkanı Yeşiltaş, 4-5 Kasım’da CHP Olağan Genel Kongresi olacağını hatırlatarak, hedeflerinin büyükşehir belediyesini kazanmak olduğunu dile getirdi.
CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel Bursa İl Başkanlığı’na geldiği sırada yoğun bir coşkuyla karşılandı. Basın açıklaması düzenleyen Özel şu ifadeleri kullandı;
“Burası CHP’lilerin hatta bütün Türkiye’nin baba evi. Kimse, geçmişte kötü örnekleri olabilir, baba evinde kavga, hırçınlık,i hakaret beklemesin. Biz kırıp dökerek, inciterek, vefasızlık yaparak bir süreci yönetmeyeceğimizi ilk başta söyledik. Bugün için Türkiye’de ve partide çok yüksek bir değişim talebi ve çok ciddi bir değişim dönüşüm süreci yaşanıyor. Bizim değişimden anladığımız, genel başkan, kadrolar, tüzük, program ve elbette siyaset yapış biçiminin baştan aşağı tartışılması, delegelerimizin özgür oylarıyla belirlenmesi gerekiyor.
“ YENİ KAYIPLAR YAŞAYACAĞIMIZ SÜRECE DÖNÜŞEBİLİR”
Biz delegelerimizden bir tek bağlılık bekliyoruz; büyük haksızlıklar yapılıyor, CHP’de delegeler bir kişinin askeridir o da Mustafa Kemal askeridirler başkasının askeri olmazlar. 100. yılda Cumhuriyet’in kurucu kadrolarına, kuruluş değerlerine husumet duyanların 100. yılı olamaz dedik. En önemli seçim dedik, inandık inandırdık, çalıştık çalıştırdık. Bu 100. yılda seçim yenilgisiyle elbette yüzleşeceğiz, özeleştiride bulunacağız, kendi payımıza düşen kusurları kabul edeceğiz. Geçmişteki doğruları sürdürüp yanlışları düzelterek bu partiyi nasıl iktidar yapabileceğimizi hep birlikte tartışacağız. Böyle bir tartışma yoksa morallerimiz bozuk bizim. CHP’liler ve seçmenlerimizde görülmemiş bir duygusal kopuş yaşanıyor. ‘Biz bir seçim yenilgisine kaybetmedik sadece kazanamadık’ dersek, ‘bunda ne var’ dersek öyle milet kapıyı falan vurmuyor, sessizce çıktı bizden uzaklaşıyor, karanlık bir sokakta kayboluyor, ben o karanlık sokaktaki küskünün peşindeyim. Onu bulup da ikna etmezsek bu partide bir değişim, gençleşme, bir iktidar umudu, ayağa kalkma iradesini ortaya koymazsak önümüzdeki süreç son derece sürdürülmesi zor, yeni kayıplar yaşayacağımız sürece dönüşebilir.
“GENCECİK VE ÇOK KADININ OLDUĞU BİR PARTİ MECLİSİ GÖRECEKSİNİZ”
Sadece Genel Başkanı değiştirmeyeceğiz, tepeden tırnağa kadrolarımız değişecek. Baktığınızda genel başkanımızın da bizim de yanımızda geçmiş dönemde siyaset yapmış çok bilindik, gayretleri, emekleri olan arkadaşlarımız var. Arada bir fark var o taraftakiler genel başkanımız ve biz devam edelim diyorlar. Bizim bu taraftaki çok dönemlikler değişim bizden başlayacak, bundan sonra hiçbir görev talebimiz yok, gençlerin arkasındayız diyorlar. Gözünüzle göreceksiniz, gencecik çok kadının olduğu bir parti meclisi ve baktığınızda o parti meclisinde örgütünüzü göreceksiniz. İlçe başkanlarının, kurultay delegelerinin, il başkanının olgunlaştırdığı talepler dışında herhangi bir şey görmeyeceksiniz.
“LAİKLİĞİ SAVUNMAYAN BİR CHP’NİN NE BAŞINDA DURURUM NE İÇİNDE OLURUM”
Bizim yapmamız gereken enine kesen siyaset, solcuların, sosyal demokratların, AK Parti’linin de İYİ Parti’linin de HDP’linin de MHP’linin de yoksuluna değiyor musun? Gençlerin dörtte üçü bavulları kafada toplamış. Bu ülkede kimin için siyaset yaptığımızı bilmemiz lazım. Bir parti herkes için olmaz. CHP herkes için değil, işçi, memur, emekli, emekçi, çiftçi, ezilenler için siyaset yapar. Bundan sonraki süreçte iki şeyden taviz yok; bu altı oktan taviz yok. İktidar partisinin muhalefete muhalefet ettiği bir düzeni reddediyorum ben. Muhalefet iktidarın ensesindedir, biz kendi kalemizin önünde savunma yapıyoruz. Adam laikliğe saldırıyor CHP ‘aman yanlış anlamasınlar’, anlayan anlasın. Laiklik hem Türkiye’deki tüm inançların inanç özgürlüğünü hem de herkesin özgürce yaşama ve yaşam alanına kimsenin müdahale edememe özgürlüğünü birlikte barındırır. Laikliği savunmayan bir CHP’nin ne başında dururum ne içinde olurum, CHP laikliğe sahip çıkacak.
“ÖRGÜTÜ ODAK YAPACAĞIZ, BAŞTAN SONA FİGÜR HALİNE GETİRECEĞİZ”
CHP’de eksik kalan her şeyin de tamamlandığını göreceksiniz. Biz dünyanın dış politika açısında çok zorlu bir yerdeyiz. CHP’nin bundan sonra ekonomide gölge kabine gibi koskoca bir ekibini, tarımda neyin ne olduğunu en iyi anlatan tarım bakanının gölge kabinesindeki, teknolojiyi, inovasyonu CHP’nin kadrolarında göreceksiniz. Biz kendimizi yeniden ve doğrudan tanımlamak zorundayız. Örgütü odak yapacağız, baştan sona figür haline getireceğiz. İlçeleri, illeri madden ve manen yalnız bırakmayacağız.
”TÜRKİYE’NİN EN İYİ YÖNETİLEN KURUMU YAPMAYA TALİBİZ”
Ben geçtiğimiz günlerde tüzük önerilerimizi söyledim, açıklamasını bir hafta ertelediğimizde genel merkezi bekliyor kopya çekecek demişlerdi, biz açıkladık bir ay sonra dün genel başkanımız açıkladı. Söylediği 10 maddeden 8’i var memnuniyet duyuyoruz, doğruda birleşeceğiz. 2 maddeye itirazım var, bir tanesi Genel Başkanımızın söylediği ‘bundan sonraki süreçte partiye müfettişler atayacağız, ilçeleri,illeri denetleyeceğiz.’ Elbette denetim olur ama sağ partilerdeki bu parti müfettişi lafına gerek yok, bu örgütün sindirilmeye korkutulmaya değil morallendirilmeye, ayağa kaldırılmaya ihtiyacı var. Bir de Genel Başkanımız dedi ki, ‘4’ünde kurultay var 6’sında parti içinde tartışma çıkaranı kapı önüne koyarım.’ Genel Başkanımıza hatırlatmamız lazım ki, 6’sında kimin genel başkan olacağına seçilmiş delegelerimiz karar verecek, oraya saygılı olmamız lazım. Biz bu partinin evlatları olarak bu partiyi Türkiye’nin en iyi yönetilen kurumu yapmaya talibiz. Ben Süleyman Soylu’ya arşı, Hulusi Akar’a karşı, başbakanlara, Recep Tayyip Erdoğan’a karşı nasıl yüzünüzü öne eğdirmediysem genel başkanlıkta da sizi mahcup etmem, bu partinin yüzünü öne eğdirmem.”