14 HAZİRAN ÖNCESİ ERDOĞAN-BIDEN
Son günlerde gözler, 14 Haziranda yapılacak olan NATO zirvesinin öneminden çok,Erdoğan-Biden görüşmesine dikilmiş durumda. ABD bürokratları bu görüşmenin iki ülke arasındaki ilişkiler anlamında iyi olacağı yönünde görüş belirtmekteler. Ülkemizde de bu görüşme gündemde ve sonuçları da herkesçe merak edilmektedir.
Aslında bu görüşmenin daha önce anlaşmaya varılan konuların onaylanması demektir diyebiliriz. Çünkü gelişmeler veya yapılacak çalışmalar iki ülke bürokratları tarafından ilerletilmektedir. Erdoğan ve Biden son noktayı koymak için yada başka bir ifadeyle, anlaşılan yani mutabık kalınan konularda el sıkışmak için bir araya geliyorlar.
Masaya yatırılan konular arasında S-400 hava savunma sistemlerinin olduğu gibi, Ukrayna-Rusya arasındaki gerginlikten tutunda, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere, Suriye, İran, Dağlık Karabağ üzere bölgesel hususlarda geniş ve kapsamlı her konu mevcut.
S-400 gerginliği konusunda ABD tarafının Türkiye’den geri adım atmasını beklediğini biliyoruz. Geri adım atarmıyız? Umarım atmayız. Eğer geri adım atarsak bile, çok büyük bir ihtimalle yerlisini yapmışız yada yapmak üzereyiz demektir. Politik denge gereği bu konudan vazgeçeceğimizi düşünmüyorum. Zira çarşamba günü Rus ve Türkiye dış işleri bakan yardımcılarının görüşmeleri sonucunda temmuz ortası gibi, askıya alınan uçuşların yeniden açılabileceği açıklaması yapıldı. Turizm konusuna iki tarafta büyük önem veriyor aslında. Ancak mevsimin yaz olması ve Türkiye’nin popülaritesi yüksek olduğu için Rusya tarafı sanırım S-400’den vazgeçme mesajı da vermiş gibi duruyor.
Görüşülecek konular arasında Türkiye’nin NATO ülkelerine sattığı SİHA’lar gündemin üst sıralarında yer alacaktır. Bu konu kesinlikle çok önemlidir. NATO ülkeleri arasında, askeri güç olarak 3. olduğumuz gerçeğini göz önüne almak gerekir. Gitgide zirveyi zorladığımız bu günlerde, askeri savunma ve ticaret anlamında bulunduğumuz girişimler, NATO içerisindeki müttefiklik ilişkilerimizin gelişmesi sanırım NATO’yu bile ürkütecek cinsten hale gelmiştir. Balkan ülkeleri ile bir nevi bildiğiniz savunma hattı kurmak üzereyiz.
Ermeni Soykırımı yalanı da kesin masada bahsi açılacak konulardan biridir diye tahmin ediyorum. Zira Joe Biden bu yalanı soykırım kelimesi ile ifade etmiş ve ABD ile TÜRKİYE arasının açılmasına sebep olmuştu. Yeniden söylemem gerekirse ERMENİ SOYKIRIMI diye birşey yoktur diye ifade edeyim.
Son olarak bu görüşmenin Türkiye’de bir eksen kaymasına neden olacağı yönünde görüş beyan edenler var. Buraya kadar geldiğimiz süreçte Babil ekolünü kabul ettiğimiz, görüşme sonrasında da Mısır ekolüne geçeceğimiz iddia ediliyor. İki ekolünde bizim yapımıza uygun olmadığını iyi biliyorum. İddiam odur ki, yeni dönemde Mısır ekolünü kabul etmiş gibi görünüp, sonbaharda ‘YENİ TÜRKİYE EKOLÜ’nü tüm dünya insanlarına duyuracağız. Yakından daha yakın..
Devletimize Güvenin!