İKİ YÜZLÜLÜK; KISKANÇ, FESAT VE YETERSİZ İNSANLARIN İŞİDİR…

29.11.2022
A+
A-

“Eğitim-İş’in eski başkanı Orhan Yıldırım,

Girmeyin dediği sınava girip Başöğretmen oldu.

 

Eylem yapıp öğretmenleri kariyer sınavına girmemeye çağıran sendika başkanının oyunu ifşa oldu.

 

Protesto için öğretmenleri sınava girmemeye davet eden Eğitim-İş’in eski başkanı Orhan Yıldırım, polise zorluk çıkarmış, arbede sonrası gözaltına alınmıştı. Aynı Yıldırım’ın, Ankara Anıttepe Lisesinde öğretmen kariyer sınavına girip başöğretmen unvanını aldığı ortaya çıktı. Binlerce öğretmeni kandırıp engelleyen sendika başkanı tepki çekti.”

(MAHMUT ÖZAY-Türkiye)

 

İddia bu yönde…

 

İnsan söylediklerinin arkasında durursa, yaptığını sonuna kadar savunursa hem saygınlığını korur hem de bu kişiye mert insan denir…

 

Şimdiye kadar söylemi ile eylemi birbiriyle çelişen insanlardan çektik ne çektiysek…

 

Bu kişilerden dokuz şehir kaçacaksın…

 

Çünkü böyle insanlar çıkarı için tüm herkesin zararına işler yapar, hatta topluma ve ülkeye zararı olur…

 

Böyle ikiyüzlü insanlardan Allah (C.C.) muhafaza diyorum…

 

İkiyüzlülük yetersiz insanların işidir…

 

Çünkü yeterli ve liyakat sahibi insan, sadece kendi işine ve başarısına odaklanır…

 

Yetersiz insanlar ise başkasının başarısı ile uğraşır, onu engellemek için de türlü ayak oyunlarına ve köy kurnazlıklarına başvurur…

 

Mert olmadığı için akla hayale gelmeyecek alakasız, manasız, mantıksız, ilimle bilimle alakası olmayan, kimseye hiçbir fayda sağlamayan, sihirbazın şapkadan tavşan çıkarması misali, olur olmaz fikirler ortaya çıkarır…

 

Sırf bir takım art niyetli insanların desteğini almak ve iyi niyetli, samimi insanların kafalarını karıştırmak suretiyle başarılı ve liyakatli, ilim ve bilim ile uğraşan, tek gayesi başarı olan insanların önüne takoz olmak, onları engellemek için…

 

Bu tür ayak oyunları oynayan, ikiyüzlü, fesat, sadece kendi çıkarını menfaatini düşünen insanlar, nasıl oluyorsa oluyor, bir yolunu buluyor, hasbelkader bir de yönetici oluyor…

 

Sonra yönetici olduğu zaman da, tek gayeleri bilimin ilimin önüne takoz olmak…

Başarılı insanların önünü kesmek, sicili ile oynamaya çalışarak çamur atmaya çalışmak, yetersiz göstermeye çalışmak, yapabiliyorsa çalıştığı kurumdan kovmak, yerine vasıfsız tipleri doldurmak…

 

Çok tanıdık değil mi? Etrafınızda mutlaka vardır…

 

Rabbim, böyle kişilerin şerrinden herkesi muhafaza eylesin inşallah…

Amin…

 

ASIL YÖNETİCİLİK VE BAŞÖĞRETMENLİK BENİM HAKKIM…

 

*Katsayı mağduru olan ben…

 

*11 sene önce doktora mezunu olan ben…

 

*Sayısız kongreler, çalıştaylar, Bakanlık ve TÜBİTAK  projeleri, ulusal ve uluslar arası makaleler, ulusal ve uluslar arası kitap çalışmaları üreten ben…

 

*Birçok başarı, üstün başarı ödülü ve aylıkla ödüllendirme alan ben…

 

Fakat başöğretmen olan yine başkaları…

 

Neden? Çünkü oyun içinde oyun… İkiyüzlülük içinde ikiyüzlülük… Engel üstüne engel… Ayak oyunlarının bini bir para…

 

11 sene önce başöğretmen olmam gereken yerde…

Hala uzman öğretmen bile olamadım…

Mahkemeliktim, Kanun çıktı…

Başöğretmen olabilmem için 10 yıllık uzman olma şartı önüme konuldu…

11 yıldır alan doktoru olan ben uzman sayılmadığım için başöğretmen de olamadım…

Şaka gibi…

Ama acı gerçek…

Sınava girip uzman olan arkadaşlarım arayıp nasıl benden önce başöğretmen olduklarını anlatıyorlar, içlerine nasıl bir yara olduysam…

 

Hakkım olan kariyer basamağı için Milli Eğitim Bakanlığı ile bu konuda yaklaşık üç yıldır mahkemeliğim, hakkımı hukuki olarak arıyorum. Lâkin hiçbir zaman hakkım olan kariyeri elde edemedim…

Pek de umudum yok bu konuda…

Dünya tanıyor uzmanlığımı, fakat MEB tanımamakta anlamsız bir şekilde ısrar ediyor…

 

EKYS’Yİ KAZANAN YİNE BEN…

 

20 yıllık ve bulunduğum kurumda da 10 yıllık ilk doktoralı öğretmen olmama rağmen,

EKYS’yi kazanmış olmama rağmen, müdür bey köyden arkadaşına söz verdiği için, yine üzümün çöpü bana düştü…

 

Uzun lafın kısası…

 

Engel çıkaranların  tümü yönetimde ve yönetici…

 

Şimdi neden başarılı insanlara engel çıkardıklarını anladınız sanırım.

 

Çünkü liyakatli ve başarılı insanların hak ettikleri ünvana ve makamlara kendileri yerleşiyor…

 

Biz de mahkemelerde ve insanlarımızın vicdanlarında hakkımızı aramaya çalışıyoruz…

 

Dr. Meryem ÇILDIR

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.