“ALIM GÜCÜ ERİYOR”

HIDIRCAN KAYA

Kovid 19 salgını nedeniyle dünya genelinde yaşanan ekonomik dar boğazın etkileri her geçen gün artarken, Türkiye’de bu durumun daha fazla hissedildiğinin altını çizen Naim Öztürk, yıllar önce merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın bu konuda aldığı kararı örnek gösterip, komisyonun milletin beklentilerini karşılayacak biçimde bir rakam açıklamasını önerdi. Öztürk, açıklamasının devamında asgari ücretin kademeli olarak önce 3 bin 500 TL’ye ardından 4 bin 800 liraya çıkarılması gerektiğinın altını çizerek şu ifadelere yer verdi:

“AÇLIK SINIRINI VURGUSU”

Asgari ücret komisyonu toplanmaya başladı. Milletimizin faturalarını dahi ödemekte zorlandığı bir dönemde yaraları saracak, rahat bir nefes alınmasını sağlayacak sonuç ile neticelenmesini temenni ediyorum. Sendika yetkililerinin verdikleri teklifler bile beklentilerin oldukça gerisinde. Korkarım ki yeni belirlenecek asgari ücret yine açlık sınırının altında ilan edilecek.

“MİLLETİMİZ YETERLİ BESLENEMİYOR”

Günümüzde dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 3 bin lira civarında. Bu şu demek; milletimiz vücudunun ihtiyacı olan asgari gıdayı alamadan yaşamaktadır. Su götürmez bir gerçek var ki asgari ücretli açlık sınırının altında bir maaş almaktadır. Bu nedenle de hem kendisi hem de bakmakla yükümlü olduğu ailesi dengeli beslenememektedir. Oysa olması gereken en düşük işçi ödeneği açlık sınırı da değil, yoksulluk sınırı üzerinde açıklanmalıdır. Çünkü bu mümkündür.

“YAPILAN ZAM CEBE GİRMEDEN ERİMESİN”

Yıllardır asgari ücretlinin yüzü bir türlü gülemiyor. Yapılan zam daha çalışanın cebine girmeden eriyip yok oluyor. Adeta asgari ücretli çalışanımız buz satan esnafın durumuna düşürülüyor. Yaz sıcağında buz satanın durumu gibi asgari ücretlinin alım gücü hızla eriyip gidiyor. Milletimizi Afrika ülkelerindeki duruma düşürmemek gerekiyor. Döviz fiyatlarının yükselmesi asgari ücretliyi adeta Afrika ülkesindeki insanlara çevirdi. Asgari ücretlimiz günlük 10 dolar gibi bir gelir elde ediyor. Dört kişilik bir ailenin kişi başı gelir hesabı ortada. Milletimizin geliri dünya ortalamasının üstüne çıkartılmalıdır.

“SENDİKALAR BİLE ŞAŞIRMIŞTI”

54. hükümetin asgari ücret ödemeleri nerede, şimdiki çalışmalar nerede? İş başına geldiğinde başbakan Erbakan tarafından asgari ücretliye % 104 zam yapıldı. Sendika temsilcileri % 25 zam beklerken Erbakan Hoca kesinlikle işçiyle pazarlık yaptırmayıp sendikaların bile istediğinin 4 kat fazlasını verdi.

“KAYNAKLAR MİLLETİMİZE AKTARILMALI”

Ülkemiz muazzam zenginliklere sahip. Yapılması gereken çok basit. Bir takım zümrelere sunulan kaynaklar milletimize aktarılarak mesele çözülecektir. Bir çok örnek var, biz bir tanesini verelim, Bursa’mızda Cargil diye bir şirket var. Neden bu şirketin vergi borcu siliniyor. Böyle nice şirketler var. İnsana sormazlar mı asgari ücretlimizden vergi alınırken bir ABD şirketi olan Cargil’e neden imtiyaz sağlanıyor. Asgari ücretliye hiç zam yapmasanız vergiyi kaldırsanız bile bir rahatlama olacaktır. Oysa hem vergilerin kalkması hem de yoksulluk sınırı üzerine çıkacak oranda zam yapılması mümkün.

“HER HÜKÜMETİN ASLİ GÖREVİDİR”

Bunu iktidarın yapmasını tavsiye ediyoruz. Biz iktidara geldiğimizde milletimize ikiletmeden bunu gerçekleştireceğimizi sayın genel başkanımız Dr. Fatih Erbakan ifade ettiler. Yine genel başkanımız sayın Fatih Erbakan’ın, ‘ülkemizde asgari ücretlinin ezilmesini önlemek her hükümetin asli görevidir’ sözünü de hatırlatmak isterim. Şimdi hükümet bu oranda zam yapmış olsa, aynı alım gücüne ulaşamaz. Ancak, Milli Görüş’ün zam oranını baz alırsak, asgari ücretli çalışanın 4 bin 800 lira maaş alması lazım. Milletimizden toplanan vergilerin hizmet olarak milletimize aktarılmasını tavsiye ediyoruz.

“150 MİLYAR DOLAR BÜTÇEMİZ HAZIR”

Son olarak da partisinin Milli Kaynaklar kitabına değinen İl başkanı Naim Öztürk, “Türk siyasetinde bir ilki gerçekleştirdiğimiz Milli Kaynaklar-1 kitabımız ile bir yılda 150 Milyar Dolar’lık tamamen yerli ve milli kaynaklardan oluşan çalışmamızı tamamladık. Biz mevcut durumda bile zengin bir ülkeyiz. Yerli ve milli kaynaklarımızı halkımıza sunarak refah seviyesini yükselteceğiz. Biz yoksullara yardım için değil, yoksulluğu ortadan kaldırmak için iktidara talibiz’ dedi.