Bursa İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı gerçekleştirildi
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) öncülüğünde, insan hakları sorunlarını tartışmak, bilgi ve görüş alışverişinde bulunmak amacıyla Bursa’da İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Muharrem Kılıç, Kurul Üyesi Av. Zennure Ber, Başkan Yardımcısı Nimet Özkaya Sevim ile Kurum Uzman ve Uzman Yardımcılarından oluşan heyet ilk olarak Bursa Vali Yardımcısı Rıza Gençoğlu’nu, ardından Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz’ı ziyaret etti. Görüşmelerde Bursa İlindeki insan hakları konuları ele alındı. Ziyaretlerin ardından Tayyare Kültür Merkezi’nde kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, sosyal ve mesleki kuruluşlar, yükseköğretim kurumları, basın ve yayın kuruluşları, araştırmacılar ve ilgili diğer kişi, kurum ve kuruluşların katılımıyla İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı gerçekleştirildi.
Vali Yardımcısı Rıza Gençoğlu toplantıda yaptığı konuşmada, “Bizler “Yaratılanı yaratandan ötürü hoş görme” kültürüne sahip bir milletiz. Biz bu kültürden geliyoruz. Bizim medeniyet kodlarımızın arasında devleti yaşatmak için insanı yaşatma şartı vardır. Bizim anlayışımızda insan, eşref-i mahlûkattır. Cenabı Allah’ın yarattığı en şerefli mahlûktur. Her hakkına riayet edilmesi gereken ve incitilmemesi gereken bir varlıktır. Bizim inancımızda insan hakkının karşılığı olarak kul hakkı diye bir kavram vardır. Hz.Mevlana, ‘Dostum insanın canı değerli bir incidir, insan değer bakımından arştan daha üstündür, insan düşünceye sığmayacak kadar büyüktür. Bu paha biçilmez insanın gerçek değerini, hakikatini söylesem ben de yanarım dünya da yanar’ derken insanın bizatihi varlık olarak değerinin kıymetini ve büyüklüğünü çok güzel ifade eder. İnsan olarak değerimizi bilmemiz lazım ki haklarımızın neler olduğunu iyi öğrenelim ve onların korunması için gerekli mücadeleyi verelim” dedi.
İnsan haklarının geçen yüzyılın en çok tartışılan, önemi her geçen gün artan konusu olduğunu hatırlatan Vali Yardımcısı Gençoğlu, “Yeni yüzyılda da olmaya devam etmektedir. Çünkü insanın olduğu her yerde insan haklarından bahsetmemiz mümkündür. Bu nedenle insanlık tarihi bir yönüyle insan hakları tarihidir. Fakat ne enteresandır ki insanın hakkını ihlal eden yine insanın kendisidir. Türkiye Cumhuriyeti anayasası da insana ve insan haklarına gereken önemi vererek bu konuya geniş hükümler ayırmıştır. Anayasamızda Türkiye Cumhuriyeti devletinin nitelikleri arasında insan haklarına saygılı devlet olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca devletin temel amaç ve görevlerini gösteren anayasanın beşinci maddesinde, ‘Kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal, hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak’ devletin temel görevleri arasında sayılmıştır. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun oluşturulması, devletimizin buna gösterdiği önem ve özenin bir neticesidir” ifadelerini kullandı.