AFRİKA’NIN YÜKSELİŞİ

Son günlerde Avrupalı devletlerden itiraf gibi açıklamalara şahit oluyoruz. Almanya’nın Namibya’da, Fransa’nın Ruanda’da yaptığı soykırımları kabul etmesi, dünya siyasetinde önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü Avrupa Birliğinin silahlı gücü Fransa, ekonomik gücüde Almanya’dır.

Tabii ki soykırım yapan devletlerin tamamını yazsak sonunu getiremeyiz. Ancak diğer Avrupalı işgalcilerin de Almanya ve Fransa gibi itiraflarını yapacaklarını öngörmekteyim. Tabi bir de madalyonun öbür yüzü, neden bu itirafları yaptıkları konusudur.

Dünya’da nüfus artışlarına bakıldığı zaman en fazla nüfus artışının Hindistan, Çin ve Nijerya ülkelerinde olduğu görülmektedir. Bölgesel olarak Afrika’nın nüfus yoğunluğu diğer coğrafi bölgelere göre daha hızlı ve fazla gerçekleşmektedir. Üretim ve tüketim anlamında da ciddi bir potansiyele sahip olmasının yanında Afrika hem iş gücü hem hammadde hemde bereketli topraklar düzeyinde şu anda dünyanın tüm devletlerinin gözdesi konumunda yer almaktadır. Afrika’nın geleceğin gıda üretim bölgesi olması kaçınılmaz bir gerçektir. Zira Türkiye’miz de Afrika’daki potansiyeli görüp, ciddi anlamda yatırım yapmaktadır. Tabi bizim yatırımlarımız “Sömürü” şeklinde değildir. Merhamet ve vicdan toplumu olduğumuz için bu gibi uygulamalar asla ve asla bizim için kullanılabilir değildir. Gerek inancımız gerek toplum yapımız gerekse asırlar boyu yürüttüğümüz Nizam-ı Alem davamız, bizi sömürgeci devletlerden ayıran en büyük farkımızdır. Çünkü onlar ‘imha’ eder, biz ise ‘ihya’ederiz!

Yıllardır sömürülen Afrika’yı, neden şimdide sömürmüyorlarda itiraf ediyorlar dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Değerli dostlar, Dış politikayı ve dünyadaki gelişmeleri takip ettiğinizde, aslında sorunun cevabı kendini açık etmektedir. Namibya halkı, Almanya’nın özrünü ve ülkelerine 1 milyar Avroluk yatırım yapma vaadini kabul etmedi. Almanya, tazminat ödemeden bu işten sıyrılabileceğini ve ucuza kapatabileceğini düşünüyordu. Keza Ruanda içinde durum aynı şekilde olmaktadır. Peki ne oldu da bu devletler UYANIŞ pozisyonuna geçtiler? Olan şey belli aslında. Artık bölgeye merhameti, vicdanı, kardeşliği ile inmiş bir TÜRKİYE var. Bir bölgede uyanış başlıyor ise kesinlikle bölgeye TÜRKİYE inmiş demektir. Yıllardır Afrika’ya yaptığımız yatırımlar, bugün, bizim tarafımıza geçmeleri ile yeniden şekilleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2013 yılında yaptığı Afrika ziyaretinde ‘Biz sizi sömürmeye gelmedik, gönül köprüsü kurmaya geldik’ söyleminin karşılığı, şimdilerde gerçekleşmekte olan AFRİKA UYANIŞI’nın başlangıç noktasıdır.

Türkiye’de Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), “ULUSLARARASI SOYKIRIM VE İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇLAR ENSTİTÜSÜ” adıyla bir enstitü kurma çalışmalarına başladı. Bu enstitü ile bize atılan itirafları (Ermeni Soykırım yalanı vb.) tarihi belgeler ile engellemiş olup, mazlum coğrafyalardaki halkların hakkını da en yüksek perdeden savunacağımızın garantisini vermiş oluyoruz. Gönül köprüsü kurduğumuz tüm coğrafyalar, müttefiklik ve dostluk ilişkisi içinde yarın ve her daim yanımızda duracaktır.Bunun en güzel örneği, yeni bayrağında ay-yıldız kullanan LİBYA‘dır.Daha Gana, Somali ve Nijerya vb. ülkelerde yaptığımız faaliyetleri anlatmadım bile.

Devletimize Güvenin!