İstifalar silsilesi

Güzelim ülkemizde en son ne zaman bir bürokratın, bir siyasi ismin herhangi bir konuda hatalı olduğunu kabul ederek istifasını verdiğini duydunuz?

Mesela tren kazası, mesela sel, mesela deprem, mesela önceki yıllarda yaz aylarında yaşanan korkutucu orman yangınları… Hangi bakan, hangi vali, hangi belediye başkanı kendisini yetersiz hissedip ya da görüp görevini “Özür dilerim, ben görevimi layıkıyla yerine getiremedim. Bu yüzden istifa ediyorum” diyerek bıraktı.

Bu ayın başında hatırlarsınız, Yunanistan’da bir tren kazası yaşandı. 38 kişinin hayatını kaybettiği kaza sonucu  Yunanistan Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis görevinden istifa etmişti.

Farkında mısınız, kötü bir haber okuduğumuzda “Bu kesin Türkiye’de yaşanmıştır” diyoruz. Ama bir sorumluluk, bir hata kabul etme durumu olduğunda maalesef bu olgunluğu kendi ülkemizin siyasetçilerinden, bürokratlarından göremiyoruz. Olsa olsa ‘sağlık sorunlarından dolayı’ aflarını isterler.

Bunun en net örneğini deprem bölgesinde şehrinde 2 bin 349 binanın yıkıldığı Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar’la gördük. Böyle deyince belki hatırlamazsınız, kendisi sosyal medyada “şehri yıkılırken gülen vali” olarak biliniyor.

20 binden fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiği Hatay’ın valisi Rahmi Doğan mesela. İnanır mısınız, milletvekili olmak için valilik görevinden istifa etti.

Bir de adı yolsuzlukla anılan Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman var… O da milletvekili adayı…

Bu ülkenin siyasetçilerine sormak istiyorum. Görevinizi layıkıyla yerine getiremedikten sonra, yaramaz bir çocuğun annesinden kaçarken babasının arkasına saklanması gibi bir partinin ardına saklanmayı ne zaman bırakacaksınız?

15 Mayıs’ta neyin değişmesini istersin diye soracak olursanız, bu ülkede sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınan ve hatasını kabul etmeyen bir siyaset ve yönetim şekli kalmasın isterim!