Atatürk’ün gençlerden isteği nedir?

Gazi, bizden Türk istiklalini ve Türk cumhuriyetini ilelebet korumamızı ister şayet bu değerlere saldıran ve bizi bu hazineden mahrum bırakmak isteyenler olacaktır. Eğer ki bu değerleri korumak için savunma ihtiyacında bulunursak durum ve imkanı düşünmeksizin vazifeye atılacağız. İstiklal ve Cumhuriyetimize kast edecek düşmanlar, aziz vatanın bütün kalelerini zapt etmiş, bütün tersanelerine girmiş, bütün ordularını dağıtmış ve memleketin her köşesini işgal etmiş olabilir. Bütün bu olaylardan daha vahim olmak üzere, iktidar koltuğuna oturanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini bir yeri yönetim altına alan siyasi amaçlarıyla bir araya getirebilirler. Millet, fakirlik ve muhtaçlık içinde yorgun ve bitkin düşmüş olabilir. Atamın Gençliğe Hitabe’sindeki bu olaylar size yabancı gelmese gerek fakat Atam bu duruma ithafen : “Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” diyerek bizi olup bitenleri izlemeye değil olanlar için mücadeleye itmiştir. Ancak görüyorum ki çoğu genç kurtuluş yolunun sadece tepki göstermek olduğuna inanıyor. Çabalamadan, kendini geliştirmeden sadece tepki veriyor. Öğrenmezsen, vatana faydan dokunacak yönde kendini geliştirmezsen zaten gelecekte de bu durumdan farklı yaşantın olmayacaktır. Teknolojiyi geliştirmek, eğitim yarasını sarmak, dış ticareti geliştirmek, fabrikalar kurmak için de öncelikle gençliğin ve insanımızın kendini geliştirmesi lazım. Kısacası her şeyin başı eğitimden geçmektedir. Okullarda verilen eğitim kalitesi iyi değil, ekonomi kötü diye elimizi kolumuzu bağlayıp bir kurtarıcı beklersek bu bizi daha da geriye atacaktır. Ve Türkiye’nin toparlanması çok daha uzun yıllar alacaktır. Ayrıca Atam diyor ki: “Şayet bir gün çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin. Kurtarıcı kendiniz olun.” Peki gençlik olarak kendimizi nasıl geliştirmeliyiz? Öncelikle kitap okuma alışkanlığı kazanmamız şarttır. Cephede bile kitap yazan bir önderimiz varken kitabın önemini tekrar vurgulmama gerek yoktur. Ancak kişisel gelişim ve bilgi ağırlıklı kitaplar size roman ya da hikaye tarzındaki kitaplardan daha çok şey katacaktır. Öncelikle ilgi duyduğunuz işi seçip onun üzerinde en iyisi olmak için kendinizi hazırlayabilirsiniz çünkü en az talep gören işin bile en iyisi olursanız kafanızda iş bulabilir miyim gibi sorular canlanmaz. Matematik, biyoloji, kimya, fizik gibi alanlarda da gelişim çok önemlidir. Kısacası kendi ilgi duyduğunuz alanda kendinizi en iyisi olacak şekilde geliştirmeniz gelecek Türkiye’nin her alanda gelişmesine sebep olacaktır. Ve bu da refah seviyesi ve zeka seviyesinin yüksek olduğu bir Türkiye’nin temellerini atmış olacaktır. Ey büyük Atatürk! Bir Türk genci olarak açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene!