EKONOMİ KURALI
Ekonomik olan bir çalışma, okuma, düşünme, alışveriş insana dünyanın büyük zevk ve sevincini yaşatır. Espri aklın ekonomisi olduğu için hoşa gider. “Bir taşla iki kuş vurmak” veya “bir koyup üç almak” boşuna söylenmemiş. Bizim bütün ruhsal faaliyetlerimiz ekonomi kuralına uygun olarak cereyan eder.
Aç ve susuz kaldığınızda yiyecek ve su en yüksek değere ulaşırlar. Bir çölde elinizdeki bir torba altını bir şişe suya verebilirsiniz. Aynı mal ve paranın ekonomik değeri de kişinin durumuna göre değişir. Bir zengin için değeri çok düşük olan bir meblağ bir yoksul için yüksek bir ekonomik değer olabilir. Aylık bin lira kazanan için parasının değeri, aylık beş bin lira kazanandan daha değerlidir.
Bir şeyi en az çaba ile yapmak ekonomi kuralına uygundur. Bilginiz ve beceriniz arttıkça daha ekonomik hareket edersiniz. Bu bir usta ile çırak arasındaki farktır. Acemi bir çırak bir saatte tıraş ederken usta yirmi dakikada tıraş eder. Bir zenginin parası bir fakirin parasına göre daha değersizdir. Çünkü daha az iş görür ve daha gereksiz fuzuli şeylere harcanır. Bir meta azaldıkça değer kazanır.
Yirmiye seksen kuralı da ekonomiktir. Bir şeyin yüzde yirmisi ile onun yüzde seksenini yapabilirsiniz. Mesela dövüş sanatının en önemli yüzde yirmisini öğrenirseniz kendinizi yüzde seksen koruyabilirsiniz. Yaşamak için lazım olan ihtiyaçların yüzde yirmisi ile hayatınızı devam ettirebilirsiniz. Bu her şeyde böyledir.
Alışkanlıkların temelinde yatan şey de ekonomi kuralıdır. Az bir çabayla büyük bir zevk veren her şey insanın hoşuna gider. Oyun, eğlence, kumar, içki, uyuşturucuların ve buna benzer şeylerin hepsi işleyen bu ekonomi kuralına dayanır.