Thomas Mann -19
Tonio Kröger’de, esere adını veren karakterinin burjuvaziyle ironi yüklü ilişkisini hikâye eden Mann, 1909’da yayımlanan Königliche Hoheit (Majesteleri Kral)’te, okurunun karşısına iflasın eşiğine yaklaşmış kurgusal bir Alman devletini çıkarmıştır.
Grimmburg Düklüğü adının verildiği bu devlet, sorundan sorun devşiren yapısıyla okuru bir anda klostrofobinin merkezine çekmiştir.
Devletin veliahdı Prens Albrecht marazlıdır ve uzun bir ömür süremeyeceğinden endişe edilmektedir. Tahtın ikinci varisi KlausHeinrich dünyaya geldiğinde halk sevince boğulmuştur ama onun da marazlı olduğu öğrenilince sevincin yerini üzüntü almıştır.
İkinci varis, fiziksel bir kusurla dünyaya gelmiştir. Kusurun adı atrofidir ve Mann bunu sadece tıbbi değil, sosyopolitik bağlamın da altını çizmek için kullanmıştır.
Bilindiği gibi atrofi, vücudun bir uzvunun büzülüp küçülmesi, bununla kalmayarak kuruyup erimesidir. Mann da sözü edilen fiillerin sadece veliahdın bedeninde değil, devlette yaşandığını anlatmak için atrofiden istifade etmiştir.
Atrofi dışında Mann’ın dağarcığına aldığı bir başka terim de anomalidir. Anomaliyi de aykırı bir atmosfer oluşturduğunu belgelemek için yardıma çağırmıştır.
Tıbbın terimleriyle ilerlese de Mann’ı bu eserde Schopenhauer ve Nietzsche’nin yönlendirdiği kurulan pesimist atmosferden anlaşılmaktadır.
Mann’ın okurun karşısına çıkardığı kurgusal bir devlettir ama cümlelerinin arka planı kurcalandığında bu devletin, daha doğrusu düklüğün, okura Ortaçağla bağ kurması için ete kemiğe büründürüldüğü anlaşılmaktadır.
Mann yine burjuvaziyle hesaplaşmıştır ancak hesaplaşmasının kaynağını zevahiri kurtarmadan tanıtmak istediği için böyle bir yöntem kullanmıştır.
Goethe’nin gölgede kaldığı, diğer eserlerinde olduğu gibi sıklıkla güneşe çıkamadığı bu romanında Mann, isterse onu da hesaplaşma alanına dâhil edebileceğini göstermiştir.
İdealizmin bu eserde boynu büküktür çünkü eseri katalize eden,atrofide somutlaştırılan kusurdur.
Eksikliğin kıymetli olduğunu Adornogibi hatırlatan ve tamamlanmışlığı elinin tersiyle iten Mann, estetiği, estetik olmayanda arayan bir edebiyatçı olduğunu bu romanıyla belgelemiştir.
Halkının Majesteleri Kral diye seslendiği yönetici kusurlu olsa da, Mann’ın nazarında burada kusurdan söz edilemez çünkü kusuru yöneticiden önce yönetimin kendisinde aramak gerekmektedir.
Romanın bir başka ana karakteride kâhinliğiyle ön plana çıkarılan Çingene kadındır.
Böyle bir karaktere Mann sadece sözümona yüksek bir zümrenin alternatifini kayırmak için eserinde yer vermemiştir çünkü o, karakter olmanın da ötesindedir.
Çingene kadın, okurun dikkatini kâhinliğinden önce çingeneliğiyle çekmiştir.
Çingene kadını tanıyan okur, Mann’ın Modernist Bir Yazar olduğunu söyleyenlere itibar etmeyecektir çünkü modernizm, Çingene kadının elinde varlığını değillemek zorunda kalmıştır.