Osman Konuk

15.11.2021
A+
A-

“Deneysel Şiir” Türkiye’de, özellikle son yıllarda, dille oyunu araç olarak değil, amaç olarak kullanan alt bir tür olarak kendisini arz-ı endam ettirmiştir.

Dilin kendisini bu şekilde takdim etmesinde, artık yayımlanmayan “Heves” dergisinde bir araya gelen isimlerin katkıları büyüktür.

 

Neo-liberal dünya düzenini ve bu düzenin Türkiye’ye yaşattıklarını “Deneysel Şiir” le eleştirebileceklerini düşünerek bu alt türü tercih eden isimlerin yazdıkları şiirler zamanla, bu düzene eklemlenmeye çalışan hatta onun parsasını toplayan ürünler olarak dergilerdeki yerlerini almışlardır.

 

Bu isimler, eleştiri ile şikâyet arasındaki ayrımın farkına varamayarak, sadece şikâyet ettikleri düzenin dilini kabullenmek zorunda kalmışlardır. Şikâyetin, kayıtsız şartsız teslimiyeti doğurduğu realitesi bu isimlerin pratiklerinde de net bir şekilde açığa çıkmıştır.

 

Şimdilik son şiir kitabını, “Pan Yayınları” nın, “Heves Kitaplığı” dizisinden 2009 yılında “Beyaz Savunma” adıyla çıkaran Osman Konuk’un şiiri, bu ekiple dirsek temasında bulunduğu halde sözü edilen sorunları yaşamamıştır.

 

1961 yılında Afyon’da dünyaya gelen ve ilk kitabını 1982 yılında “Üç Çiçek Yayınları”ndan “Seni Yalnız Ben Anlarım” başlığıyla yayımlayan Konuk’un,“Yeni Dalga” akımının söylemini yansıtan dizelerle poetikasını şekillendirmesi, şiirinin bu bağlamdaki sorunlara yanaşmamasını sağlamıştır.

 

Bilindiği üzere Fransa’da; François Truffaut, Jean-LucGodard, EricRohmer, ClaudeChabrol ve JacquesRivette gibi, sinema eleştirmenliğinden gelen yönetmenlerce varlığını kabul ettiren bu akım, olaylarla değil, olgularla, olguların diliyle, kurgusuyla ilgilenen bir anlayışı beyaz perdeye taşımıştır. Kendisini olgulara sabitleyerek olaylar gibi olgulara da mesafeli yaklaşmayı ihmal etmeyen bu akımda, yaklaşılan olgulara da “olmazsa olmaz” etiketi yapıştırılmamıştır. Zira filmler de bu etiketi almak için hazırlanmamışlardır.

 

Olayların boyunduruğundan, olguları, dili ve kurguyu kurtarmayı amaçlayan “Yeni Dalga” dan aldıklarını şiirine yansıtan Konuk’un şiirinde de; olgu, dil ve kurgu olayın sınırlarını ihlal ederek poetikanın zeminini oluşturmuşlardır.

 

Dil, kurgu ve olgu bir amaca hizmet etmek için bir araya getirilmemişlerdir. Böyle bir özelliği bünyelerinde barındırmaları araç olmalarının yolunu da açmamıştır.

 

Şiirlerini seksenli yıllarda kaleme almaya başlayan Konuk’un bu yaklaşımını umursamazlıkla nitelendirmek mümkün değildir. O; genelde şiirin, özelde; dilin, kurgu ve olgunun yıllarca olayın fasit dairesinin içine sıkıştırıldıklarını ve artık bu daireden çıkartılmaları gerektiğine inandığı için bu yola yönelmiştir. Konuk, yöneldiği yolun olaya da nefes aldıracağının bilincindedir.

 

Seksenli yıllarda isimlerini duyuran birçok şairin aksine, eve kapanmayan, soluğu sokakta alan dizelere imza atan Konuk; eğitimini aldığı ve vermeyi sürdürdüğü sosyoloji ve bu bilimi masa başından kaldırarak dört yol ağızlarına; sokaklardaki ve mahallelerdeki travmatikhaykırışlara  kulak kesilerek götüren  Pierre Bourdieu gibi teorisyenler sayesinde poetikasının teorik arka planını sağlamlaştırdığı için, içe kapanmakla, şikayet eden kabullenmek dışında, karikatürize eden ancak, karikatürize olmayan bir söylemi  dallandırıp budaklandırmıştır.

 

“Deneysel Şiir”e,  kabuğuna çekilmemekte ısrar eden bir dilin ve kurgunun izini sürerek katkı sunan Konuk, bu şiir türünün bayraktarlığını üstlenen “Heves” çevresindeki isimler gibi hareket etmediği için dil ve dolayısıyla kurgu, alttan alta eril bir düzeneği oluşturma adına çaba sarf etmemiştir. Kadın, edilginleştirilmediği gibi erkek de etkin olmanın gururuyla hükümranlığını ilan etmemiştir.

 

Dile paradoks yaşatmadan dille oynayan, dili, kurguyu ve olguyu oyunlarına alet etmeyen Konuk’un şiiri; yüze göze bulaştırmadan işlendiğinde dil oyununun ve deneyselliğin şiire neler kattığını görmek bağlamında önemli bir yerde durmaktadır.

 

Bu yerin niçin sarsılmadığını algılayabilmek için, “Anlaşırsak ben yokum” dizesini, poetikasının merkezine yerleştiren ve “uyumsuz” luğu, “uyum” un izini takip etmeyerek tanımlayan Osman Konuk’un şiirine yeniden odaklanmak gerekmektedir.

YORUMLAR

  1. zaman tamircisi dedi ki:

    Kırmızıda Beklerken, Edebi Şeyler, 2020

    Osman Konuk’un şimdilik son kitabı, bilginize.