Bir diyetisyen bir psikolog
Merhaba sevgili okurlarım,
Geçen haftalardaki yazılarımda temel duygulardan, bu duyguları tanıma ve deneyimlemenin öneminden ve çeşitli gerekçelerin yanı sıra duyguları bastırma, yaşamaktan kaçınma gibi tutumların bizleri yönlendirdiği duygusal yeme kavramından bahsetmiştim.Duygusal yeme kavramı deyince psikoloğa mı diyetisyene mi yoksa psikiyatriste mi kulak vermeli diye düşünmekten kendinizi alıkoyamadığınızı da hisseder gibiyim. Duygusal yeme ve bununla ilişkili bozukluklar az önce saydığım branşların ortak çalışmasıyla yani multidisipliner yaklaşımla en etkili sonuca ulaşılarak aşılmaktadır. İşte tam da bu multidisipliner yaklaşım ihtiyacına bir nebze de olsa yanıt olabilelim diye sıcacık köşemizde çok kıymetli Dyt. Elif Simay Erkan ile çok keyifli ve bilgi dolu bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine emeği için teşekkür ediyor, sizi röportajımızla baş başa bırakıyorum.
Duygusal yeme davranışı nedir ve bireyin hayatını devam ettirebilmesi için gereken enerjiyi almak adına yaptığı yeme davranışından farkı nedir?
Duygusal yemeyi çeşitli duygu durumlarına yanıt olarak meydana gelen bir yeme davranışı eğilimi olarak ifade edebiliriz. Bu yeme modelininçoğunlukla aşırı yeme davranışına neden olduğunu görüyoruz. Yemek yeme davranışını etkileyen pek çok faktör var ancak duyguların yemek yeme davranışını nasıl etkilediği konusunda oldukça eksiğiz.
Kişilerde farkındalık ile duygusal yeme davranışının neden olduğu duygusal açlık ve fiziksel açlık belirtileri birbirinden kolayca ayırt edebiliyor. Fiziksel açlık durumunda gördüğümüz belirtileri midede kazınmave kan şekeri düşüklüğü olarak sıralayabiliriz. Bu durumda birey doygunluğa yedikçe ulaşabiliyor. Fakat duygusal açlıkta tam tersi bir durum söz konusu. Duygusal açlık aniden başlayan ve fiziksel herhangi bir belirti vermeyen bir açlık türü. Açlığı giderme davranışı dabu bireylerde daha farklı. Bireyin ne bulursa onu yediği ve daha çok enerji değeri yüksek besinleri tercih ettiği davranışları gözlemleyebiliyoruz.
Bireyin biricikliği ile duygusal yeme tutumlarında farklılıklar olabileceği yadsınamaz bir gerçek fakat duygusal yeme davranışlarını tetikleyen bazı ortak durumlar gözlemleyebiliyoruz. Bu durumlar nelerdir?
Kişi duyguları ile yemek seçebiliyor; mutlu olduğunda belirli besinleri yerken mutsuz olduğunda bu besinleri hiç tüketmeyebiliyor. Duygusal baskı ile yemek yemeye yönelebiliyor; sinirliyken normalde tükettiği besin miktarından daha fazla yemek yiyebiliyor. Duygularını düzeltmek için yemek yiyebiliyor; mutsuzken dondurma yiyerek mutluolabiliyor veyakişinin bilişsel yeme kontrolü olabiliyor; geçmişinde yaşadığı bir travmaya veya olaya tepki olarak yemek yiyebiliyor.
Peki bu duygusal yeme atağını takip eden davranışlar neler olabilir, birey bu davranışı gerçekleştirdikten sonra kendini nerde bulabilir?
Duygusal yeme davranışını çoğunlukla obezite takip ediyor. Obezite zaten prevelansı çok yüksek bir hastalık ve duygu durumu ile debağlantılı. Duygusal yeme davranışı olan bireyler duygusal yeme sonrası kilo verme isteği, sık sık diyet yapma, düşük kalorili diyet uygulamaları, kendini besinlerden yoksun bırakma gibi telafi edici davranışlara yönelim gösterebiliyor. Bu tür telafi edici yaklaşımlar ise ciddi yeme davranışı bozukluklarına neden olarakkişileri depresyonu tetikleyip, tekrar duygusal yemenin içine sıkıştırabiliyor.
Duygusal yeme tutumunun tedavi sürecinde sizin yaklaşımınız nedir?
Öncelikle bu kişilerde multidisipliner yaklaşımın önemi çok büyük. Duygusal yeme, diğer yeme bozuklukları, gece yeme sendromu gibi rahatsızlıklarla ilişkili bir durumda psikolog/psikiyatrist ileçalışıyor olmamız, bir seçenek değil zorunluluk. Psikolog/psikiyatrist duygusal yeme modelini çözümlerse, bizler oluşturduğumuz beslenme tedavisi ile bütüncül bir tedavi uygulayabiliriz.
Biz duygusal yeme davranışı bulunan kişilerde duygusal açlık durumunun farkındalığını arttırarak kişiyi fiziksel açlığa yaklaştırmaya çalışıyoruz. Sezgisel Beslenme dediğimiz bir beslenme modeli ile beslenme tedavisine başlıyoruz. Bu noktada hedefimiz kişinin vücut ağırlığını düşürmek değil, kişinin fiziksel açlık ve tokluğunu takip ederek enerji kısıtlaması olmaksızın sağlıklı beslenme odağını oluşturmak ve bozulmuş yeme davranışını düzeltmeye çalışmak. Verdiğimiz beslenme eğitimi ile kişiyi diyet zihniyetinden çıkarmaya, açlık ve tokluk hissinden korkmamasını sağlamaya, yiyecekler ile barışmaya, vücuduna saygı göstermeye ve sağlıklı beslendiklerini hissetmeye yoğunlaştırıyoruz.
Çok kıymetli bilgiler verdiniz bizlere. Kendinde duygusal yeme davranışı olduğunu düşünen okurlarımız ya da yakınları olabilir bu durumla başa çıkmak adına onlara neler önerirsiniz?
Öncelikle kişilerin bu konuda farkındalık sahibi olması gerektiğini düşünüyorum. Hangi açlık türü ile yemek yediğimizi çözümlememiz gerekiyor. Duygusal yeme söz konusu olduğunda kişilerin kendilerine “Şu an da gerçekten karnım aç mı yoksa başka bir nedenle mi yemek yemek istiyorum?” sorusunu soruyor olmaları, 15 dakika bekleyerek yeme isteğinin geçip geçmediğini takip etmeleri, bir duygulanım günlüğü tutarak yedikleri yemek ve duygu durumları bağlantılarını daha açık bir halde gözlemlemeleri faydalı olabilir. Fakat aslen diyetisyen ve psikolog/psikiyatrist gibi uzmanlardan destek talep ederek multidispliner bir tedavi yaklaşımı ile ilerlemenin kalıcı bir çözüm getirdiğini de unutmamalıyız. Davetiniz için ben teşekkür ederim.
Değerli dostlarım soru ve görüşleriniz için psikologeylemdincer@gmail.comve elifsimayerkan@hotmail.comadreslerine mail atarak ya da @pskeylemdincer ve @simfitellainstagram adreslerinden bizlere ulaşabilirsiniz, sağlıkla kalın.