Bursa Sanat Çalıştayı

08.03.2025
A+
A-

Bursa Sanat Çalıştayı kapsamın da Tayyare Kültür Merkezi’nde harika bir sergi gezdim. Bursa’da sanat ile ilgilenenlerin ortak payda da buluştuğu bir platform. Burda toplumun her kesiminden üretim yapan sanatçıların yaptıkları realist veya sürrealist çalışmalarını sergilemeleri için alan bırakılması gerçekten dikkate değer bir çalışma olmuş.

Ayrıca Mehmet Akif Ersoy Kültürevi’nde sergiler ve farklı sanat etkinlikleri yapıldı. Bu arada Bursa Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Şafak Pala ile konuşmamızda Bursa sanat anlamında yeni sürpriz projeleri  olduğu müjdesini verdi.

Benim de kendisine bir önerim var. Bursa’nın değeri Müzeyyen Senar’a bir büst ya da heykel yapılması, Sayın Şafak Pala‘ya bur dan seslenmek istiyorum; bu konu hakkında heykel traş Okan Sabuncuoğlu ile görüştüm o da konuya sıcak bakıyor.

İmalat_hane “Nancy Atakan” sergisi

Artık imalat-hane’nin her etkinliğine gider oldum, size de tavsiye ederim. Sanatçı dostu arkadaşım Burcu Dimli, imalat-hane’deki yeni sergi için haber verdiğinde çok sevindim. Harika bir sergi düzenlemiş, tamamen özgün bir çalışmalar sergisi olmuş. Serginin adı “Save Me – Kurtar Beni” küratör Can Küçük ile Sanatçı Nancy Atakan’ın çalışmaları ve Nancy Atakan’ın özgün çalışmalarını içeren çalışmalarının sergilendiği imalat-hane’deki bu sergi beni etkiledi.

Nancy Atakan’ın 1994 yılından bu yana gece yattığı  yatakları sabah fotoğraflaması ve o fotoğraflardan bir kompozisyon oluşturması ile oluşan resimlerin sergisi vardı.. Gezdiği ülkeler ve Türkiye’den çektiği videolardan bir kolaj yapması, benim konum sinema olduğu için beni en çok etkileyen sunumdu. 1900 lü yıllarda izlediği  tv dizisinden ilham alarak harika bir kompozisyon yaratması da hoş olmuş. Bu sergiden anladığım aslında hayatta yaşadığımız her şeyi sanata çevirebilme yeteneği ve Nancy Atakan’ın hayataki mücadelesini sandalyeleri bile konuşturmuş. Sergiyi gezmenizi tavsiye ederim.

Bu arada vali Selçuk Aslan’ın eşi Pınar Aslan’ın ilkokul öğrencilerine yönelik kitap okuma alışkanlığı kazandırma ve sevdirme çalışmaları Düzce’de yetişen çocukların okuma alışkanlığı ve hayata bakış açılarını renklendirecek ve ilerde Düzce’ye artı değerler katacak bireylerin yetişmesini sağlayan bir proje olmuş. Emeklerine sağlık.

Düzce Konuralp Film Festivali

Berlin Film Festivali ertesi, Düzce’ye gittim. Benim sinema dan beklentim ve amacım şu; sinema sanatına herkesin sıcak bakması hatta film çekmesi ve donanımlı film izleyicisi olmaları. Bu bağlamda Düzce’ye gittim konu ile bizzat valisi Selçuk Aslan, Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü  ilgileniyor. Festivalin Koordinatörü Prof. Dr. Ceyhan Kandemir ve Medya Koordinatörü Atakan Metin harika birer ön hazırlık yapmışlar. Türkiye’nin en genç ili (25 yıl) Düzce’yi kültür ve sanat ili yapma çabaları takdire şayan.

Böyle festivaller başlarda çok dikkatli yapılıyor ama en önemli unsur süreklilik inşallah sürekl olur ve Düzce’den yönetmenler, senaristler kısacası sanatçılar çıkar.

Oscar ödülleri sahiplerini buldu…

97. Oscar ödül töreni için, 3 Mart 2025 gecesi saat: 03:00’den sabah 7:00’ a kadar ekrana kilitlendim. Benim en iyi film oscar’ım “The Brutalist” ti ama “Anora” kazandı. En iyi erkek oyuncu adayım “Adrien Brody” idi kazandı ama En iyi kadın oyuncu adayım tabi ki “Demi Moore” idi ama Mikey Madison kazandı.

3 Mart günü sinemada izlediğim film “I’m Still Here” En iyi yabancı film de adayım idi o da kazandı.

“I’m Still Here”  filmden bahsetmek istiyorum yönetmen Walter Salles ilk filmi 1987 yılında Krajcberg i çekti.  Yönetmen Brezilya’nın önemli yönetmenlerinden biridir.  Resumption/Yeniden Başlama Sineması akımının önemli ismidir.

Resumption akımı,  1990 yılında Fernando Collor de Mello hükümeti tarafından Embrafilme’nin kapatılmasıyla ortaya çıkan ciddi krizin ardından 1995 ile 2002 yılları arasındaki bağımsız Brezilya film yapımının canlanma dönemini ifade eder . Ulusal sinemanın finansman ve dağıtımının ana kaynağı olan devlet şirketinin ortadan kalkması , Brezilya’da film yapımının neredeyse felç olmasına yol açtı. 1992’de ticari devrede yalnızca bir Brezilya uzun metrajlı filmi yayınlandı ve bu da durumun ciddiyetini vurguladı.

Walter Salles, Uluslararası bir çok festivalde filmleri ya finalist olmuş bir yönetmendir.

Ayrıca filmde başrol kadın oyuncu Fernanda Torres’in oyunculuğundan ve sanatçı kişiliğinden bahsetmek lazım, sinema oyunculuğu yanı sıra edebiyat alanında çalışmaları olan sanatçının 200.000 adet ten fazla satan kitabı “Fim” ile best seller olmuş kitabı ile de Brezilya da ve dünya da tanınan bir sanatçıdır, birçok tv dizisi ve filmde oynamıştır.

Gelelim filme, film hikayesine göre başarılı kadraj ve ışık yönetimi vardır, bazı sahnelerde ışık yönetimi karanlığa düşmesi kasvet ve drama havasını güçlendirir. Bazı yersiz yere karanlığa düşmesini de belirtmem lazım. Filmdeki olayları soft ve bazen de konunun anlamına göre vurgulayıcı ve etkileyici bir ses tasarımı ile harmanlamıştır.

Filmdeki hikaye Brezilyada 1964 yılında geçen bir olayın epik bir dille işlenmesi ve olayların drama ya dönüşmesi ile devam eden gerçek bir hikayesi vardır.

Brezilya da diktatörlük döneminde kaybolan milletvekili Rubens Paiva’nın  mutlu bir aile düzeni içinde yaşar iken askeri diktatör rejimin askerlerinin, Rubens’i iz bırakmadan alıkoyulması ve ailesinin zorlu mücadelesini anlatır. Rubens’in eşi Eunice Paiva’nın adalet mücadelesini başarılı bir şekilde işleyen yönetmenin kurgusunu izlerken duygulanmamak elde değil. Bir anne olarak çocuklarını koruyan Eunice aynı zamanda eşinin izini sürer.

Yönetmen Walter Salles bir röportajında; film Rubens’in oğlu Marcelo Rubens’in yazdığı kitaptan uyarlandığını söyleyen yönetmen aileyi tanıdığını ve bir nevi kendi meselesi olduğunu söyler. Rubens; “Brezilya ‘da  gözaltında kayıplarla karşılaşmış bir ülkenin çocukları olarak film benim için çok önemli idi”diye anlatır.

Filmi seyretmenizi tavsiye ederim. İyi seyirler.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.