BİR AĞAÇ OLSAYDINIZ…
2022 yılının son dersinde, son dakikalarda bir öğrencimin sorusu:
“Bir ağaç olsaydınız… Hangisi olurdunuz?”
Üzerinde düşünmeye de yazmaya da değer…
Bir ağaç olsaydım…
Klasik bir ağaç mı olurdum acaba?
Bir diğer öğrencimin mırıldanarak dediği gibi mi olurdum?
“Klasik bir ağaç olmazdı bence, daha önce hiç görmediğimiz bir ağaç olurdu, standart olmayan birçok dalı olan…”
Köklerim klasik olurdu sanırım.
Geleneğine, kökenine, toprağına sımsıkı bağlı…
Canlı, capcanlı…
Suyuyla, mineraliyle bulunduğu topraktan beslenen…
Erguvan ağacı gibi mi olurdum acaba?
Pespembe…
Mis kokulu, rengarenk mi olurdum yoksa?
Dallarında envai çeşit kuşun yuva kurduğu, şakıdığı…
Börtü böceğin yaşadığı, beslendiği, hayat bulduğu…
Belki gölgemde mantarlar biterdi, Şirinler’in mantarları gibi…
Belki bir aslan ailesi yaşardı dallarımda…
Ormana hakim yerde, avlarını gözlemlerlerdi…
Her mevsim yemyeşil olurdum belki…
Sürekli canlı, faydası mevsime bağlı olarak azalıp çoğalmayan…
Ya da belki de bir kiraz ağacı olurdum.
İlkbaharda havanın ısınmasıyla çiçek açardım.
Meyve verirdim kuşlara, böceklere, kısır kıkır gülen çocuklara…
Ya da bir can erik olurdum.
Beyaz çiçeklerim baharın habercisi olurdu.
Bebek bekleyen anneler, kilometrelerce bir tek meyvemi aratırdı eşlerine…
Çam, köknar, palmiye, Hindistan cevizi, salkım söğüt…
Hangi türden bir ağaç olurdum bilmiyorum ama yine insanlara çok faydalı olmak için nefes alırdım.
Tahminen yine standart dışı olurdum.
Birçok dalım olurdu, heybetli olurdum…
Ben bir ağaç olsaydım, yine etrafımda cıvıl cıvıl çocuklar olurdu.
Güvenle yaslanırlardı gövdeme, sevgiyle…
Canımdan çok sevdiğimin dediği gibi;
“Bir ağaç olsaydım Allah Resulü’nün (S.A.V.) çöl sıcağında gölgelendiği bir ağaç olmak isterdim”…
Dr. Meryem ÇILDIR