DUA ETMEK
Sahip olduğumuz nimetlere şükretmek, dert ve sıkıntılarımızı dile getirmek için bizi Yaratana yakarırız. İçinizden dua etmek geçtiği her an Allaha dua edin. Dua etmenin uygun yeri ve zamanı yoktur. Size verdiği her şeyden ve sahip olduğunuz her nimetten dolayı Allaha şükredin. Ekmeğe, suya, havaya muhtaç olduğumuz gibi duaya muhtacız. Dua bütün ibadetlerin özü ve ruhudur. Duayı bildiği sözlerle ve içten gelerek yapmalı. Dua âlemlerin rabbine içten gelerek sığınmadır.
Dua dünyanın sıkıntılarından bir teneffüs, bir canlanma ve ruhani bir yenilenmedir. Her teneffüs nasıl ki çalışanlara daha şevkle çalışma heyecanı ve imkânı veriyorsa dua da öylece bizi dünyanın dertlerine karşı daha güçlü, daha dayanıklı, daha ümitli yapar. Dua külli olanı düşünmek, ona açılmak ve onunla bütünleşmektir. Dua Tanrıyla konuşmadır. Kaybettiğimiz gücü yeniden toplarız. İbadetlerin özü ve mayası duadır. Dua bizi yüceltir, kendimizi aşmamıza yarar. Yalnız olmadığımızı, bir sahibimizin ve koruyucumuzun olduğunu hissederiz, onun yardımını dileriz.
Başkalarının yazdığı ezberlenmiş sözlerle ve ısmarlama olarak yapılan dua, sahtekârlığın ta kendisidir. Dua okumayı bir kazanç ve meslek haline getirenlerinin sözlerinin kıymeti yoktur çünkü bunlar samimi değildir. Hiç kimse kimsenin yerine dua edemez. İçinden gelmediği halde sadece dudaktan yapılan dua boştur, anlamsızdır. Böyle bir dua yankı bulmaz, yararı olmaz. Dua aczini ve zaafını âlemlerin Rabbine arz etmektir. Dua ruhi ve manevi gelişmenin bir vesilesi ve aracıdır.
Duada esas olan kendiliğindenlik, doğallık ve samimiyettir. O anda dilinize gelen sözlerle dua etmelisiniz. Neşeli ve sevinçli iken, üzüntülü ve kederli iken, sıkıntılı ve tehlikede iken sizin yapacağınız dua farklı olacaktır. Bazen gizli ve sessizce, bazen de sesli olarak dua edeceksiniz. Sesinizi dinleyen biri var ve sizi işitiyor diyerek dua edeceksiniz. Kulun Allaha en çok yaklaştığı an, dua anıdır. Otururken, yatarken, yürürken, yemek yerken, yan yatarken, tarlada çalışırken, otobüse binerken Allaha dua edin…