Teşekkür ederim, özür dilerim vs.
İnsanı diğer tüm canlılardan ayıran en önemli özellik konuşarak kendini ifade edebilmesidir. Gibi klişe bir cümle kurarken aklıma yapay zeka olarak bahsettiğimiz ve muhtemelen önümüzdeki senelerde hayatımızın olağan akışına dahil olacak olan robotlar geldi. Onlar da en az bizler kadar mantıklı cümleler kurabiliyor.
O zaman yazıma şöyle başlayayım, insanı canlılardan ve robotlardan ayıran en önemli özellik, günlük yaşam içerisinde davranış ve sözlerinin sorumluluğunu alması ve buna karşılık olarak herhangi birinden özür dileyebilmesi, nezaket karşısında teşekkür edebilmesi ve buna benzer pek çok iletişim faktörüdür.
Köşe yazmaya başladığım ilk günden beri her yıl sonunda bir değerlendirme yazardım. Bu yıl yapmadım, çünkü yılın nasıl bittiğinden ziyade nasıl başladığını görmek istedim.
Bilhassa mesleki anlamda son iki üç yıldır genel bir nezaketsizlik ve basın mensubu olarak sahada gördüğümüz saygının azaldığını fark ettiğim için keyifsiz bir dönemden geçiyoruz.
Bu yüzden insan olmanın erdemini taşımak ve kısa bir teşekkür yazısı yazmak istiyorum. Nasibini alan sırasını savsın…
* Sahada çalışan basın mensuplarını yok sayarak patronların gönlünü hoş tutma derdinde olan kamu kuruluşlarına teşekkür ederim.
* Görevi gereği şehir değiştirdiği halde sabahtan akşama kadar yanında koşturan basın emekçilerine teşekkür etme gereksinimi duymayan dernek başkanlarına teşekkür ederim.
* Sene boyunca bel altı köşe yazılarıyla birbirine taş attığını zanneden ancak Bursa basınını yerin dibine sokan eski nesil gazetecilere teşekkür ederim.
Durun bir sakin olun yahu, insan gibi teşekkür ediyorum. Özür mi dilemeliyim, tamam durun o erdeme de sahibim…
* Yeni nesil gazetecilere mesleğimizi tavsiye edemediğim için özür dilerim.
* Her platformda ve her bağlamda fikrimizi özgürce ifade edemediğimiz için tüm meslektaşlarım adına özür dilerim.
* ‘Benim’ diyenlerin yüzüne gülmediğim ve kendimce onurlu bir tavır sergilememden rahatsız olan herkesten- özür dilemiyorum.
Belki bir gün savunduğumuz her şey yerli yerine oturur da bizler de ‘gazeteci olarak orada burada dolaşan’ yeni nesil basın mensupları olarak yolumuza devam ederiz. Kim bilir…