Dezenformasyona uğrayan yeni nesil gazeteciler
Önceki gün Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Yeni Nesil Medya Çalıştayı’na katıldım. Azerbaycan ve Kazakistan’dan da konuşmacıların bulunduğu iki oturumda düzenlenen panelde biz ‘yeni nesil’ gazeteciler nezdinde enteresan olarak tanımlayabileceğim bir çalıştaydı.
Namık Göz moderatörlüğünde gerçekleşen ilk oturum, ikincisine kıyasla daha hareketli ve bizim ilgimizi çeken bir oturum oldu. ‘Nefret söylemi’, ‘dezenformasyon’, ‘manipülasyon’ ve ‘sosyal medya yalanları’ temalı oturumu kısaca özetlemek istiyorum.
Maalesef ki biz, yani nesil gazeteciler bu oturumu biraz ‘yanlı’ bulduk. Hatta gerçekçilikten uzak… Peki neden? Öncelikle yazılı basında namı diğer geleneksel medya bünyesinde çalışan bir editör/muhabir olarak gazetelerin ömrünün kısaldığını ve dijital medyanın geleneksel medya üzerinde çok büyük bir etkisi olduğunu görebiliyoruz. Buna ilaveten konu dezenformasyon yasası gibi gazetecileri kısıtlayan bir yasanın var olduğunu düşünürsek, Kenan Kıran’ın “Medya en özgür dönemini yaşıyor” cümlesi biraz Pollyannacılığa kaçıyor. Kenan Kıran’ın geleneksel medyayı temsil ettiğini varsayarak, onun cümleleri üzerinden birkaç yorumum olacak, yeni nesil gazetecilerden biri olarak:
“Yazılı medya bitmez.”
“Hayır, neden bitmesin. Dijital medyanın geleneksel medyanın önüne geçmesini engellemek mümkün değil. Bu dönüşüme ayak uydurmak zorundayız, her ne kadar ben de gazetenin kokusunu sevsem ve yazdığım haberleri kağıt üzerinde görmeyi sevsem de kaçınılmaz son çok uzak değil.”
“Gündemi yazılı haberler belirliyor.”
“Hayır, gündemi sosyal medya ve hayatın akışı belirliyor. Gündemi duyarlı vatandaşlar, hakkını arayan işçiler, sokakta elini kolunu sallaya sallaya gezen katiller, tacizciler, tecavüzcüler ve birtakım olayları engellemek yerine bu olayları ‘tık’ ve ‘hit’ uğruna cep telefonuna kaydederek sessiz kalanlar belirliyor.”
TAM EVET BİRİ BİZİ ANLIYOR, DİYORDUM Kİ…
Sanırım çalıştayda en gerçekçi ve günümüze uygun değerlendirmeler TRT Haber Yayın Uzmanı Sercan Türkyılmaz’dan geldi. Türkyılmaz sunumunda özetle, vatandaş gazeteciliğinin gerçek haberciliğin önüne geçtiğini, internetle arası iyi olan herkesin haberciliğe soyunmasını doğru bulmadığını, ‘tık’ ve ‘hit’ derdi yüzünden insani değerlerden vazgeçilen yaklaşımı yanlış bulduğunu belirtti.
Tam diyordum ki sonunda biri medyanın dönüştüğünün farkında, bizimle aynı düşünüyor “Geleneksel medyanın kaybolacağı algısı doğru değil” cümlesi çıktı Türkyılmaz’ın ağzından. “Tüh” dedim, yaklaşmıştı…
Açıkçası organizasyon güzel düşünülmüş olsa da ‘Yeni Nesil Medya Çalıştayı’nın konuşmacıları maalesef ki siyaset ağırlıklı konuşma yaptıkları için biz ‘yeni nesil gazeteciler’den tam not alamadı. Belki bir sonraki sefere…