Basın Bayramı (!)
Basında sansürün ilk kez kaldırıldığı 24 Temmuz 1908’den bu yana tam 116 yıl geçmiş. Falih Rıfkı Atay’ın önerisiyle “Basın Bayramı” olarak kutlanan 24 Temmuz, uzun yıllardır biz gazeteciler için “bayram” değil. Çetin Emeç’in, Uğur Mumcu’nun, Musa Anter’in, Metin Göktepe’nin ve daha nice yurtsever, aydın gazetecinin “faili meçhul!” suikastlerle öldürüldüğü bir ülkede bayram kutlamak ne mümkün.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE GÜNÜ
Bugün, Türkiye’de bizim gibi onlarca gazeteci, yazdıkları haber ve yazılar nedeniyle hapiste; doğruları yazmaya çalışanlar ise işsizlik, davalar ve gözaltılarla baskı altında.
Şuanda da örtülü, örtüsüz sansür ne yazık ki devam ediyor.
Öyle ki; Demokratik, çağdaş bir Türkiye’nin yolu basın ve ifade özgürlüğünden geçiyor. Bizlere düşen görev ise, mesleğimizin ilkelerinden taviz vermeden, kamu adına gerçeklerin arkasında durarak halkı bilgilendirmek.
Gelecek zamanlarda tüm baskılara, yıldırmalara rağmen bu yolda mücadelemizi eksik etmememiz gerektiğini canı gönülden söyleyebilirim.
Önümüzde ki tüm 24 Temmuz’ları, gazetecilerin tutuklanmadığı, yaptıkları haberler nedeniyle hedef gösterilmediği, işten atılmadığı, gazetelerin maddi cezalarla korkutulmadığı bir Türkiye’de bayram olarak kutlamayı diliyorum.